I'm running a little late traduction Turc
95 traduction parallèle
I'm running a little late.
Birazcık geciktim.
I'm running a little late, so -
Biraz geç kaldım da -
- That suits me just fine...'cause I'm running a little bit late myself.
- Bu bana uyar... çünkü ben kendim de birazcık gecikiyorum.
I'm running a little late.
Biraz geç kalacağım.
Well, I'm running a little late.
Sanırım biraz geç kaldım.
I'm running a little late.
Biraz geç kalıyorum da.
No, I'm just running a little late.
Sadece biraz geç kaldım.
I know, I'm running a little late.
Evet, biraz geciktim galiba.
I'm running a little late.
Geç kalıyorum.
I'm running a little late.
Sadece biraz geç kalıyorum o kadar.
I'm running a little late.
Biraz geciktim.
Listen, I'm running a little late.
Dinleyin, biraz geç kaldım.
- Uh, I'm just running a little late.
- Biraz geç kalacağım.
Rosario. Hi, honey. Listen, I'm running a little late.
Rosario, selam tatlım Dinle, ben biraz geçikeceğim.
Actually, what I was going to say, if you would let me, is that I'm running a little late, and could you please wait for me at the bar?
Aslında eğer izin verseydin, sadece biraz gecikeceğimi söyleyip beni barda beklemeni isteyecektim.
Class went late, and then I had to go to the library to get a book for psych class, so I'm running a little late, but I will be there.
Ders geç bitti, sonra da piskoloji kitabı almak için kütüphaneye gittim yani biraz geç kalıyorum ama orada olacağım.
I'm sorry, I'm running a little late.
Üzgünüm, biraz geciktim.
I'm running a little late, here.
Geç kalıyorum.
I'm sorry. We'll I'm here fielding some very angry phone calls from some very geeky people. I'm just running a little late.
Özür dilerim, birazcık geç kaldım.
But you'll have to excuse me, I'm running a little late.
Ama kusura bakma, biraz geciktim.
Honey, I'm-I'm running a little late.
Hayatım, biraz gecikeceğim.
- Yeah? - I'm gonna be running a little bit late.
- Geç kalacağım.
Jack, listen, I might be running a little late, so I'm gonna need you to start without me.
Jack, dinle, biraz geç kalabilirim. Bu yüzden bensiz başlamak gerekecek.
I'm running a little late.
Başladınız mı? Biraz geç kaldım.
You know, I'm actually running a little late.
Aslında, biraz geç kaldım.
Don't worry if I'm running a little late.
Gecikecek olursam merak etme sakın.
I'm running a little bit late.
Bir yere geç kalıyorum.
- I'm sure he's just running a little late.
Sadece biraz gecikti.
Oh, well, I am running a little late,
Biraz geç kaldım.
Yeah, I'm running a little late for a sales call.
Evet, başka bir görüşme nedeniyle biraz geç kaldım.
I'm just running a little late on the tuition here.
Okul parasını yatırmakta biraz zorlanıyorum, o kadar.
I'm running a little late.
Eve geldim.
I'm just running a little late this morning.
Bugün biraz geç kaldım.
I'm running a little late.
Biraz gecikeceğim.
I'm running a little late. Will you walk with me?
- Geç kalıyorum, benimle yürür müsün?
Sorry, I'm running a little late with this conference.
Üzgünüm, görüşmemiz biraz gecikti.
- She's running a little late. I'm running late.
Biraz acelesi vardı Bay Stone.
Tell Miss Starr I'm running a little late, okay?
Bayan Starr'a biraz gecikeceğimi söyle, tamam mı?
It's me. I'm running a little late.
Biraz gecikeceğim.
Oh, hi. Look, I'm running a little late for drinks, but, uh, if you'd like to meet after... You were part of the ship's crew in the seventies.
Bakın, içkiler için geç kalıyorum ama sonra buluşmak isterseniz... 70'lerde bu gemide mürettebattın.
Just let her know I'm running a little late for my appointment.
Sadece biraz gecikeceğimi iletin.
Yeah, I am running a little late honey!
Eee... Biraz gecikeceğim tatlım!
- You know, Jim I'm running a little late for work tonight, so maybe just this once we could take a rain check?
- Biliyor musun Jim bu geceki işime geç kalıyorum, o yüzden başka bir zaman görüşsek olur mu?
I'm just running a little bit late.
Biraz geç kalacağım.
I guess he's running a little late. You want me to call him for you?
Sanırım biraz geç kalacak.
Because we're running a little bit late, I think I'm just gonna go ahead and fast forward to the crowning.
Biraz geç başladığımız için başları geçip önemli kısma saracağım.
Well, actually, I'm running a little late, Leland, can't it wait?
Aslında biraz geciktim Leland, bekleyebilir mi?
Hey, listen, I'm running a little late. Can you join me upstairs?
Yukarıda konuşabilir miyiz?
, I'm running a little late, So do not dish before I get there, okay?
Biraz geç kaldım ben gelmeden bulaşıkları yıkama, tamam mı?
I'm sorry, I'm running a little late.
Özür dilerim gecikiyorum.
Tom, I'm running a little late, so don't have the staff meeting without me.
Tom biraz gecikeceğim, personel toplantısını bensiz yapın.