I've seen it with my own eyes traduction Turc
40 traduction parallèle
I've seen it with my own eyes.
Kendi gözlerimle gördüm.
I've seen it with my own eyes, I even had it in my own hands.
Onu kendi gözlerimle gördüm, hatta kendi ellerimle dokundum.
If I hadn't seen it with my own eyes, I never would've believed it.
Eğer kendi gözlerimle görmemiş olsaydım asla inanmazdım.
- I've seen it with my own eyes.
- Bunu kendi gözlerimle gördüm.
I've seen it with my own eyes.
Bunu gözlerimle gördüm.
Sir, I've seen it with my own eyes.
- Kendi gözümle gördüm, efendim.
I've seen it with my own eyes, Father.
Kendi gözlerimle gördüm, baba.
Your bravery. I've seen it with my own eyes.
Cesaretine gözlerimle tanıklık etmiş biriyim.
And I've seen it with my own eyes, and Al-Hariri's name was there.
El-Hariri'nin ismi de listedeydi.
If I hadn't seen it with my own eyes, I would've never believed such absurd story.
Gözlerimle görmesem, böyle saçma bir hikayeye asla inanmazdım.
I've seen it with my own eyes.
- Kendi gözlerimle gördüm.
- I've seen it with my own eyes.
- Kendi gözlerimle gördüm.
We were there. Everything Mr. MacPherson talked about... I've seen it with my own eyes.
Kendi gözlerimle gördüm.
I've seen it with my own eyes.
Bunu yaptığını kendi gözlerimle gördüm
I've seen it with my own eyes.
Bunu gördüm.
You know, If I hadn't seen it with my own eyes, I never would've believed it.
Kendi gözlerimle görmesem hayatta inanmazdım.
No, I've seen it with my own eyes.
Hayıri kendi gözlerimle gördüm.
Moby Dick is real. I've seen him with my own eyes. It was Moby Dick who took my leg in'69.
Mobydick gerçek.Kendi gözlerimle gördüm onu 69 yılında ayağımı alan oydu.
I mean, I've seen it with my own two eyes.
Demek istediğim duvarı kendi gözlerimle gördüm.
I've seen it with my own eyes, it's right up the coast.
Kendi gözlerimle gördüm, kıyıdaydılar.
Well, I've seen it with my own eyes.
- Kendi gözlerimle gördüm.
Yeah, I've seen it with my own eyes.
Evet, kendi gözlerimle gördüm.
You're a strong woman, I've seen it with my own eyes.
Sen güçlü bir kadınsın, kendi gözlerimle gördüm.
I've seen it all with my own eyes!
Kendi gözlerimle gördüm!
I've seen it with my very own eyes.
- Kendi gözlerimle gördüm.
There is but one destination for you, Isaac, and I have seen it with my own eyes. Huh? Lord, have mercy on him.
Senin için tek bir yol var Isaac, ve daha kendi gözlerimle görmedim.
He's drawn to us. I've seen it with my own eyes.
Ayakları onu buraya getırecek gözlerimle gördüm
He is drawn to us. I've seen it with my own eyes.
Bize gelecek, gözlerimle gördüm.
I have seen with my own eyes evidence of their civilization, and I assure you, Sir, it is real.
Kendi gözlerimle gördüm Medeniyetlerinin kanıtı, Ve temin ederim efendim, gerçek.
I've seen it with my own eyes.
- Jasper haklı, kendi gözlerimle gördüm.
Jasper's right. I've seen it with my own eyes.
- Jasper haklı, kendi gözlerimle gördüm.
I've seen it with my own eyes, and so have Residents'Association members.
Kendi gözlerimle gördüm, site sakinleri birliği de gördü.
I've heard of the effects of dark magic... but I've never before seen it with my own eyes!
Kara büyünün etkilerini duymuştum ama daha önce hiç kendi gözlerimle görmemiştim!
I've seen... seen it with my own eyes.
Bunu kendi gözlerimle gördüm.