I'm mike traduction Turc
2,696 traduction parallèle
No, this is a teaching hospital, Mike, okay? I'm doing a thing.
- Hayır, Mark, burası bir eğitim ve araştırma hastanesi, tamam mı?
Er... I-I know you've been talking to Mike about this, and I just wanted it to be clear that... you know... the Fitzpatrick situation - I didn't discuss it with anyone.
Mike'la bu konu hakkında konuştuğunuzu biliyorum ve şunu açıklığa kavuşturmak istedim,... Fitzpatrick davasını hiç kimseyle konuşmadım.
I think we got our legs under us. Thanks, Mike.
- Bence ayaklarımız yere basıyor.
I was paying my dues, Mike, so that me and my official volunteer scarf will be given a plum assignment at the game.
Görevimi yapıyorum, Mike, böylece ben ve resmi gönüllü atkım maçta ufak bir görev üstlenmiş olacağız.
God's obviously not a Colts fan, and I'm starting to think he's not much of a Mike fan either.
Açıkça görülüyor ki Tanrı Colts taraftarı değil, Hatta Mike taraftarı da olmadığını düşünmeye başladım.
I'd be sad if I was sad, but I'm not sad. Ohh.
Sonraki birkaç gün, Mike üzgün olmamaya devam etti.
I guess the point is, you can't change who you are, just like I can't change Mike and he can't change me, so I don't know why we've spent all these years trying.
Sanırım mesele şu, ne olduğunu değiştiremezsin, aynen benim Mike'ı ya da onun beni değiştiremediği gibi, o yüzden bunca yıl neden çabaladık biklemiyorum.
I'm worried, Mike.
Endişeleniyorum, Mike.
I don't want to jinx it, Mike, but I might have solved our Aunt Edie problem.
Şom ağızlılık yapmak istemem, Mike, ama sanırım Edie Teyze sorununu çözdüm.
I'm never gonna have Goldie Hawn's fruit, Mike!
Asla Goldie Hawn'un meyvelerine sahip olamayacağım, Mike!
I kidded myself about becoming a lawyer, and I kidded myself about Mike.
Kendimi avukat olmakla kandırdım sonra da Mike hakkında kandırdım.
- Hey, Mike. Would I be pushing if I asked for one more favor?
Acaba bir iyilik daha istesem beni kovar mısın?
I ran into pastor Mike at the farmer's market.
Pazarda Papaz Mike'la karşılaştım.
I'm Mike Delfino.
Ben Mike Delfino.
I don't know how to tell people what kind of man Mike was... what kind of father and husband and friend he was.
Mike'in nasıl biri olduğunu, nasıl bir baba, koca ve arkadaş olduğunu... insanlara nasıl anlatacağımı bilmiyorum.
Uh, if this is about Mike Delfino's murder, I'd be happy to help, but... as you can see, I'm on my way to his funeral.
A, eğer bu Mike Delfino'nun cinayetiyle ile ilgiliyse, yardımcı olmaktan mutluluk duyarım, ama... gördüğünüz üzere, cenaze törenine gidiyorum.
I-I just remembered... it's Mike's password for his voice mail.
Şimdi hatırladım... Bu Mike'in telesekreter şifresi.
Not that I don't love doing you a solid, Sam. It's just I told Mike I'd help with the Rebecca thing.
Karizmanı desteklemek istemediğimden değil de, Sam Mike'a Rebecca konusunda yardımcı olacağımı söylemiştim.
I gave Mike Solloway a call up in Syracuse.
Syracuse'taki Mike Solloway'ı aradım.
I'm thinking every day until we lock up Mike Anderson's shooter.
Mike Anderson'ı vuranı tutuklayana kadar her gün geleceğiz galiba.
I'm good, Mike.
- Böyle iyi, Mike.
He eats for free, and I get the senior discount.
Mike ücretsiz yemek yerdi, ben de yaşlı indirimi alırdım.
I got Mike's mom to agree to a party at her place.
Mike'ın annesini ikna etmeyi başardım.
And Mike told Carl not to tell you, so I guess that's two secrets that you've blown today.
Mike, Carl'dan sana söylememesini istemiş. Yani sanırım bugün saklayamadığın ikinci sır.
I know, Mike, but look at her. Isn't she adorable?
Biliyorum Mike, ama bakar mısın?
Yeah, Mike, uh, how about if I'm on flash-bang duty?
