I'm on my way out traduction Turc
404 traduction parallèle
I'm not only up, I'm on my way out.
Uyanmıştım, hatta çıkmak üzereydim.
The way they don't do things! The way they'll write anything just to get it down on the sales sheet. And I'm the guy that has to sit here up to my neck in phony claims... so they won't throw more money out the window than they take in at the door.
Satış sayfasına geçirmek için herşeyi yazmaları ben de burada boğazıma kadar taleplerle kapıdan giren parayı pencereden kaybetmesinler diye yırtınayım.
I suggest the Apache has deteriorated since then judging by a few of the specimens I've seen on my way out here.
Sanırım Apaçiler o zamana oranla bir hayli kötüleşmişler yolda gördüğüm birkaçına bakılırsa.
Oh, by the way, uh... on my way out, shall I take the guy in the plaid suit off your back?
Bu arada giderken ekose takım elbiseli herifi holünden uzaklaştırayım mı?
Then I'm on my way out of the country.
Sonra da bu ülkeyi terkedeceğm.
On my way out, I met Santa Claus.
Dışarıda Noel Babaya rastladım.
I'm on my way out.
Şimdi kapatıyorum.
As of right now, I am cancelling out on my support - financial and every other way.
Kanuni hakkım olduğuna göre, finansal ve diğer her türlü desteğimi çekiyorum.
I KINDA GOT MY EYE ON A'27 MAXWELL. BUT I'M GON NA WAIT U NTI L THE N EW MODELS COME OUT BECAUSE THAT WAY I CAN GET A BETTER DEAL.
Memur bey, bir Rickenbacker almayı düşünmezdiniz herhalde, değil mi?
I'm just on my way out now. Yeah, george.
Tam çıkmak üzereydim.
Oh, darling, I'm just on my way out.
Tatlım, ben de tam çıkıyordum.
You'd better get her out of here fast cos I'm on my way to the Belly Button to pick up that dame. Good luck.
İyi şanslar.
When you called, I was on my way out.
Aradığında jimnastik dersi için dışarı çıkmıştım.
I was on my way out but I'm not feeling well.
Çıkmak üzereydim ama kendimi iyi hissetmiyorum.
- I'm on my way out.
- Ben çıkışa gidiyorum.
I'm sure it's Gilberte. Tell her I'm out of the bath and on my way.
Gilberte'yse banyodan çıkar çıkmaz oraya gideceğimi söyle.
I was just out for a little walk on my way home.
Evime dönerken ufaktan bir yürüyüş yapayım dedim.
Don't sit down, I'm on my way out right now.
Oturma. Dışarı çıkıyorum.
But I'm on my way out.
Ama çıkmak üzereydim.
I'm really sorry, but I was on my way out.
Gerçekten çok üzgünüm ama çıkmak üzereydim.
And, Otis, by the way, next time put my robe on after I'm out of the pool.
Bu arada Otis, bir daha havuzdan çıktığımda bornozumu hemen sırtıma koy.
In and out and I'll be on my way back.
Girip çıkarım.
I'm on my way out.
Dışarı çıkıyordum.
I'm on my way out.
Ben dışarı çıkıyorum.
I've tricked my way out of death and patted myself on the back for my ingenuity.
- Yolumu, ölümünkinden uzağa aldım ve geride durmayı marifet saydım.
I'm just on my way out.
Çıkmak üzereyim.
I'm already on my way out.
Oraya gidiyorum.
I was on my way out to see you, to tell you myself.
Ben de seni görmek için yola çıkmıştım.
I got cut, but I was... on my way out for a long while.
Sonunda bıraktım ama uzun süre kendimi toparlayamadım.
- I'll close it on my way out.
- Ben kapıyı arkamdan kaparım.
I'll have a word with Kate on my way out.
Gitmeden Kate'le biraz konuşacağım.
So if you're so damn set on disinheriting me... if I don't lift up my tail and act like a brood mare, then maybe you should figure out some way to take the spread with you when the time comes.
Kuyruğumu kaldırıp, damızlık kısrak gibi davranmadığım takdirde, beni mirasından mahrum etmeye çok istekliysen belki de, zamanı geldiğinde seninle yayılmak için bir yol bulmalısın.
I want to back up and partially close the hatch, making sure not to lock it on my way out.
Giriş kapağını biraz aralık bırakayım,... üstümüze kilitlenmediğinden emin olayım.
It's like saying, "I don't wanna take up my important time at home. I'll get it out of the way on the street."
Bu aynı ; "Evde ki kıymetli zamanımı ayıramadım sana..,... yolda hallederim dedim" demeye benziyor.
I'm on my way out.
Çıkmak üzereydim.
I was just on my way to the club to try out a new set of irons, and I must have started thinking about Ben.
Yeni golf sopalarını denemek üzere kulübe doğru gidiyordum ki aklım Ben'e takıldı.
Well, Mr. Gold, I'm just about on my way out of here.
Pekâlâ Bay Gold, biraz sonra buradan gitmiş olacağım.
- I'm on my way out. You should've called.
Dışarı çıkıyorum.
I'm on my way out.
Çıkmak üzereyim.
Listen, I'm really sorry, but I'm just on my way out to meet a friend.
Dinle, çok üzgünüm, ama ben tam da bir arkadaşımla buluşmak üzere dışarı çıkıyordum.
- Yeah, I got them. I'm on my way. - Want togo out to dinnertonight?
Yemeğe çıkmak ister misin?
I'm on my way out.
Ben gitmek üzereyim.
I'm on my way out.
Dışarı çıkıyorum.
I'm on my way out.
Ben çıkmak üzereydim.
Maybe I should send my spirit guide over to Aegis-1 and stop it from going on-line so that Jennings can't fuck you and your people out of your land and your way of life forever.
Belki de ruhsal kılavuzumu Aegis-1'e yollamalıyım ki rafineriyi durdursun... böylece Jennings halkını topraklarından etmesin... ve yaşam tarzlarını bozmasın.
I'm on my way out at 8 : 25 and I notice our presses aren't running... which strikes me as odd since we are, after all, a newspaper.
8.25'te dışarı çıkarken bir bakıyorum, matbaa makinelerimiz çalışmıyor. Bu bana çok tuhaf geliyor, çünkü ne de olsa burası bir gazete.
No, thank you, I'm on my way out.
Hayır teşekkür ederim. Çıkıyordum zaten.
Even on my way there, I'm in the car, a buddy of mine is driving me downtown and I'm staring out the window and I think I see you not far from the church, right folding up an umbrella and walking into a deli on the corner of 1 3th and Broadway.
Oraya giderken bile, arabadayım, bir arkadaşım beni götürüyor.. .. ve ben pencereden bakıp kilisenin yakınlarında.. .. seni gördüğümü sanıyorum..
Three days later, I was on my way out to the desert, and that was that.
Üç gün sonra, çöle doğru yola çıkmıştım, işte böyle.
I'm on my way out of town, but I was wondering...
Şehir dışına çıkıyordum ama merak ettim.
I'll have to pull double shifts here for over a year To get on my way out of here
Burada işlerimi yola koymak için, bir yıldan fazla çift vardiya çalışmalıyım.