I've got it now traduction Turc
703 traduction parallèle
I've got it now.
Şimdi buldum!
I've got it in my cell now they let us keep some... come.
Şimdi benim hücremde duruyor. - Birkaç parça eşyamızı... - Gel.
Now I've got it.
Şimdi görebiliyorum.
I love you more than ever now that I've got time for it.
Artık seni hiç sevmediğim kadar seviyorum ve buna vaktim de var.
Remember, I did make a home for you once, and I'll do it again... only you've got to let me have my fling now... because you're simply rushing at old age, Sam.
Unutma, senin için bir kez yuva kurmuştum, ve bunu yeniden yapacağım. Sadece bu küçük kaçamağı yapmama müsaade etmek zorundasın çünkü yaşlılığa adeta kucak açıyorsun Sam.
But if we're going on together, as you said in Paris... I'm saying it now, we've got to beat it right back home where we belong.
Paris'te söylediğin gibi, eğer bu yola beraber devam edeceksek şimdi şana sunu söylüyorum, hemen buradan ayrılıp evimize, ait olduğumuz yere dönmemiz gerekiyor.
Well, we've got to it now, and I'm glad it's out.
Şimdi bahsi geçti işte, ayrıca buna memnun oldum.
I've got to talk about it now.
Şimdi bu bunu konuşmamız gerekiyor.
Now, you've got talent, Son. I've seen it.
Sen yeteneklisin evlat.
We've got to it now, and I'm glad it's out.
- Şimdi geldik işte. Ve çok iyi oldu. Zamanı gelmişti.
Why, I didn't ask for the judge's job, but I got it, and now I need help.
Yargıçlığı ben istemedim, verdiler ve yardıma ihtiyacım var.
I never noticed it but he got his gang in little by little and now he owns them.
Hiç fark edemedim ama ekibini yavaş yavaş kurdu ve emri altına aldı.
Now if we don't make it, I've got six slugs in this gun.
Bu işi başaramazsak, silahımda altı kurşun var.
The only reason I ain't done it up to now is that I kind of like kicking her. She's all I've got.
Çünkü sesi çıkmıyor!
Now I've got to do it again!
Şimdi yeniden yapmak zorundayım!
It's only now that I don't know how much longer I've got to live that I finally...
Artık, ne kadar ömrüm kaldığını bilmiyorum ve ancak şimdi....... en sonunda...
This is what I came after and now I got it.
İşte başardım ve onu yakaladım.
- I've got it now. I'm coming up the stair with it.
- Ben alır yukarı çıkartırım.
Anything else, we'd have done it, just as we will for you. But, I, uh... I think you ought to realize... that we've got different responsibilities now, Joe.
Başka bir şey olsa senin için de yapacağımız gibi yapardık ama sanırım artık farklı sorumluluklarımızın olduğunu anlamalısın Joe.
Now I've got it, there's nothing to hold me here any longer.
Artık iyi olduğuma göre beni burada tutan bir şey kalmadı.
But it's started now and I've got to go through with it.
Ama bir kez başladı. Bunu yapmalıyım.
Now, tell me, so that I can make sure that you've got it straight.
Şimdi bana anlat ki doğru anladığından emin olayım.
You've got the money and I need it, and you ought to pay me now, right now.
Parayı aldınız, benim de ihtiyacım var. Şimdi ödemek zorundasınız, hemen.
I'll explain it all to you later, but right now we've got to get out of here.
Sana sonra her şeyi açıklayacağım ama hemen şimdi buradan gitmek zorundayız.
Don't stop me now, Lizzie, I've got to do it.
Bana engel olma, Lizzie, bunu yapmalıyım.
And now, it'll look as if I've got turned down for a knobby-kneed clown with a butterfly net.
Şimdi, adeta ben bir kelebek ağıyla çarpık dizli bir palyaçoya dönüşmüşüm.
Well, now that I've got it, I feel better.
Artık elimde ya, kendimi daha iyi hissediyorum.
- No, but I've got it now.
