English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm just thinking

I'm just thinking traduction Turc

2,163 traduction parallèle
I was just in some hay earlier tonight. Hey, and I rode a bull, and I was thinking of you.
Aslında bu gece ben samanlıktaydım ve bir boğaya bindim ve aklıma sen geldin.
I'm just thinking it was mislabeled.
Yanlış etiketlendiğini düşünmeye başlamıştım.
I'm just thinking that if I touch it, maybe a balance will be struck.
Düşünüyorum da eğer dokunursam belki denge yerini bulur.
I'm just trying to be realistic, because I'm thinking maybe, you know, football's not just going to hand me my future on a plate.
Biraz gerçekçi olmaya çalışıyorum, çünkü, düşünüyorum da, belki de futbol ileride benim tabağıma yemek koymayacak.
- I just want to know if you've been thinking about it.
Sadece bu konu hakkında düşünüp düşünmediği soracağım.
I'm just thinking.
Öyle düşündüm de...
First I'm thinking, I'm just gonna lay low in aisle three and let this shit be.
Önce ses çıkarmadan işlerini bitirmelerini beklemeye karar verdim.
Now, what I'm thinking is that maybe we should go over to her house... you two are just the cutest things on four legs!
Düşünüyorum da... onun evine gitmeliyiz, Siz ikiniz 4 ayak üzerindeki en tatlı şeylersiniz!
I'm thinking that Nikolai found out that Lucien was gone and he just disappeared.
Bence Lucien'in kaybolduğu fark edince sırra kadem bastı.
Um, I'm not trying to be pushy or anything, but I was just thinking if you really want to know more about the lab, maybe you could give me your number and we could go out sometime and talk about it.
Abaza gibi görünmek istemiyorum ama düşünüyordum da eğer laboratuvar hakkında daha fazla şey bilmek istiyorsanız belki numaranızı verirseniz, bir ara dışarı çıkıp konuşabiliriz.
I'm just thinking, wouldn't it be nice for him to have a last meal?
Düşünüyorum da, son bir yemek yese nasıl olurdu?
So, I'm thinking a night off, no SAT's, no AA, just you and me having some good old-fashioned fun.
Bu yüzden, gece randevusunu düşünüyorum, sınav yok, Adsız Alkolikler yok, yalnızca sen ve ben, biraz eski moda eğleneceğiz.
I'm just thinking that probably hurts worse than a jolt to the pecker.
Sanırım biraz önce denediğim yerden daha fazla acıtır.
If the Air Force has already searched Woodward's house, wouldn't they have searched stuff in the schoolroom, too? Yeah, man, I was just thinking about that, too.
Hava Kuvvetleri adamın evini aradıysa okul odasını da aramamış mıdır?
I'm just thinking if you're smart enough to hack into the mainframe, why not just figure out a way to steal the money and save yourself the trouble?
Eğer ana sisteme sızacak kadar zekiysen neden bu kadar belaya bulaşmadan parayı çalmıyor ki?
( chuckles ) I'm just thinking about the look on your face when you came in that room.
Ne var? O odaya girdiğindeki yüz ifadeni düşündüm.
- I was just looking out the window and thinking, - where are you? - I'm, I'm at home.
Pencereden dışarı bakıyorum ve nerede olduğunu düşünüyordum.
I'm just thinking.
Bir şeyler düşünüyordum.
Turns out there's this surprise party for Hanna, so I'm thinking, uhm... - I'll just go there first and then come by.
Görünen o ki, Hanna adına bir sürpriz parti varmış ben de düşündüm ki, önce oraya gider, sonra sana gelirim.
Then, uh, I'm gonna- - I was thinking of taking Marie's hand and saying something emotional like "It's such a relief to tell you. " We're just so glad we have a strong family
Sonra da ben Marie'nin elini tutup duygusal bir şeyler söylemeyi düşünüyorum.
I just wanted to say that I was thinking about you and the kids, and...
Seni düşündüğümü söylemek için aramıştım. Ve tabii çocukları da.
- I just wanted to say that I was thinking about you and the kids, and, uh...
Seni düşündüğümü söylemek için aramıştım. Ve tabii çocukları da.
I- - I just wanted to say that I was thinking about you and the kids, and, uh...
Seni düşündüğümü söylemek için aramıştım.
Yeah. I'm, I'm getting all choked up, just thinking about it.
Bu konuda düşünüp duruyorum.
I'm just thinking about Jeremy.
Jeremy'i düşünüyordum.
I'm just thinking about the day I married Diane. Why?
