English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm parched

I'm parched traduction Turc

99 traduction parallèle
I'm parched.
Çok susadım.
I'm parched.
Dilim damağım kurudu.
Speak, and trust my judgment, for though my ribs are sharp and my tongue is parched for wine, I am a man of learning. I can even do your writing for you.
Konuş ya da benim kararıma güven, benim kaburgam keskin olsa ve dilim şarap için kavrulmuş olsa da, öğrenebilen bir adamım, ben bile sizin için seçebilirim.
Give me some water, I'm parched.
Bir şeyler içmek istiyorum. Ağzım çok fena kurudu.
"They say stealing another's water is wrong even if you're parched, but I'm drinking the water of that blackguard Kurofuji."
İnsanlar kendisine ait olmayan suyu içmemeli... ama ben komşumun suyundan yararlanıyorum, Kurofuji, kalleş.
And on your way back, bring me glass of water please, I'm very parched.
Gelirken bana bir bardak su getir lütfen. Dilim damağım kurudu.
I'm parched, I'm going to make a nice cup of tea, and I have a cherry cake here,
Susuzluktan ölüyorum. Hemen biraz çay yapacağım, ve bir de kek.
- I'm parched.
- Bira mı?
I'm parched.
Susuzluktan kavruldum.
I've been singing and my throat is parched.
Bütün gün şarkı söyledim ve boğazım kurudu.
I wish he'd hurry up with that tea, I'm parched.
Umarın çayları çabuk getirir. Ağzım kurudu.
Hold you horses, I'm parched.
Acele karar verme, susuzluktan öldüm.
You know, Daphne, I'm parched.
Daphne, ağzım kurudu.
I'm parched. I'm gonna get some water.
Susadım Su icmeye gidecegim.
I'm parched from this yakking, man.
Sürekli konuşmaktan dilim dudağım kurudu.
I'm absolutely parched.
Merhaba, Solange.
I'm parched.
Bu düğün beni deli ediyor.
I'm a little parched.
İzin verir misin? Biraz içim yandı.
What? I'm a little parched.
- Ağzım biraz kurudu.
I'm parched.
Biliyor musun, yandım.
I'm feeling a little bit parched and I think I'm just gonna grab a couple Mountain Dews.
Benim biraz dudaklarım kurudu. Gidip iki gazoz alacağım.
I'm a little parched myself.
Boğazım kurumuştu.
- I'm so parched.
Çok susadım!
I'm parched.
Susuzluktan kurudum.
I'm, like, 99.9 percent parched here.
Sanki, yüzde 99'um kurutulmuş gibi...
- Give us a chance. I'm parched.
- Haydi, bize bir şans ver!
I'm really parched, mate.
Çok susadım.
After two hours of intense roboting, I was parched.
İki saatlik hararetli robotluktan sonra, sıcaktan kavrulmuş durumdaydım.
I'm feeling kind of parched.
Bugün sıcaktan kavruldum da.
But lookit, I need it cold,'cause I'm parched... so reach down deep in the bottom.
Biraz soğuk olsun çünkü yanıyorum. Fıçının en dibinden al.
Lord, I'm parched.
Boğazım yapıştı.
I'm, like, parched.
Ben sanki kavruldum da.
I'm parched, really.
Gerçekten kavruluyorum.
I'm parched.
- İyi.
I'm parched. Be down in a sec.
Kavruldum, birazdan aşağı ineceğim.
No, Frank, I got this IV because I'm feeling a little parched.
Hayır Frank. Susadığım için serum taktılar.
But, sir, you see, I'm about parched.
Ama, efendim, kavrulmak üzereyim.
I was just saying I'm a little, uh, parched. Because, well, last night was incredible, you know?
Diyordum ki birazcık ateş bastı.
I'm parched.
İçim yandı.
I'm parched.
Ağzım kurudu. İçecek bir şey?
I'm parched.
İçim kurudu.
I'm so parched.
Boğazım kurudu da.
I was parched!
Nasıl da susamışım!
I'm so parched.
Resmen kavruldum.
Excuse me, I'm parched.
Affedersiniz, ama çok susadım.
- I'm awfully parched.
- Dilim damağım kurudu.
I'm parched, sir.
Çok susadım, efendim.
I'm parched.
Kavruldum.
I'm all parched, I wanna get sth. to drink.
Susuzluktan öldüm. Gidip bir şeyler içicem.
I'm fucking parched.
Buranın sıcaklığı ebemi sikti.
I left my wallet in the car, but I am parched.
Cüzdanımı arabada unutmuşum ama yanıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]