Bu arada Mike, neden şok bombası işini bana devretmiyorsun?
Mike, I'm not even gonna pretend to know what you'regoing through, but...
Mike, şu an yaşadığın şeyleri biliyor gibi yapmayacağım.
I'm good for this.
Mike sen sokaktasın.
I'm sorry, Mike.
Üzgünüm, Mike.
I'm sorry I played Xbox before doing my homework, but it wasn't Uncle Mike's fault.
Ödevimi yapmadan önce oyun oynadığım için özür dilerim. Mike dayımın suçu değildi.
I fucked up, Mike.
İşleri batırdım Mike.
- My currency conversion's a little rusty... but I'll tell you that's more than enough cocaine to get Mike back.
Hesap konusunda biraz paslandım ama Mike'ı kurtarmak için gerekenden fazla.
I'm not doing this again, Mike.
Bunu tekrar yapmayacağım Mike.
I'm just saying, Mike had a drug problem.
Sadece söylüyorum, Mike'ın uyuşturucu sorunu vardı.
I wrote Mike a letter about how horrible you are.
Mike'a senin ne kadar berbat olduğun hakkında bir mektup yazdım.
I guess Mike's parents weren't up for it.
Sanırım Mike'ın ailesi buna hazır değildi.
I could always call Mike.
- Hep Mike'ı arardım.
I'm a friend of Mike Ross.
- Mike Ross'un bir arkadaşıyım.
And I'm not staying without Mike.
Ve ben de Mike olmadan kalmam.
- I'm... say it, Mike.
- Ben... söyle, Mike.
As I remember, you found Mike.
Hatırladığım kadarıyla, Mike'ı sen bulmuştun.
And I have such wonderful memories- - of Mike, and you kids growing up, all of our friends on the Lane.
O kadar güzel hatıralarım var ki- - Mike ile, büyüyen çocuklarımız ile, ve Lane'deki tüm arkadaşlarımız ile.
No, I just got a strange email from Mike Tapley.
Hayır, Mike Tapley'den enteresan bir mesaj aldım.
I know sending this e-mail out risked everything that Mike and I were working on for the last year.
Bu e-postayı yollamak Mike'la birlikte geçen yıl yaptığımız her şeyi riske atıyor.
I don't know if this is related, but this Elkins woman... she was Mike's type.
Alakası var mı bilmem ama bu Elkins denen kadın tam Mike'ın tipiydi.
So, I was checking in to my hotel in Vegas, and I left my laptop downstairs, and Mike found it for me.
Vegas'ta otelime giriş yapıyordum. Laptop'ımı aşağıda unutmuşum ve Mike bulup getirdi.
I'm starting to think Mike had the right idea opting out.
İşin dışında kalmakla Mike'ın doğru yaptığını düşünmeye başlıyorum.
All I'm saying is don't go getting lost on me, Mike.
Tek söyleyeceğim, benleyken kontrolünü kaybetme Mike.
I'm very sorry about this, Mike.
Bunun için üzgünüm, Mike.
Mike, I'm keeping my mouth shut.
Mike, çenemi kapalı tutuyorum.
No, Mike. I'm good.
Hayır, Mike.
mike 8835
mikey 940
mikes 23
mike ross 45
i'm melting 31
i'm mad at you 56
i'm married 407
i'm mad 79
i'm mean 24
i'm me 97
mikey 940
mikes 23
mike ross 45
i'm melting 31
i'm mad at you 56
i'm married 407
i'm mad 79
i'm mean 24
i'm me 97
i'm messing with you 44
i'm missing 18
i'm moving on 60
i'm mark 35
i'm meg 17
i'm mary 33
i'm missing something 38
i'm moving 61
i'm max 59
i'm mortified 24
i'm missing 18
i'm moving on 60
i'm mark 35
i'm meg 17
i'm mary 33
i'm missing something 38
i'm moving 61
i'm max 59
i'm mortified 24
i'm married now 18
i'm miserable 33
i'm maggie 22
i'm moving out 93
i'm more of a 22
i'm michael 47
i'm much better now 21
i'm mrs 133
i'm mr 237
i'm matt 21
i'm miserable 33
i'm maggie 22
i'm moving out 93
i'm more of a 22
i'm michael 47
i'm much better now 21
i'm mrs 133
i'm mr 237
i'm matt 21