I'm still working on that traduction Turc
98 traduction parallèle
I'm still working on that book.
Hâlâ o kitap üzerinde çalışıyorum.
Or if we were outside, say, with a group, that the flag could be the thing we lay on at night... and that somehow, between working on this flag and lying on this flag... this flag flying over us... that the flag would pick up vibrations of a kind... that would still be in the flag when I brought it home.
Diyelim ki bir grupla beraber dışarıdayız, gece yatarken altımıza bu bayrağı sereceğiz ve her nasılsa, çalışırken bayrakla, uyurken bayrakla bayrak yanımızda dalgalanacak bayrak bu heyecanı toplayacak ve eve döndüğümde de halen bunları taşıyor olacaktı.
I suppose he's still working on that... That girl's murder? - The virgin something-or-other, was it?
Şu anda "Bakire bilmem ne" nin cinayeti ile ilgileniyor sanırım.
I'm still working on that one.
Şu an bunun üzerinde halen çalışmaktayım.
I'M STILL WORKING ON THAT ONE.
Aslında hala bununla uğraşıyorum.
That's a different story. I'm still working on that one.
Üzerinde çalışıyorum.
I'm still working on that part.
Hala üzerinde çalışıyorum.
I'm still working on that.
Bunu hâlâ düşünüyorum.
I'm still working on that.
O konuda hala çalışıyorum.
I'm still working on that one.
O konu üzerinde hâlâ çalışıyorum.
Oh, I'm still working on that but I think this is a better story.
Üzerinde çalışıyorum. Bu daha iyi bir hikâye.
But still, I'm looking at you, and you got all this already... and you're sitting here with me, working with a partner... in the city where you live, on a job that's gotten more complicated... than you thought it was gonna be.
Ama yine de, sana bakıyorum, ve sen bunlara zaten sahipsin... ve burada benimle oturuyorsun, ortağınla beraber... yaşadığın şehride çalışıyorsun, ve bu iş düşündüğünden çok daha... karmaşık bir hale geldi.
Well, I'm still working on that.
Hala bunun üzerinde çalışıyorum.
It's true and the other thing is, my sister had a baby and I took it over because she passed away and then the baby lost its legs and its arms and now it's nothing but a stump but I still take care of it with my wife and it's growing and it's fairly happy, but it's difficult'cause I've been working a second shift at the factory to put food on the table, but all the love I see in that little guy's face makes it worth it in the end.
Kardeşimin bir bebeği oldu ve ona ben bakıyorum çünkü kardeşim öldü... ve sonra bebek bacaklarını ve kollarını kaybetti... artık sadece gövdesi kaldı ama yine de karımla ona bakıyoruz... ve gittikçe büyüyor, oldukça da mutlu... ama işim kolay değil, karnımızı doyurmak için ikinci bir işte çalışıyorum ama o bebeğin yüzünde gördüğüm mutluluk bizim için her şeye değiyor.
I'm still working on that.
Onun üzerinde çalışıyorum.
Except I'm still working on that overheating problem - -
Eve girip sunucuya ulaşmamız lazım.
I'm still working on that.
Bunun üstünde hâlâ çalışıyorum.
You know, actually, I'm still working on that one.
Aslında, ben hala bir üzerinde çalışıyorum.
I'm still working on getting the meeting back that you fucked up.
Senin mahvettiğin buluşmayı ayarlamaya çalışıyorum.
I'm still working on that.
Halen bulmaya çalışıyorum.
I'm still working on that.
Hâlâ düşünüyorum.
Well, I'm still working on that one.
- Bunu hâlâ düşünüyorum.
I'm still working on figuring that one out.
Hala bunun üzerinde çalışıyorum.
I'm still working on that diamond.
O elması almak için çalışıyorum.
I'm still working on that.
Hâlâ çalışıyorum.
I'm still working on that.
O konuda hâlâ çalışıyorum.
I'm still working on that.
Hala arıyorum.
I'm still working on that.
Ben hala bunu başarmaya çalışıyorum.
Oh, I'm afraid I'm still working on that.
Oh, korkarım bunu hala araştırıyorum.
I'm still working on that part, boss.
- Hala onun üzerinde çalışıyorum.
I'm still working on that.
Hâlâ üstünde çalışıyorum.
I'm still working on that.
Bir şeyler düşünüyorum.
- I'm still working on it, you know that.
- Hala çalışıyorum.
I'm still working on that.
Hala öğrenmeye çalışıyorum.
I'm still working my magic on that.
Henüz bir sonuç almaya çalışıyorum.
Still working on that and waiting on trace I collected from the soles of his sandals.
Üzerinde çalışıyorum. Ayrıca sandaletin tabanından topladıklarımın analiz sonucunu bekliyorum.
She saw i was of value, and i'm still working on buying into that one.
Değerli olduğumu gördü ve ben hala kendimi buna inandırmaya çalışıyorum.
I'm still working on that.
Hala çalışıyorum.
I'm still working on that.
Uğraşıyorum!
- I'm still working on that.
Hala üzerinde çalışıyorum.
Um, I'm still working on that.
Hala üzerinde çalışıyorum.
- I'm still working on that.
- Hâlâ o konuda çalışıyorum.
I'm still working on that modification.
O özelliğin üzerinde hala çalışıyorum.
I'm still working on that.
Burası olmasında neresi olursa olsun.
That's the part I'm still working on.
Üzerinde çalıştığım parça da o zaten.
We're in orbit around a planet in the middle of..... actually I'm still working on that, Sir.
Bir gezegenin yörüngesindeyiz. Kesin konumumuz... üzerinde çalışıyorum efendim.
- I'm still working on that.
- Halen uğraşıyorum.
I'm still working on that.
Ben de bu konuda çalışıyordum.
I'm still working on that.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum çünkü daha anlayamadım.
I'm still working on that part.
O kısım üzerinde hâlâ çalışıyorum.
Well, it's a work boot, and I'm still working on it, but it's what's inside that gas cylinder that's really gonna oil your rifle.
İşçi çizmesi, bulmaya çalışıyorum. Ama asıl hoşuna gidecek olan gaz tüpünün içindeki şey.