I'm looking out for you traduction Turc
383 traduction parallèle
I don't care for her, I'm looking out for you.
Onu düşündüğümden değil, ben seni düşünüyorum.
I went out looking for you.
Seni aramaya çıkmıştım.
But I Was looking for you When I came out.
Ama çıktığımda seni aradım.
While I was looking out for you, that bum robbed me!
Sana baktığım sırada, bu serseri beni soymuş.
Next time I come looking for you, I'm gonna find you laid out drunk in the gutter or worse.
Bir dahaki sefere seni aradığımda, sarhoş halde yerde sürünürken ya da daha kötü bir halde mi bulacağım?
If they come looking for you, I'll throw you out
Seni aramaya gelirlerse, dışarı atarım.
Look, if you guys tell me what you're looking for, maybe I can help you out, um...
Bakın, eğer siz ne aradığınızı söylerseniz, belki size yardım edebilirim, hımm...
I was out all day, you must have been looking for me.
Bütün gün dışarıdaydım, beni arıyor olmalıydın.
I don't have that much money with me, I was out looking for you.
Yanımda bu kadar para yok seni aramaya çıkmıştım.
You and I are old friends. I'll be looking for you to help me out.
Biz eski arkadaşız. Bana yardım etmen gerekecek.
Yo, Rocky, I guess you'll be looking for people to help you out.
Sanırım sana yardım etmesi için birilerini arayacaksın.
- I'm just looking out for you! - Right.
- Sadece seni düşünüyorum!
I know you're cold, wet, and hungry... and your unemployment and welfare's run out... and you're looking for something to happen!
Biliyorum, üşüyorsunuz, ıslandınız ve açsınız... ve işsizlik sigorta ve sosyal yardım paralarınız suyunu çekti... ve bir şey olmasını bekliyorsunuz!
I'm telling you that as a friend, as somebody who is looking out for you.
Bunu arkadaşın olarak söylüyorum. Seni gözeten biri olarak.
Come to see me'cause I will be looking out for you.
Beni görmeye gel, çünkü ben bir nedenle seni arıyor olacağım.
I have been out all night looking for you.
Tüm gece boyunca seni aradım.
I told you, I have all my people out looking for him.
Sana söyledim, bütün adamlarım onu arıyor.
Listen, if she comes over here, you haven't seen me. Tell her I'm out looking for a job.
Eğer buraya uğrarsa, beni görmediniz.
I'm looking out for you.
Bir şeyler ayarlayacağım.
Our mutual friend indicated to you that I'm looking for a bored-out. 45 that can't be traced, something that won't blow up in my hands.
Ortak dostumuz ne istediğimi söylemiştir sana. Şöyle özel birşey istiyorum. Kullanırken elimde dağılmayacak birşey.
I'm just looking out for you. Get a receipt.
Cumartesi günü Galveston'a gittik, orada kaldık.
Now that I've gone out on a limb for you with Andrews, damaged my already less-than-perfect relationship with that good man, and briefed you on the humdrum history of Fury 161, can you not tell me what you were looking for in the girl?
Andrews ile senin yüzünden, başımı neredeyse belaya soktum o iyi adamla zaten hassas olan ilişkim zarar gördü ve sana Fury 161'in, yavan hikayesini özetledim çocukta ne aradığını hala söyleyemez misin?
You're my only son. I'm looking out for your best interests.
Sadece senin iyiliğini istiyorum.
I'm looking out for you in this thing, okay?
Seni kollamaya çalışıyorum, tamam mı?
This is the study room the letter will be right here Old practice, I am looking for the letter and you, get a way out
bu odada dogru mektup bu odada olamalı pratik yapalım, bakıyorum sana ve mektuba, dışarıya bir yol var
I'm not following you. I'm looking out for you.
Seni takip etmiyorum, göz kulak oluyorum.
He would have woke up in the middle of spring break... and had the FBI out looking for us. I'm glad you called, Mama.
İyi ki aradın anne.
With all this, I just hope you found what you were looking for out there.
Bunca şeyden sonra umarım aradığın şeyi bulmuşsundur.
You know, I'm tired of looking out for the cops.
Polis geliyor mu acaba diye bakınmaktan yoruldum.
You turned out to be all I was looking for, the missing piece in the big fucking puzzle.
Sen benim aradığım her şeydin. Kocaman lanet bir yap-bozun kayıp parçasıydın.
How would you feel if I started crying instead of going out looking for her?
Onu aramak yerine ağlamaya başlasaydım nasıl hissederdin?
I'm looking out for you.
Teşekkürler Elaine.
I'm the one that's looking out for you, boy.
Seni kollayan benim ufaklık.
What do you think? I'm just looking for a way out.
Çıkış yolu arıyorum.
I thought you were protecting me, looking out for my best interests.
Beni koruduğunu, çıkarlarımı gözettiğini sanıyordum.
I thought you might be looking for a suitable replacement. If he's not out of here in two minutes, I'm calling the National Guard.
Bir yenileme isteyebileceğini düşündüm 2 dakika içinde gitmezse, Ulusal Güvenliği arayacağım.
I was outside trying to get in for 30 minutes... inside looking for you for 20, leaving me with just enough time... to tell you that I'm out of time.
Yarım saattir dışarıda girmek için bekliyordum 20 dakikadır içeride seni arıyorum, sadece artık gitmem gerektiğini söyleyecek kadar vaktim kaldı.
Well, I'm always looking out for you
- Ben her zaman iyiliğini düşünüyorum zaten.
I'm just looking out for you.
Sen ve Brandon hakkında. Sadece seni kolluyorum.
You tell me the guy I'm looking for isn't out there.
Aradığım adamın varolmadığını söyledin.
- I was looking for you... but then I had to cut school early to come here to help out.
- Seni arıyordum... Ama yardım için okuldan erken çıkmam gerekt.
I'm done looking out for you.
Seni kollamak yok artık.
I'm glad that you got that out of your system. but seeing as you're the baby daughter looking for daddy's approval.
İçini dökmene sevindim de şimdi babanın onay isteyen kızı olmalısın.
Give me 48 hours to find out what Magneto wants with you, and I give you my word that I will use all my power to help you piece together what you've lost, and what you're looking for.
Magneto'nun senden ne istediğini öğrenmem için bana 48 saat ver ve söz veriyorum, seni kaybettiğine ve aradığına kavuşturmak için tüm gücümü kullanacağım.
I'm looking out for you.
Seni koruyorum.
I went out looking for you.
Sana bakmaya çıkmıştım.
Next time I'm not gonna keep runnin'out my house, looking for you and your brother!
Bir dahaki sefere evden çıkıp sizi aramayacağım!
I'm looking out for you. What did he want?
Sadece seni kollamaya çalışıyorum Ne istiyormuş?
I mean this kind of stuff just looks good in the headlines, you know, with the archaeologists out looking for the Ark, or have found the spear of Logenius and it`s coming to Berlin and you know, the archaeologists actually were out there in teams looking for these types of objects.
Yani, bu tür şeyler, manşetlerde gayet hoş duruyordu, malum, Sandık'ı arayan arkeolojistlerle birlikte, veya Logenius'un Mızrağı bulunmuş ve Berlin'e geliyor... ve bilirsiniz, arkeolojistler aslında, bu tür nesneler... arayıp duran ekiplerle birliktedirler.
I'm that out you've been looking for.
Aradığın o herifim.
I'm looking out for you two.
Size bakıyordum.