- Hayır, ama şimdi anladım.
It took a long, hard time, and now I've got to do it again.
Uzun ve zorlu bir süreç gerekmişti ve şimdi tekrar başlamam gerekecek.
Right now I've got one big public health problem, and I'm looking at it.
Şu an büyük bir problemim var, ve bunu çözeceğim.
Don't think I've got it on me now!
Üzerimde olduğunu mu sanıyorsun!
I was... stationed in Washington, but I got sick and now I'm on leave and I'm gonna spend it in New York.
Washington'da görevliydim, ancak... Hastalandım ve şu an izindeyim ve iznimi New York'ta geçireceğim.
Hey, I've got used to it now and it has been like this for such a long time.
Öyle, ama buna alışalı çok oldu.
Now I've got it.
Şimdi anladım.
But now we've really got a beast - though I can hardly believe it - we'll need to stay close to the platform.
Aslında buna pek inanmıyorum ama... şimdi gerçekten bir canavar varsa... bu kayadan pek uzaklaşmamalıyız.
On the way here, I guessed... but now that it's out, I've got to speak up.
Buraya gelirken, bana ne söyleyeceğini biliyordum... Bana daire hakkındaki fikrimi sorsaydın, sana ne düşündüğümü söyleyecektim.
Now, just be steady, there. That's'cause what it is I've got for you
Şimdi güzelce orada dur sana getirdiğim şeye bir bakmak için
I've got to say it now.
Şimdi söylemeliyim.
You've got to make a choice : either they'll do it later, or I'm doing it now.
Bir seçim yapman lazım : Ya onlar sonra öldürecek ya da şimdi ben.
I returned the women. Now, this is my wagon. It's all I've got.
Benim arabamdı, hepsi bu.
I've got a whole lot of scores to settle with you, and I intend to do it now.
Seninle halledilecek bir sürü hesabım var, ve şimdi hesaplaşmaya niyetliyim.
Spock, I've got the hang of it by now. Go on.
Bunu kıvırmaya başladım.
We've got some difficult days ahead... but it doesn't really matter with me now... because I've been to the mountaintop.
Zor günler bizi bekliyor ama artık bir önemi yok. Çünkü dağın zirvesini gördüm.
Well, I've got it right now.
Ben şu anda kaşınıyorum.
I've got it now
Şimdi anladım
Give it to me now, please I'm dead tired I even got bitten by a female dog.
Dinleyin, çok yoruldum ve bir köpek tarafından ısırıldım! Ama.
Well, I suggest that if you've got anything to say at all, you get it out now.
Şey, benim önerim, eğer söyleyecek bir şeyiniz varsa, şimdi ağzınızdan çıkarın.
- And now I've got to end it.
- Şimdi de bitirmeliyim.
I think we've got it now. My boys have been looking
Sanırım bu kez becerdik.
I've never done such a thing before and I wouldn't do it now... except there's a look in your eye that tells me I've got to.
Daha önce böyle bir şeyi hiç yapmamıştım. Ve şu an da yapmazdım aslında ama bana bunu yapmak zorunda oluduğumu söyleyen o gözlerindeki bakış beni buna zorluyor.
- So am I. Now I've got it!
- Ben de öyleyim. Şimdi anladım!
i've got this 271
i've got your back 60
i've got you 463
i've got you covered 19
i've got 661
i've got it 1049
i've got an appointment 28
i've got to 132
i've got an idea 313
i've got a headache 42
i've got your back 60
i've got you 463
i've got you covered 19
i've got 661
i've got it 1049
i've got an appointment 28
i've got to 132
i've got an idea 313
i've got a headache 42
i've got your number 23
i've got to go 756
i've got a car 16
i've gotta go 294
i've got nothing to lose 16
i've got this one 21
i've got a job 38
i've got a family 22
i've got one 130
i've got her 83
i've got to go 756
i've got a car 16
i've gotta go 294
i've got nothing to lose 16
i've got this one 21
i've got a job 38
i've got a family 22
i've got one 130
i've got her 83