I'm trying to save your life traduction Turc
93 traduction parallèle
I'm sorry, Pop. I didn't mean that, but I... lt's this business of nickels and dimes and spending all your life trying to figure out how to save three cents on a length of pipe.
Özür dilerim baba, öyle demek istemedim. Bu küçük paraların ve ve boru başına birkaç sent kurtarma işi.
Now, listen to me. I'm trying to help you, to save your life and the lives of millions like you.
Yardım etmeye çalışıyorum, hayatını kurtarmaya, milyonların hayatını.
What I am trying to teach you may save your life.
Sana öğretmeye çalıştığım şey hayatını kurtarabilir.
I'm trying to save your life, for Christ's sake.
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum, Tanrı aşkına.
I'm trying to save your life.
Hayatını kurtarmaya çalışıyordum.
I'm trying to save you and your family's life.
Senin ve ailenin hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
I'm trying to save your life.
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
I'm trying to save your life.
Ben hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
I'm trying to save your life!
Senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum!
- I'm trying to save your life.
- Hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
No, I'm trying to save your life, for God's sakes.
Hayır, Tanrı aşkına, sadece hayatınızı kurtarmaya çalışıyorum.
What I'm trying to teach you may save your worthless life, maybe.
Sana öğretmek istediğim şeyler belki değersiz yaşamını kurtarabilir.
I'm trying to save your life!
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum!
I'm sorry that in the middle of trying to save my professional life I wasn't able to give your acting career a boost.
Profesyonel hayatımı kurtarmaya çalışırken senin oyunculuk kariyerini destekleyemediğim için özür dilerim.
I'm not going, motherfucker! We're trying to save your life!
Sizin hayatınızı kurtarmaya çalışıyoruz biz.
I tried to be a nice guy, I'm trying to save your life, and you have a terrible weekend on my account.
İyi bir insan olmaya çalışıyordum, hayatınızı kurtarmak istedim ve benim yüzümden çok kötü bir hafta sonu geçirdiniz.
I'm trying to save your life.
- Ann, hayatını kurtarmaya çalışıyorum!
I'm trying to save your life.
Hayır.
- I'm trying to save your life. - This is my life!
Benim hayatım bu!
I'm just trying to save your life.
Sadece hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
- I'm trying to save your life.
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
- I'm trying to save your life!
- Hayatını kurtarmaya çalışıyorum!
- Shut up! I'm trying to save your life.
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum dedim!
I'm trying to save your life, Mom.
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum anne.
Right now, I'm just trying to save your life.
Şu an, kurtarmaya çalıştığım tek hayat senin ki.
- was in way over his head! - Yes,... yes, I made a mistake trying to save YOUR life.
- Evet,... evet, hayatını kurtarmaya çalışarak bir hata yaptım.
Same thing I've been trying to do all day, Gene, save your life.
Gün boyunca yaptığımın aynısını, Gene, hayatını kurtarıyorum.
Come on, Philo, I'm trying to save your life.
Hadi ama, Philo, Senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
Daniel, I'm trying to save your life.
donna, seni kurtarmaya çalışıyorum.
I'm trying to save your life.
Hayatını kurtarmaya çalışıyoruz. Sakin olsana.
You're welcome that I'm risking my life and lungs trying to save your home, your hybrid and all your crap.
Fakat evinizi, hibrit arabanızı kurtarmak için hayatımı ve ciğerlerimi tehlikeye attığım için teşekkür etmenize gerek yok.
I'm trying to save your life!
Sizi kurtarmaya çalışıyorum!
Michael, I'm trying to save your life.
Michael ben hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
- I'm trying to save your life.
- Hayatınızı kurtarmaya çalışıyorum.
I'm trying to save your client's life.
Müşterinin hayatını kurtarmaya uğraşıyorum.
I'm actually trying to save your life.
Ben senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
I'm trying to save your life!
- Ben hayatını kurtarmaya çalışıyorum!
I'm trying to save your life.
Hayatınızı kurtarıyorum.
Yeah, well, I'm trying to save your life, okay?
Öyle mi, ben hayatını kurtarmaya çalışıyorum, tamam mı?
I'm trying to save your life.
Hayatınızı kurtarmaya çalışıyorum.
No, I'm trying to save your life.
Hayır, hayatınızı kurtarmaya çalışıyorum.
I'm trying to save your life. You're being flip.
Ben hayatını kurtarmaya çalışırken sen dalga geçiyorsun.
I hope you see that I am trying to save your life.
Umarım hayatını kurtarmaya çalıştığımı anlarsın.
I'm trying to save your fucking life.
- Boktan hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
I'm not, I'm just here trying to help save your life.
Etmiyorum. Sadece burada hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
Well, I'm trying to save your life. Oh, safety pin.
Ben de hayatını kurtarmaya çalışıyorum.
I'm trying to save your life here, Sonya.
Hayatını kurtarmaya çalışıyorum, Sonya.
They told me the last M.I. you worked with was killed trying to save your life...
Eski asistanının senin hayatını kurtarmaya çalışırken öldürüldüğünü söylediler.
Sir, I'm trying to save your life here.
Efendim, burada hayatınızı kurtarmaya çalışıyorum.
- You do realize that I'm busy trying to save your life?
- Burada hayatını kurtarmakla meşgul olduğumun farkındasın değil mi?
I'm trying to save your life.
Senin hayatını kurtarmaya çalışıyorum.