- Diane'le evlendiğim günü düşünüyorum.
I was just looking down thinking next week, in the race, I'm gonna be going down there at 200 mile an hour plus.
Aşağı bakıp ve sonraki hafta buradan 200 mili hızla geçeceğimi düşünürüm
I'm just thinking how convenient it is.
Ne demek bu? Durum ne kadar da müsait- -
Right now I'm just... thinking about making salad for 15.
Şu anda sadece... 15 kişi için salata yapmayı düşünüyorum.
I am sick of every dickhead thinking he's got touching rights, just cos I smiled at him.
Her geri zekâlının sadece gülümsedim diye bana dokunabileceğini düşünmesinden bıktım usandım.
But I'm just always thinking of myself.
Ama ben her zaman sadece kendimi düşünüyorum.
I'm just looking at it thinking, "Who do I call?"
Bakıp kendi kendime düşündüm, "Kimi arayacağım?"
I'm sorry. I - I just wasn't thinking.
Kusura bakmayın, düşünmeden hareket ediyordum.
I was just thinking that now might be a good time to invest and...
Şu sıra yatırım yapmanın tam zamanı diye düşünüyordum..
I was thinking about, um, eating Chinese food with you in New York and just all we've been through and how it's nice to have you here.
Senle New York'ta Çin yemeği yiyişimizi onca yaşadığımız şeyi şuan yanımda olmanın ne kadar güzel olduğunu bunları düşünüyorum işte.
I'm just - - I was just thinking about how nice it is to have you here, and... how I can't believe that I almost lost you and Jamie in the same night.
Sadece - sadece yanımda olmanın ne kadar güzel olduğunu kaybedebilecek oluşumu düşünüyordum.
Cause there was I thinking we could just all stick our arms out of the portholes and paddle our way back to the 21st century.
Zira, tam da, kollarımızı lumbuzlardan çıkartıp 21. YY'a doğru kürek çekebiliriz diye düşünüyordum.
I was just thinking about how this is the first time we've been apart since the attack.
Ben de tam, bunun saldırıdan bu yana ilk ayrılışımız olduğunu düşünüyordum.
I bet my freshman tuition against the Lakers three-peat. And I'm in no way accusing you of betting on this trial, but if you were to, let's say, recuse yourself - - and I'm just thinking of you - -
Ben üniversite harcımı Lakers maçına yatırmıştım ve sizi bu dava hakkında bahse girmekle suçlamıyorum ama eğer kendinizi bu davadan alacak olursanız... -... ve ben sadece sizi düşünüyorum...
I'm sorry for saying it, but... I'm just thinking of you.
Üzgünüm ama sadece seni düşünüyorum.
I'm not just thinking...
Şu anda beni bir çok açıdan korkutuyorsun.
-'Cause I was just thinking that I wouldn't want you to... feel alone, you know?
Çünkü düşünüyordum da kendini yalnız hissetmeni istemem. Anladın mı?
This means a lot to me, Andre, so much so that I'm getting misty-eyed just thinking about it.
Bu benim için çok önemli Andre. Sadece düşüncesi bile gözlerimi yaşartıyor.
I was just thinking how fascinating that a creature that we think is a primitive caveman actually had 27 % more brains than anyone alive today.
İlkel mağara adamı diye bildiğimiz şeyin nasıl muazzam bir canlı olduğunu düşünmeye başladım. Öyle ki bugün yaşayan insanlardan % 27 daha büyük beyni vardı.
I'm just thinking everybody makes such a big deal about staying young.
Düşünüyordum da genç kalma konusunu herkes çok abartıyor.
I'm just thinking out loud.
sadece sesli düşünüyordum.
Just I'm at the hospital here I was hoping you could meet me, just want to maybe tell you something I've been thinking about.
Ben burda hastanedeyim de, senin benle buluşabileceğini umuyordum, belki hakkında uzun süredir düşündüğüm sana söyleyebileceğim bir şeyler var.
And when I'm staring, I'm just thinking of more questions.
Ve dik dik baktığım süre içersinde sana sormak için yeni sorular düşüneceğim.
I just keep thinking about the day that... I got involved with Paul.
Paul'e bulaştığım günü düşünüp duruyorum.
I just kept thinking, I need the money, it would only be for a little while.
Hep bunu düşünüyorum. Paraya ihtiyacım vardı. Sadece kısa süreliğine bu işi yapacaktım.
I've never done this before but - I was just thinking that if you don't come... then I'm gonna be miserable.
Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım ama eğer gelmezsen kendimi kötü hissedeceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]