I've seen him traduction Turc
2,376 traduction parallèle
I've seen'em cut a man's eyelids off... and bury him in the sand... and leave him just starin'at the sun.
Onları, adamın birini göz kapağını, kestikten sonra... kuma gömerlerken gördüm ve onu güneşin altında, öylece bıraktılar.
I've never seen him so wild. - What do you mean?
- Ne demek istiyorsun?
I'm telling you, you should've seen him.
Patron yapma, kendi gözlerinle görmeliydin.
I've never seen him so steamed up
Onu hiç bu kadar burnundan solurken görmemiştim.
And you should have seen him when I told him about his wife and kids.
Ve eşiyle çocuklarından bahsedince ne hale geldiğini görmeliydin.
I don't know what you've seen in him, tomorrow I'll show him my guts.
Ben senin onda ne gördügümü bilmem ama yarın ben ona gösterecegim.
I've seen Clark in love before, and it always holds him back.
Clark'ı daha önce de aşık gördüm ve bu onu engelledi.
I've never seen him before.
Onu daha önce hiç görmedim.
I've seen him at the youth center, talking to Deng.
- Merkezde Deng ile konuşurken görmüştüm.
It's been years since I've seen him.
Onu görmeyeli yıllar oldu.
I've seen him before - lots of times.
Daha önce görmüştüm onu. Defalarca.
As long as I've known him, I've never seen him set foot in a church either.
Onu tanıdığımdan beri kiliseye ayak bastığını bile görmedim.
- I've seen him.
- Onu görmüştüm.
I've never seen him before, but he lost to a kid who beat me 11 to 2.
Ama beni yenen çocuğa karşı 2'ye bir kaybetti. Pekala.
But, it feels like I've seen him before...
Onu daha önce de görmüşüm gibi hissediyorum...
I've never seen him before.
Daha önce bu adamı görmedim bile.
I've hardly seen him since his wife died. ( calling ) :
"Twitter" ın sadece seks içerikli bir kelime olduğu zamanları hatırlıyorum.
Yes, I've seen him. I've seen him.
Evet, ben gördüm. Ben gördüm.
I won't tell him that I've seen you, all right?
Amcama seninle görüştüğümü söylemem.
How come I've never seen him in "thrasher"?
Neden onu Thrasher dergisinde görmedim o zaman?
Given the way I've seen him command his troops, I find that hard to believe.
Askerleriyle ile duruma baktığımda buna pek inanmıyorum.
I've never seen anybody so in love. And Mary stole him.
Ve Mary, ondan çaldı onu.
I was seen as new money, whereas him and his ilk were blue-blood and made sure you knew it.
Onu tanıdığınızı niçin daha önce söylemediniz bana? Çünkü kapımın önünde ölmüştü ve olayın içine çekilmek istemedim.
Yeah, but he keeps changing his clothes. That's the third outfit I've seen him in today.
Ama giysilerini değiştirip duruyor.
No. It's the first time I've seen him in a dress.
Bu elbiseyle onu ilk kez görüyorum.
But I've never seen him before today.
Bugüne kadar onu görmemiştim.
I've never seen him work this hard for a girl, And believe me, there's been plenty.
Hayatımda onun, bir kadın için bu kadar deli olduğunu görmedim ve sayısız sevgilisi oldu.
I've seen him at the supermarket.
Süpermarkette görmüştüm ben de.
No. No, I've never seen him before.
Bu kişiyi daha önce hiç görmedim.
- Yes, but I've never seen him have a seizure before.
- Evet ama daha önce nöbet geçirirken görmemiştim hiç.
Something big has happened... I've never seen him this upset.
Çok şeyler oluyor... Onu hiç böyle sinirli görmemiştim.
I've never seen him. Nor I.
- Hiç görmedim.
I've seen him at the gym.
Spor salonunda görmüştüm onu.
I haven't seen him since, but we've talked on the phone, though.
O zamandan beri görmüyorum, ama telefonda konuşmuştuk.
I don't think I've seen him before.
Daha önce gördüğümü sanmıyorum.
I was with another man. I've never seen him before.
Yani, benim bile tam olarak bilmediğim devasa bir ana plan var.
I'm not sure. I don't think I've seen him.
Emin değilim, ama gördüğüm kişinin o olduğunu sanmıyorum.
I've known sam cooper for 20 years, And I've never seen him defy an order.
Sam Cooper'ı 20 yıldır tanırım ve bir kez olsun emirlere karşı geldiğini görmedim.
I saw a side to him last night that I've never seen before, and to be perfectly honest... I'm afraid of him.
Dün gece, hiç görmediğim bir yönünü gördüm ve dürüst olmak gerekirse ondan korkuyorum.
I-I've never seen him before in my life.
Hayatım boyunca hiç görmedim.
I've seen him before, but I barely know the guy.
Daha önce görmüştüm, ama adamı zar zor tanıyorum.
I've seen him.
Onu gördüm.
I've only seen him on TV.
Onu yalnızca televizyonda gördüm.
I've never seen him before or since.
Onu daha önce ya da daha sonra görmedim.
Well, I've never seen him like that before. Mmm.
Onu daha önce hiç böyle görmemiştim.
- No, I've never seen him before.
Hayır, ilk defa görüyorum.
I've seen him at his best, I've seen him at his worst.
En iyi zamanını da, en kötü zamanını da gördüm.
I've never seen him before.
Daha önce hiç görmedim.
I've seen one photo of him but it was an old one.
Bir fotoğrafını gördüm ama eskiydi.
I've never seen him before in my life.
- Onu daha önce hiç görmedim.
Yeah, elena, I've seen him.
Evet Elena, gördüm.
i've seen him before 45
i've seen him around 17
i've seen enough 79
i've seen that before 21
i've seen it all 30
i've seen 86
i've seen it with my own eyes 16
i've seen worse 83
i've seen it 326
i've seen you 71
i've seen him around 17
i've seen enough 79
i've seen that before 21
i've seen it all 30
i've seen 86
i've seen it with my own eyes 16
i've seen worse 83
i've seen it 326
i've seen you 71