I'm not ready traduction Turc
2,975 traduction parallèle
My heart is pounding because I'm not ready to leave yet.
Kalbim çarpıyor, çünkü gitmeye hazır değilim.
I'm not ready for this.
- Buna hazır değilim.
I'm just not ready.
Daha henüz hazır değilim.
I'm just - - I'm not ready to go alone.
Ben sadece... Yalnız gitmeye hazır değilim.
My ex came back into my life a few months ago and I'm just not ready.
Eski kocam birkaç ay önce tekrar hayatıma girdi o yüzden yeni bir ilişkiye daha hazır değilim.
And I'm not ready for you to end up like your father!
Ben sonunun baban gibi olmasını kaldırmaya hazır değilim ama.
I'm not ready.
Daha hazır değilim.
I knew I wasn't ready, but I had no idea how not ready I was. One kiss!
Hazır olmadığımı biliyordum ama ne kadar hazır olmadığım hususunda hiçbir fikrim yoktu.
I'm not ready to leave the group,
Henüz hazır değilim.
I'm not ready to be with a woman, but I'm tired of being without one.
Bir kadınla birlikte olmaya hazır değilim, ama bir kadınla olmamaktan da bıktım artık.
I'm not ready to act on anything, but I do have some feelings for her, and I think Steven's getting ready to make a play.
Harekete geçmeye hazır değilim ama ona karşı hislerim var ve bence Steven, ona bir gösteri hazırlamaya hazırlanıyor.
All right, look, the truth is, I've been thinking about it, and I'm not ready to act on it, but I may have some feelings for her, and I'd like to keep the option open,
Tamam, işim aslını düşünüyorum ve rol yapacak durumda da değilim, ama ona karşı hislerim olabilir ve bu seçeneği açık tutmak istiyorum.
I can't. I'm not ready yet.
Daha hazır değilim.
And you know what, I'm not ready to lose to another [Bleep] vanderkaay, so, Anders...
Ve biliyor musun, tekrardan bir Vanderkaay'e kaybetmeye hazır değilim, yani Anders...
I'm just not ready yet.
Henüz hazır değilim.
No, I'm not ready to die yet.
Olmaz, daha ölmeye hazır değilim.
I realize I made a very public pronouncement, but I'm not ready to discuss the details with you.
Farkettim ki herkese ilan etmişim zaten, ama detayları seninle tartışmaya hazır değilim.
Um, till I know more, I'm not ready to talk about it.
Öğrenene kadar, konuşmaya hazır olmayacağım.
I'm not ready to answer any questions.
Soruları cevaplamaya hazır değilim.
I'm not ready.
Hiç hazır değilim.
No, sir, I guess I do not feel ready for combat, sir.
Hayır efendim, sanırım mücadele için hazır değilim efendim.
I'm not ready to be a dad.
Baba olmaya hazır değilim.
But I'm not ready yet.
Ama henüz hazır değilim.
I'm not ready to be caught yet.
Yakayı ele vermeye henüz hazır değilim.
Now, who... who do you think you are, telling the team that I'm not ready to go out in public?
Sen kim oluyorsun da takıma piyasaya çıkmaya hazır olmadığımı söylüyorsun.
I'm not ready for that.
Kendimi hazır hissetmiyorum.
I'm just not ready for cookies!
Kurabiyeler için hazır değilim!
I'm not sure she's ready.
Hazır olduğuna emin değilim.
- That would suggest that I am... Not ready.
- Bu sanırım, hala hazır olmadığım anlamına geliyor.
I'm not ready to yet.
Buna hazır değilim henüz.
I'm not ready for all that.
Tüm bunlar için hazır değilim.
I'm just not ready for a relationship right now.
Sadece şu an ilişkiye hazır değilim.
Ready or not, here I come.
Önüm arkam sağım solum sobe.
Just not sure I'm ready for that.
Sadece buna hazır olduğuma emin değilim.
Okay, I'm not ready to be a godparent.
Ama ben vaftiz ebeveyni olmaya hazır değilim.
- Where is Joe? I'm not ready.
Hazır değilim..
I'm not ready to settle down.
Uslanmaya henüz hazır değilim.
I'm not ready to be in a relationship yet.
Şuan kendimi bir ilişkiye hazır hissetmiyorum.
I may be in the cold, but I'm not ready to go to hell.
Ayazda kalmış olabilirim ama cehenneme gitmeye niyetim yok.
I'm not ready to give that up.
Bundan vazgeçmeye hazır değilim.
I'm-I'm not ready... for him.
Ben onun için henüz hazır değilim.
If I'm not ready, this is my career on the line.
Kariyeri güme gidecek benim.
Well, I'm not ready to give up hope yet.
Umutlarımı kırmaya henüz hazır değilim.
I don't feel right having it, but I'm not ready to go back out there, so I'll just send a check.
Onu almak doğru gelmedi bana ama tekrar oraya gitmeye hazır değilim o yüzden çek göndereceğim.
Yeah, but she wants a baby. And I'm not ready for that.
- Evet ama o çocuk istiyor.
I play with my cousins, and they're so cute, but they're also, like, a lot of work, and I'm not ready to be a mom.
Kuzenlerimle oynuyorum, çok da tatlılar ama aynı zamanda çok uğraştırıyorlar ve ben daha anne olmaya hazır değilim.
So, I'm guessing you're not ready.
Daha hazır değilsin diye tahmin ediyorum?
I do believe I would have told her not to worry, and that I was quite ready to accept the ambiguity of the parentage.
İnanıyorum ki, endişe etmemesini söylerdim çünkü ana babalığın anlam karmaşasına epey hazırdım.
I'm not ready.
Hazır değilim.
I'm not ready to force him to sleep in his own room yet.
Kendi odasında uyuması için zorlamaya hazır değilim henüz.
But they're young, and they're not ready to be my X.O., which is why I need somebody who can ask me the hard questions, who can give me a swift kick in the butt if I need it, you know?
Ama daha gençler ve benim yardımcım olmaya hazır değiller. Bu yüzden bana zor sorular sorabilecek gerektiği zaman kıçıma tekmeyi vurabilecek bir adama ihtiyacım var.
i'm not ready yet 51
i'm not ready to die 23
i'm not ready for this 38
i'm not ready for that 20
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not ready to die 23
i'm not ready for this 38
i'm not ready for that 20
i'm not sure 2759
i'm not 8792
i'm not perfect 83
i'm not good enough 20
i'm not gay 270
i'm not lying 421
i'm not talking to you 216
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not crazy 409
i'm not gonna lie 224
i'm not lying to you 65
i'm not stupid 389
i'm not angry 208
i'm not saying that 218
i'm not here 238
i'm not hungry 746
i'm not interested 449
i'm not crazy 409
i'm not gonna lie 224
i'm not lying to you 65
i'm not stupid 389
i'm not angry 208
i'm not saying that 218
i'm not here 238