English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm melting

I'm melting traduction Turc

113 traduction parallèle
He probably thought I had big melting eyes and a rosebud mouth... and a figure like Miss Long Beach, the dream of the fleet.
Muhtemelen o da benim gonca gibi ağzım, yumuşacık gözlerim olduğunu Bayan Long Beach gibi birini düşünmüştür, kısacık bir rüya.
I'm melting.
Eriyorum.
I'm melting with desire!
Ben şehvetle yanıyorum!
I'm looking at you, melting like pig's lard, and dreaming, dreaming that you'll be mine, child, my pretty lamb.
Sana bakıyorum, domuz yağı gibi eriyor ve rüya görüyorum, benim olacaksın, çocuğum, güzel kuzum.
I think I'm melting!
Eriyorum.
Ick, I'm melting!
Ick, eriyorum!
I'm melting!
Eriyorum.
I'm melting!
Eriyorum!
I'm melting! Help me!
Eriyorum!
I'm melting!
Yardım edin!
" I'm melting!
" Eriyorum!
I'm melting! "
Eriyorum! "
I'm melting with delight!
Mutluluktan uçuyorum!
I'm melting.
Ben eriyorum.
As you can see, I can't stay with you, dear. I'm melting like a snow cone in Phoenix.
Gördüğün gibi, maskem erimeye başladığı için seninle kalamayacağım.
But I'm melting the cheese with the radiant power of your glowing beauty.
Ama peyniri parıldayan güzelliğinin ışıma enerjisiyle eriteceğim.
I'm so wet I'm melting.
Islağım ve eriyorum.
I'm melting!
Eritiyorum!
I'm fucking melting here.
Eriyip bittim a.. koyayım.
- I'm melting out of my dress.
- Pişiyorum.
"I'm melting", cried the Wicked Witch.
"Eriyorum", diye ağladı Kötü Kalpli Cadı.
Because there's no stand-up in France and they're not used to English people speaking French but I did it because we could be the biggest melting pot in the world.
Çünkü Fransa'da tek kişilik gösteri yok... ve bir İngiliz'in Fransızca konuşmasına alışık değiller. ama yine de yaptım, çünkü dünyanın en büyük erime potası olabiliriz.
Mmm. Mmm. I can feel the pounds just melting off.
Kilolarımın eridiğini hissedebiliyorum.
I'm melting.
Eriyoruuuuuuuuuuuuum!
So I'm one step closer to melting in a sea of molten hellfire?
Öyleyse lav denizinde erimemize ramak kaldı, öyle mi?
How am I supposed to be in here saving the world if I'm melting?
Sıcaktan erirken benden nasıl dünyayı kurtarmam beklenebilir ki?
I'm not melting!
Erimiyorum!
I'm melting!
Yanıyorum!
No, I'm melting.
Hayır, eriyorum.
- I'm melting chocolate here.
- Çikolata eritiyorum.
I'm going to have a shower, but first tell me about Melting Moments.
Ben banyo yapacağım, ama ondan önce, Melting kurabiyelerini anlatacaksın.
I'm melting! Oh!
Eriyorum!
I'm melting.
pervaneyi çalıştırır mısın?
Evie, I think... I think my nose is melting off.
Evie, sanırım burnum eriyor.
"Ever since I have found my heart melting..."
Kalbimi eriyor bulduğumdan beri... huylarım değişti.
I'm bloody melting up here!
Eriyorum burada!
Oh, I'm melting!
Oh, eriyorum!
I'm melting away the pounds!
Kilo kaybediyorum!
I'm not melting.
Erimiyorum.
I want the name of anyone who can help us find that override to stop the plants from melting down.
Santralleri erimeden engellememiz için yükleyiciyi bulmamıza yardım edebilecek herhangi birisinin ismini istiyorum.
I'm melting. I'm burning. No!
Yanıyorum, eriyorum, hayır!
I'm doing a term paper on homogenizing influences in the melting pot culture.
"Çok kültürlü toplumlarda homojenleştirmenin etkileri" konulu bir dönem ödevi yapıyorum.
As long as she brings in the water bottles, can be here when the cable guy comes and starts putting away the groceries that are melting while I'm getting the rest out of the car.
Su şişelerini getirdiği, kablolu TV şirketinden biri geldiğinde burada olduğu ve bozulan sebze ve meyveleri ben yenilerini arabadan indirirken attığı sürece sorun yok. Sadece bir yetişkine daha ihtiyacım var.
I'm melting!
Kim attı bunu böyle?
I don't know if it's the loss of blood or the melting plastic from the monitor but I feel great!
Kaybettiğim kandan mı yoksa..... monitörün eriyen plastiğinden mi bilmiyorum ama kendimi harika hissediyorum.
I'm melting in here!
Eriyorum.
I'm melting!
İmdat! Eriyorum!
When I watch this, I feel like I'm melting.
Bunu izlediğimde, eriyormuşum gibi hissediyorum.
I say... are the walls melting?
Diyorum ki duvarlar mı eriyor?
I'm melting down.
Eriyorum.
She stopped Ted from melting down once before and saved all our lives- - she could do it again.
Daha önce Ted'i durdurmuştu... ve bizim hayatımızı kurtardı. Tekrar yapabilir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]