I'm sure it's nothing traduction Turc
251 traduction parallèle
Oh, it's nothing, darling, I'm sure.
Oh, bir şey değildir hayatım, eminim.
I'm sure it's nothing like that.
Eminim öyle bir şey değildir.
I don't know how I know them, but there's nothing supernatural about it, I'm sure.
Nasıl bildiğimi bilmiyorum ama bunun doğaüstü güçlerle ilgisi olmadığına eminim.
And I'm sure it's nothing to worry about.
Eminim endişelenecek bir şey yoktur.
I'm sure that's flattering. There's nothing wrong with it.
Bunun gurur duyulacak birşey olduğuna eminim.
I'm sure it's nothing serious.
Ciddi bir şey değil.
Probably nothing, but we're not going in there... until I'm sure it's safe.
Bir şey yok, ama orasının güvenli olduğundan emin olana kadar oraya girmeyeceğiz.
Why, I'm sure it's nothing... to what you have been through, Mr. Allison.
Herhalde sizin başınızdan geçenlere kıyasla çok önemsiz, Bay Allison.
We'll keep her here a day or two for some more tests, George, but I'm sure it's nothing serious.
Onu bir kaç test için bir iki gün burada tutacağız, George, fakat eminim ciddi bir şey yok.
Because the doctors are not sure yet, but I'm sure it's nothing serious, Your Majesty.
Doktorlar henüz neyiniz olduğunu bilmiyorlar ama önemli bir şey olduğunu sanmıyorum, Majesteleri.
I'm sure it's nothing to be upset about, dear.
Eminim ki bu kadar heyecanlanmana değmeyecek bir şeydir.
I'm sure it's nothing.
Hiçbir şey olmadığına eminim.
My mother is really, she really lives in a lot of pain because she's sure I'm going to go to hell and there's nothing I can do to tell her that there is, that it just does not exist for me.
Annem... o gerçekten, çok acı çekmiş. çünkü başımı derde sokacağımdan falan emin ve bu konuda yapabileceğim hiçbirşey yok.
I'm sure it's nothing but a practical joke.
Eminim eşek şakasından başka bir şey değil.
I'm sure it's nothing like the real thing, is it?
Hiç bir şeyin gerçeği gibi olmadığına eminim, öyle mi?
I'm sure it's nothing.
Eminim önemli bir şey yoktur.
I'm sure it's nothing serious.
Uzun sürmez hayatım.
No, no... it's nothing serious... I'm sure she'll be fine.
Hayır, ciddi bir şey değil.
I'm sure it's nothing.
Eminim önemli bir şey değildir.
I'm sure it's nothing.
eminim önemli birşey yoktur.
He's just some stripper named Zorro, and I'm sure it was nothing- - you know, no affair that was important or anything like that.
Zorro isminde bir striptiz dansçısıydı sadece. Ve bir şey olmadığına eminim - Bilirsin, önemli bir hadise veya öyle öyle bir şey söz konusu değil.
- Oh, but I'm sure it's nothing serious.
Önemli bir şey olmadığına eminim.
I'm sure it's nothing to worry about.
Endişelenecek bir şey olmadığına eminim.
I'm sure it's nothing, but I appreciate the call.
Önemli bir şey olmadığına eminim ama aramanıza çok memnun oldum.
- Oh, I'm sure it's nothing.
- Mühim bir şey olmadığına eminim.
It's a long story, but I'm sure it has nothing to do with this accident.
Bu uzun hikaye, ama kazayla bir ilgisi olmadığına eminim.
- I'm sure it's nothing.
- Eminim sorun yoktur.
It was written by a Polish biochemist, who I'm sure knew nothing about ALD.
Makale Polonyalı bir biyokimyacı tarafından yazılmış, ki eminim ALD hakkında hçbirşey bilmiyordur.
I'm sure it's nothing significant but I need to get it looked at.
Eminim önemli bir şey değildir ama bir baktırmam gerek.
I'm sure it's nothing.
Bir sorun olmadığına eminim.
I'm sure it's nothing.
Eminim bir şey yoktur.
I'm sure nothing's meant by it.
Kötü bir manada denmemiştir.
- I'm sure it's nothing.
- Eminim önemli bir şey değildir. - Anne kendini daha iyi hissediyor musun?
Barclay, I'm sure it's nothing.
Barclay, eminim bir şey değildir.
I'm sure it's nothing, but he seems preoccupied lately.
Eminim bir şey yoktur ama son zamanlarda kafası hep meşgul.
Though Mr Wickham has taken a fancy to you, I'm sure you've done nothing to deserve it, after your dealings with Mr Collins! Well, it is all in vain, it will all come to nothing!
Mr Wickham sizden hoşlanmış olsa da Mr Collins ile olan ilişkiniz göz önüne alındığında bunu hak edecek bir şey yapmamışsınızdır!
I'm sure it's nothing serious, Susan.
Eminim ciddi bir şey değildir.
I'm sure it's nothing, Father.
Birşey olmadığına eminim Peder.
- I'm sure it's nothing personal, Homer.
- Kişisel olmadığından eminim, Homer.
I'm sure it's nothing.
Bir şey çıkmayacağına eminim.
I'm sure it's nothing personal.
Bir garezleri olmadığına eminim.
No. I'm sure it's nothing.
Hayır, eminim önemli bir şey değildir.
- Don't worry unduly. I'm sure it's nothing.
- Fazla endişe etme Buffy.
Well. I'm sure it's nothing more than a rumor.
Bu tamamen bir dedikodu.
Come in, please. - I'm sure it's nothing serious.
- Ciddi bir şey olduğunu sanmıyorum.
I'm sure it's nothing to be alarmed about.
Endişelenecek birşey olmadığına eminim.
I'm sure it's nothing, but could you drive by the front of the building?
Binanın önündeki aracın yanındaki adamları kontrol edin.
I'm sure it's nothing
Eminim bir şey yoktur
I'm sure it's nothing.
Eminim sorun yoktur.
I'm sure it's nothing too exciting.
Heyecanlanacak bir şey olmadığından eminim.
I don't know what this refers to but I'm sure it's got nothing to do with the people who live around here.
Bunun anlamını bilmiyorum... ama bu civarda yaşayan insanlarla bir ilgisi olmadığını biliyorum.
i'm sure 2891
i'm sure you are 126
i'm sure you will 140
i'm sure of it 474
i'm sure you're right 87
i'm sure that 41
i'm sure you do 212
i'm sure i will 55
i'm sure it's fine 69
i'm sure you can 67
i'm sure you are 126
i'm sure you will 140
i'm sure of it 474
i'm sure you're right 87
i'm sure that 41
i'm sure you do 212
i'm sure i will 55
i'm sure it's fine 69
i'm sure you can 67