I'm looking for him traduction Turc
535 traduction parallèle
I feel sorry for him huh? When I look at him, I think he is just looking at me.
Ona baktığım zaman, kendime bakıyor gibi hissediyorum.
"l moved to this town for it was so far from our old home, that I never expected him to come looking for me here."
Bu kasabaya taşındım. Eski evimizden o kadar uzaktayız ki buraya gelip beni arayacağını hiç beklemiyordum.
I'm looking for him.
Onu arıyorum.
When Spit gets back, tell him like this... the guy I stabbed was down here looking for Spit to give him five bucks for snitching on who done it.
Spit buraya geldiğinde ona şey diyeceksin bıçakladığım adamın buraya gelip onu sorduğunu ve ispiyonladığı için beş dolar vereceğini söyleyeceksin.
- I'm not looking for him
- Onu aramıyorum.
It's not him I was looking for, Mrs Ford. It's you.
Aradığım o değil, sizsiniz.
That don't excuse me for looking, but I did make him close it... and put the keys back in Manders'drawer.
Baktığım için kusuruma bakma, ama kasayı ben kapattırdım ve anahtarları Manders'ın çekmecesine geri koydum.
I'm looking for him myself..... I have to tell him that his sister is arriving this evening.
Ben de onu arıyorum. Bu akşam kızkardeşinin geldiğini söylemem lazım.
That is, if I were looking for him.
Tabii, eğer onu arıyor olsaydım.
- Aye. I'm looking for him.
- Onu arıyorum.
I'm looking for Big brother Zhang so I can ask him to go out and have some fun.
Bugün pazar. Dışarı çıkıp eğlenmek için Abi Zhang'ı arıyordum.
Well, if you run into him, tell him I was looking for him.
Onu görürsen, eğlenmek için kendisini aradığımı söylersin.
I didn't want to shame her by asking someone she knows. Besides, if her husband comes looking for her I want to be here to tell him a lie or two.
Ayrıca kocası onu aramaya gelirse,... ona yalan söylemek zorunda kalmayacağım.
And if you see him before I do you can say I'm looking for him.
Eğer onu benden önce görürsen,... kendisiyle görüşmek istediğimi söyle.
- Nope, but if I was him and Chris Danning was looking for me, I'd want to be sleeping in jail with my boys.
- Hayır,... ama, onun yerine Chris Danning,... beni arıyor olsaydı,... hapishanede adamlarımın yanında uyumak isterdim.
I still bet Jericho saw us looking for him.
Eminim Jericho onu aradığımızı biliyor.
- Tell him I'm looking for him if you see him.
- Eğer görürsen Onu aradığımı söyle.
And if I'm not looking for him?
Ya onu aramıyorsam?
Only to tell him I'm in town and might come looking for him.
Sadece ona benim kasabada olduğumu ve onu aramaya geldiğimi söyle.
My father is a minister, and it's not nice to criticize him, but I think he's just the teensiest bit too good-looking for a minister.
Babam bir rahip, ve onu eleştirmek güzel değil, fakat sanırım o bir rahip için azıcık bile yakışıklı değil.
I've got men looking for him.
Adamlarım onu arıyor.
He ain't looking for me, I'm looking for him.
O beni aramıyor, ben onu arıyorum.
Four months wasted looking for him, and i could have found him here.
4 ayımı onun peşinde harcadım. Burada yakalayabilirdim.
No, sir. I'm looking for him, too.
Hayır, ben de kendisini arıyorum.
Man I'm looking for, I never saw him this close.
Peşinde olduğum adamı hiç bu kadar yakından görmedim.
Well, everything about him added up, so I started looking for him.
Diğer şeyler uyunca onu kendim aramaya başladım.
Tell him I'm looking for him.
Ona, onu aradığımı söyleyin.
If you see Hassan El-Blidi, tell him I'm looking for him.
Hassan el Bridi'yi görürseniz Ona, onu aradığımı söyleyin.
If you see him, tell him I'm looking for him.
Görürsen söyle, onu arıyorum.
I got guys out all night looking for him.
Bütün gece adamlarım onu dışarıda aradı.
Well, tell him when he calls I'm looking for him.
Telefon açtığında onu aradığımı söyle.
I've been looking for him.
Onu çok aradım.
I've been up all night long looking for him.
Tüm gece onu aradım.
I'm looking for him, and you are, too.
İkimiz de onu arıyoruz.
I'm going to go on looking for him.
Onu aramaya devam edeceğim.
I'm looking for him.
Onu arıyorum da.
My eyes were looking for him as soon as I get on the stage.
Artık ona iyice alışmıştım.
I'm looking for him too.
Ben de onu arıyorum.
I'm looking for Boerth. Have you seen him?
Boerth'u arıyorum, gördünüz mü?
Can you tell him I was looking for him?
Ona kendisini aradığımı söyler misin lütfen?
I told him how you were looking for a log to make a drum when the slave catchers took you.
Ona nasıl bir davul için kütük aradığını ve köle avcılarının seni nasıl yakaladıklarını anlattım.
I'm looking for him
Onu arıyorum
I've been looking for him myself.
Kendim çıkıp aradım.
I'll spend the next two years looking for him if I have to.
Gerekirse iki yılımı o herifi arayarak geçiririm.
I, I, I watched him for fifteen years... sitting in a room, staring at a wall, not seeing the wall... looking past the wall looking at...
Ben... Ben onu 15 yıl boyunca izledim. Bir odada duvara karşı oturarak o duvarın ötesini görmeye çalıştım.
- I'm looking for him, too.
- Ben de öyle.
But don't let him know that I'm looking for him.
Ama onu aradığımı bilmesin.
"I'm looking for him again"
"Ben artık onu arıyorum"
Looking for Jiang Chin who betrayed my brother Give him up at once or I'll flatten your Villains'Valley
Kardeşime ihanet eden Jiang chin'i arıyorum bana verin onu yoksa evinizi başınıza yıkarım
I'm looking for Leon. Have you seen him around?
Leon'u gördün mü?
I am not looking for a prince. I don't need him to be handsome.
Ben bir Prenses aramıyorum Yakışıklı olmasına da ihtiyacım yok.
i'm looking for a job 19
i'm looking forward to it 134
i'm looking out for you 23
i'm looking into it 21
i'm looking at you 77
i'm looking for a friend 20
i'm looking for my brother 19
i'm looking for you 48
i'm looking for 111
i'm looking for my wife 19
i'm looking forward to it 134
i'm looking out for you 23
i'm looking into it 21
i'm looking at you 77
i'm looking for a friend 20
i'm looking for my brother 19
i'm looking for you 48
i'm looking for 111
i'm looking for my wife 19