I'm looking forward to it traduction Turc
466 traduction parallèle
On the contrary, I'm looking forward to it.
- Tam tersi, bunu dört gözle bekliyorum.
I'm sure my husband, Mr. O'Bannon, is looking forward to it as much as I am.
Gerçekten mi? Pekâlâ, onu da getiririz. Judy ile Billy Wilder'ın partisinde tanışmıştım.
- I'm looking forward to it. - So am I.
- Sabırsızlıkla bekliyorum.
I'm looking forward to it.
Dört gözle bekliyorum.
It's my last, I've been looking forward to it.
Bu sonuncusu, onu saklamıştım.
I'll need your advice. Looking forward to it.
Tanıştığımıza memnun oldum
I'm so looking forward to it.
Sabırsızlıkla bekliyorum.
I'm looking forward to it.
Merakla bekliyorum.
There must be a ton of it. I'm sure gonna be looking forward to seeing that soldier boy's face when we bring this in.
Çok işe yarayacak,... bunları kaleye götürelim, emrimdeki 100 gönüllü askerin bunlara ihtiyacı vardı.
I'm looking forward to it.
Denemeye can atıyorum.
In fact, I'm looking forward to it.
Aslında bunu dört gözle bekliyordum.
But I'm looking forward to it.
Artık buna hazır olduğunu görüyorum.
Yes, I'm looking forward to it.
Evet, sabırsızlıkla bekliyorum.
I'm looking forward to it!
Zevkle bekliyorum!
- You did? - It's funny. You know what I'm looking forward to the most?
Onlardan çok memnunum.
If the meal is like the drink, I'm not looking forward to it!
Eğer Albay'ın yemeği de içkisi gibiyse, işimiz iş.
I'm looking forward to it!
Dört gözle bekliyor olacağım!
- I'm not looking forward to it.
- Bunun için sabırsızlanmıyorum.
I'm so looking forward to it.
Gerçekten dört gözle bekliyorum!
You think I'm looking forward to it?
Ben çok mu hevesliyim sanıyorsun?
I'd appreciate it. I'm looking so forward to seeing Mama and Papa.
Çok teşekkürler. Annemle babamı görmek için can atıyorum. Hoşça kalın!
- I'm looking forward to it.
- Ben gidip şuna bir bakayım o zaman.
Can't say I'm looking forward to it.
Dört gözle beklediğimi söyleyemeyeceğim.
- I'm looking forward to it?
- Merakla bekliyorum.
No, no, no, I'm really looking forward to it already.
Hayır, hayır, gerçekten ben de bunu bekliyordum.
I'm looking forward to it.
- Sabırsızlıkla bekliyorum.
I'm looking forward to it.
Sabırsızlıkla bekliyorum.
Yeah, I'm looking forward to it.
Dört gözle bekliyorum.
No, the terrible thing is, I'm looking forward to it.
Hayır, korkunç olan, bunu sabırsızlıkla beklemem.
Yes, I must admit I'm really looking forward to it.
Evet, kabul etmeliyim ki dört gözle bekliyorum.
I'M LOOKING FORWARD TO IT MYSELF.
Ben de kendimi dinlemeye can atıyorum.
ELVIN, I'M LOOKING FORWARD TO IT.
Elvin, sabırsızlıkla bekliyorum.
- I'm looking forward to it.
- Gerçekten sabırsızlanıyorum.
I can't tell you how much I'm looking forward to it.
Bunu ne kadar istediğimi size anlatamam.
I'II be looking forward to it.
seni bekliyor olacağım.
Not yet, but I'm looking forward to it.
Henüz değil ama bunu iple çekiyorum.
I'm looking I'm forward to it.
Sabırsızlanıyorum.
I'm looking forward to it.
Şimdi ise başlamak için sabırsızım.
Shall we find out? I'm looking forward to it! Now wait, both of you!
Sıcak suyu dökünce normale dönüyorsun!
Paulette, I'm looking forward to it.
Paulette, sabırsızlıkla bekliyorum.
- Gee, can I call you about that? - Please. They're looking forward to it.
Tanrım, bu konuda seni daha sonra arayabilir miyim?
"It seems I've been invited to the village and I'm looking forward to going."
Galiba köye davet edildim ve gitmeyi dört gözle bekliyorum. "
I'm looking forward to it.
Görüşmeye çalışacağım.
I'm looking forward to it.
Davayı heyecanla bekliyorum.
Oh, no, I'm really looking forward to it.
Hayır, gerçekten can atıyorum!
I'm really looking forward to it.
İzlemeye can atıyorum.
With her, I'm looking forward to it.
Onunla iken, bunu dört gözle bekliyorum.
- I'm looking forward to it.
- Sabırsızlanıyorum.
I'm looking forward to it, headmaster.
- Sabırsızlıkla bekliyorum, müdür bey.
I'm really looking forward to it.
O opera için gerçekten çok sabırsızlanıyorum.
Yeah, I'm looking forward to it.
Evet, sabırsızlanıyorum.