English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I'm so late

I'm so late traduction Turc

1,577 traduction parallèle
" It was too late to see my kids, so I hopped on the 10 headed towards the Coast Highway.
"Çocuklarımı görmek için geç bir saatti, 10'a çıktım sahil yoluna vurdum. O yol beni sakinleştirir."
- Fanny, we're late. I'm so sorry.
- Fanny, geciktik, üzgünüm.
I'm sure you've never been up so late in your life. I am worn out with civility.
Eminim hayatın boyunca bu kadar geç saate kalmamışsındır.
So I guess it shouldn't really be a surprise that a professor of the occult works late.
Sanırım bir büyü profesörünün gece çalışması gerçekten de sürpriz olmasa gerek.
Hey, I'm doing Mr. Pizza Box Man at some youth center on Saturday so I might be a little late for Lucy's recital.
Bay Pizza Kutulu Adam olarak Cumartesi günü gençlik merkezi tarzı bir yere gidiyorum. Onun için Lucy'nin gösterisine biraz geç kalabilirim.
Oh, fashionably late, I suppose. So we're good now, right? You and me?
Oh, biraz geç kaldı sanırım, yan aramız artık iyi değil mi?
I'm sorry it's so late.
Geç vakte kadar sürdüğü için kusura bakmayın.
I'm sorry it's so late, but I knew you were flying back tomorrow so I thought I'd take a chance and come by.
Çok geç oldu bunun için üzgünüm ama yarın geri gideceğinizi bildiğimden gelip bir uğrayayım dedim.
Well, i'm just a little bit late for my brow wax and my facial, so
Kaş kaldırmaya ve cilt bakımına biraz geç kaldım.
Dennis, sorry I'm so late.
Dennis, bu kadar geciktiğim için üzgünüm.
I am so sorry I'm late.
Kendimi işe verince aklımdan çıkmış.
I'm sorry I'm so late.
Üzgünüm çok geciktim
Sorry I'm so late.
Merahab. Pardon, geç kaldım.
I'm so sorry I am late but I gotta pick up Sounder from the groomer because I wanted him to be a lovely and pretty... for the studio meeting.
Kusura bakmayın geciktim ama Saunder'ı barınaktan almam gerekti. İlk stüdyo görüşmemizde tatlı ve sevimli haliyle olmasını istedim çünkü.
I'm sorry for staying so late.
Uzun kaldığım için özür dilerim.
I'm sorry to bother you so late, Don.
Rahatsız ettiysem özür dilerim, Don.
So I snuck out. I pe I'm not coming by too late. No, no.
Ben de bir parça getireyim dedim.
- I'm so sorry I'm late.
- Üzgünüm, geciktim.
I'm really sorry but I'm gonna be pretty late, so don't wait up.
Çok üzgünüm ama bayağı bir gecikeceğim, yani beni bekleme.
So sorry I'm late.
Geç kaldığım için çok üzgünüm.
I was running late, so I took a shortcut.
Geç kalmıştım, bu yüzden kestirmeyi kullanmak istedim.
I keep it eight minutes fast so I'm never early... or late.
Saatim 8 dakika ileri, bu yüzden hiç bir yere erken gelmem... yada gecikmem.
I'm sorry to call so late, but I need to speak with your athletic director.
Böyle geç bir vakitte aradığım için özür dilerim ama, spor direktörünüz ile konuşmam gerek.
I'm a late in life lesbian, so I need to play the field for a while, right?
Orta yaşlarda lezbiyen oldum, birkaç gol atsam fena olmaz, değil mi?
So I'm always late.
Bu yüzden hep geç kalıyorum.
I'm going to be late anyway, so take your time.
Ben kesin geç kalırım. O yüzden siz keyfinize bakın.
I know that this late in my life, I'll never come so close to finally having meaning.
Biliyorum ki hayatımın anlam kazanmasına hiç bu kadar yaklaşamayacagım.
I'm so late for the mensa!
Görüşmeye geç kaldığım için binlerce kez özür dilerim.
I'm so sorry to be late, Mr. Cromwell.
Geciktiğim için gerçekten çok üzgünüm Bay Cromwell.
sweetheart, I am so sorry, I am late.
Tatlım, çok üzgünüm, geç kaldım.
I am so sorry we're late.
Geç kaldığımız için üzgünüm.
So, I'm five minutes late every once in a while.
Birkaç kez, beş dakika kadar geç kalmış olabilirim.
Hi, reverend Philips, I'm so sorry I'm late.
Selam, sayın Philips, Çok üzgünüm, geç kaldım.
I'm so sorry I'm late.
Çok özür dilerim, geciktim.
I am so sorry.I'm so late.
Çok üzgünüm. Geciktim.
- Hey, I'm sorry that I was so late.
Hey, bu kadar geciktiğim için üzgünüm.
I'm so sorry I'm late.
Geciktiğim için üzgünüm.
I'm sorry I'm so late.
Özür dilerim, çok geciktim.
I'm sorry it's so late.
Üzgünüm çok geç kaldım.
- Again, I'm sorry I was so late.
- Tekrar çok geç kaldığım için özür dilerim.
I will have to do work late night, so I'll call you, ok Bye!
Evet! Evet! Ben gecenin geç saatlerine kadar çalışacağim seni ararım.
I am so, so sorry I'm late.
Çok, çok üzgünüm geç kaldım.
I'm sorry for coming so late, Joon.
Bu kadar geç kaldığım için özür dilerim Joon.
- So sorry I'm late.
Geciktiğim için üzgünüm.
- Sorry I'm so late.
- Özür dilerim, geciktim.
I am sorry I had some trouble with the car so got late.
Kusura bakma, araba uğraştırdı biraz ondan geç kaldım.
I'm so sorry I'm late.
Özür dilerim, geç kaldım.
So sorry I'm late.
Geciktiğim için çok özür dilerim.
I'm... I'm sorry i was so late coming home last night.
Üzgünüm dün gece eve geç geldim.
So I'm not too late.
Öyleyse çok geç kalmadım.
- Hi. So sorry I'm late, everyone.
Herkesten özür dilerim, geciktim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]