I'm late for a meeting traduction Turc
156 traduction parallèle
You might ring Perry Devlin and tell him I'll be a bit late for the Critics meeting.
Perry Devlin'i arayıp, ona, eleştirmenler toplantısına biraz geç kalacağımı söyleyebilir misin?
I'm late for a meeting so I can't stay very long.
Bir buluşmaya geç kaldım, o yüzden çok fazla kalamam.
I'm very late right now for a meeting on another floor.
Başka kattaki bir toplantıya çok geç kaldım.
Look, I'm late for a meeting.
Toplantıya geç kaldım.
I missed my breakfast and I'm late to a meeting for a 33ç can of salmon?
Beni kahvaltıdan kaldırdın, toplantıya geciktim. 33 sentlik bir somon için miydi?
Thomas and I are late for a meeting.
Thomas ve ben toplantımıza geç kaldık.
- I'm late for a meeting.
- Toplantıya geç kaldım.
I'm late for a meeting here!
Geciktiğim bir toplantı var.
I understand, and of course I want your counsel, but, right now, I'm late for a meeting.
Anlıyorum ve senin danışmanlığını gerçekten çok istiyorum, ama şu anda yapmam gereken bir görüşmeye geç kalıyorum.
I'm ten minutes late for a meeting with her. Oh, that's all right.
Onunla görüşmeye 10 dakika geç kalmış durumdayım.
Now, I'm late for a meeting.
Toplantıya geciktim.
- Well, I'm late for a meeting, but it was great running into you.
Evet. Toplantıya geç kalıyorum. Seninle karşılaşmak güzeldi.
I'm late for a meeting.
Toplantıya geç kaldım.
I'm late for a meeting.
Bir toplantıya yetişmem gerekiyor.
I'm late for a meeting with my editor.
Editörümle randevuma geç kalıyorum.
- I'm late for a meeting.
- Toplantıya geciktim.
Ling, I'm late for a meeting.
Ling, toplantıya geç kalıyorum.
Sorry, I'm late for a meeting.
Üzgünüm, toplantıya geciktim.
I meant to be on time to work this morning, but my water bed springs a leak, flooding my apartment and the apartment below me, so that makes me late for the meeting.
Bu sabah vaktinde işte olacaktım ama su yatağım delindi ve hem benim dairemi hem de alt daireyi su basarak geç kalmama sebep oldu.
I'm late for a meeting.
Üstüne şirket damgasını basmanı istiyorum. - Ama...
I can't, I'm late for a meeting with my guidance counselor.
Seninle şu anda konuşamam. Yardım danışmanımla olan randevuma geciktim.
I'm late for a meeting with Spain and Portugal.
İspanya ve Portekiz ile olan radevuma geciktim.
I'm late for a meeting.
Ben toplantıma geç kaldım.
I've got a late meeting. That way, you wouldn't have to wait for me.
Geç saate kadar toplantım var, şehirde boşuna beni beklememiş olursun.
Well, I'm late for a meeting.
Bir toplantım var. Maurice.
- I'm late for a staff meeting.
- Personel toplantısına geç kaldım.
I'm late for a meeting.
Toplantıya geciktim.
I'm runnin'late for a meeting.
Bir toplantıma gecikiyorum.
Yeah? I'm late for a meeting.
Evet, toplantıma geç kaldım.
- Yeah, I'm late for a meeting.
Evet, toplantıma geç kaldım.
I'm late for a meeting.
Tatlım, bir buluşmaya geciktim.
I'm late for a meeting.
Toplantıma geç kalıyorum.
Anyway, i'm... meeting rodney for a late-Night game of strip scrabble.
Her neyse... Ben striptizli Scrabble için Rodney ile buluşacağım.
I'm late for a meeting.
Toplantıya geç kalıyorum.
- I'm late for a meeting. - Vincent Palmer is trying to recruit me.
Vincent Palmer beni almaya çalışıyor.
I'm late for a meeting.
Bir görüşmeye geç kalıyorum.
It's just I'm late for a meeting with Weaver.
Ben sadeceWeaver'la buluşmaya geç kaldım.
I'm late for a meeting.
Toplantıya geç kalacağım.
I'm usually late for a departmental meeting, so I make my excuses, have to go.
Bölümdeki toplantıyı kaçıracağım, özrümü kabul et, gitmeliyim.
I'm late for a Quorum meeting.
Kurul toplantısına geç kaldım.
I'm late for a meeting.
Toplantıya gecikiyorum.
I'm actually late for a meeting.
Aslında, bir toplantıya geç kaldım.
If you don't, I'm late for a meeting.
Gelmediyse bir toplantıya geç kaldım.
Nina, I would love to sit and chat some more... but I am late for a meeting.
Nina, oturup biraz daha sohbet etmek isterdim... ama bir toplantıya geç kaldım.
I'm sorry, I don't mean to be a bother, but I'm late for an important meeting.
Merhaba, kusura bakmayın ama önemli bir toplantıya geç kaldım.
I'm late for a meeting.
Bir toplantıya geciktim.
I'm late for a meeting in Aurora.
Aurora'da bir toplantım var ve geciktim de.
Fine, but hurry. I'm late for a meeting with National Power.
Tamam ama çabuk olun, Ulusal Enerji'deki toplantıma geç kaldım.
- I'll find you something. I'm late for a meeting with Brad.
- Sana yapacağın birşeyler bulacağım, ama şimdi Brad ile yapacağım toplantıya geç kaldım.
I remember, cause I was late for a meeting. I looked at my watch.
Çünkü bir randevuma geç kalmıştım saatime baktım.
Oh, I'm late for a meeting.
Toplantıya geciktim.