I am not your friend traduction Turc
82 traduction parallèle
I am not your friend. I don't want the services of your whores.
Ben senin arkadaşın değilim ve fahişelerinin hizmetini de istemiyorum.
A friend. - I am not your friend.
- Ben senin arkadaşın değilim.
- I am not your friend, my friend!
- ben senin arkadaşın falan değilm!
I am not your friend.
Ben senin arkadaşın değilim.
I am not your friend.
Ben senin dostun değilim.
It's not okay, and I am not your friend.
Büyük bir sorun var ve ben senin dostun değilim.
I am not your friend, we're not hanging out.
Arkadaşın değilim. Takılmıyoruz.
Trust me, I am not your friend.
İnan bana, senin arkadaşın değilim.
- I am not your friend.
- Ben senin arkadaşın değilim.
I am not your friend.
- Ben senin dostun değilim.
As I have stated time and again, I am not your friend.
Daha önce de çok kez belirttiğim gibi, ben senin arkadaşın değilim.
I am not your friend.
Senide çıldırtıyor.
You see I really am your friend and you're wrong not to love me.
Görüyorsun ya, gerçekten arkadaşınım. Ve beni sevmemekle hata ediyorsun.
Fräulein, I am as sure you did not hide the uniform as I am sure you are a good and loyal friend to your mistress.
Bu üniformayı valizinize saklayanın siz olmadığını biliyorum. Ayrıca patronunuza kendinizi adadığınızı da çok iyi biliyorum.
I want to prove to you that I am your friend and I am not as proud as you think.
Senin dostum olduğumu... ve sandığın kadar kibirli biri olmadığımı ispatlamak istiyorum sana.
well, look who made a friend alright, that's it, April's not pitching again since I am you got a problem with that, I'll kick your ass
Bakın kim kendine arkadaş edindi. Pekâlâ, bu kadar! Tessios'a karşı April atış yapmayacak!
At least, am I not your friend?
En azından, arkadaşın olamazmıyım?
I'm happy to offer you advice as a friend, but as your Captain, I am not going to overrule the Chief Medical Officer.
Daha önceden Seven of Nine'a yaptığınız şeyi yapmanızı istiyorum. Pardon anlayamadım?
Lava boy is not your friend... I am.
Senin dostun olan lav çocuğu değil... benim.
Honestly, its not every day that you... watch one of your best friend walk in the future change place with themselves and then walk out again so no, I am not used to it.
Dürüst olmam gerekirse insan her gün en iyi arkadaşlarından birinin gelecekten gelerek kendini değiştirmesine ve diğer tarafa gitmesine rastlamıyor. Evet, alışamadım.
I know he's your friend, but he has to realise I am not the enemy.
Senin dostun olduğunu biliyorum. Ama bir düşman olmadığımı anlamalı.
I am your lifelong admirer, not of your friend sitting close. "
Hayatın boyunca aşığınım, yanında oturana değil, sana gülüm "
- I am not just your friend. I don't make decisions by fiat. I have protected you over the last three years from the justified if somewhat reactionary elements of my administration.
Ben sorun yaratan kararlar vermem seni son üç yıldır her iki taraftan korudum, yönetimdeki bağnazların her türlü itirazına göğüs gerdim.
I know you wanna run after her but as your friend I am not gonna let you.
Arkasından koşmak istediğini biliyorum, ama arkadaşın olarak seni bırakmayacağım.
I am not going to let your young friend sit across a table from patty hewes and face an inquisition.
Senin genç arkadaşının Patty Hewes ile bir masaya oturmasına ve engizisyona çekilmesine izin vermeyeceğim.
* i'm your only friend * i'm not your only friend * but i'm a little Glowing friend * * but, really, i'm not actually your friend * * but i am * blue canary in The outlet by the light switch * * who watches over you
# Tek dostun benim # Tek dostun değilim ama küçücük parıldayan dostunum # Ama, gerçekten, aslında dostun değilim, ama ben...
Am I not your friend?
Ben arkadaşın değil miyim?
Remember me as I am, as your genius friend, not as some...
Beni ben gibi, senin dahi arkadaşın olarak hatırlamanı istiyorum, bir...
- She's not your best friend. I am. - You were.
- senin en iyi arkadaşın o değil.Benim. - öyleydin.
How come you say I am your friend and not your brother?
Kardeşin değil de, arkadaşın olduğumu nasıl söylersin?
You may not think I'm your friend, but I am, and I am smart enough to know that you need something more in your life than a straight guy to go play golf with.
Arkadaşın olmadığımı düşünebilirsin ama arkadaşınım ve hayatınzda normal bir erkekle golfe gitmekten daha fazlasına ihtiyaç duyduğunu anlayacak kadar da zekiyim.
So am I not even your friend anymore?
Artık arkadaşın bile değil miyim?
Well, I am not judging you by your shitty polyester carry-on, which is horrible, and you should fork over the scratch for a decent bag, because that, my friend, says "I loathe myself."
Ben seni boktan polyester çantan için yargılamıyorum ama. Bu arada iğrenç. Kendine doğru düzgün bir çanta alsan fena olmaz.
I am not your enemy, I am your friend.
Ben senin düşmanın değil, dostunum.
It's obvious that your friend needs help, but I am not your guy.
Dostunuz yardıma ihtiyacı olduğu belli ancak ihtiyacınız olan kişi ben değilim.
I am not your mother, your maiden aunt, or your friend.
Ben sizin anneniz, evlenmemiş teyzeniz ya da arkadaşınız değilim.
I am not your buddy, and you're fucking fired... as an agent and a friend.
Ben senin dostun değilim. Ayrıca, kovuldun. Temsilci olarakta, arkadaş olarakta.
I am not your best friend right now, Lexie.
Şu an senin en iyi dostun değilim, Lexie.
I am not Arthur Rock. I'm your friend.
Senin arkadaşınım.
Am I not your close friend?
Ben yakın arkadaşın değil miyim?
I am a source of stability and clarity, Franklyn. I'm not your friend.
Ben senin için bir denge ve açıklık kaynağıyım, Franklyn.
If you and your friend are not on it, I am going to leave without you.
Sen ve arkadaşın içinde olmazsanız, sizsiz giderim.
But I will not be diverted now that I have found you, because I am your true friend.
Ama şimdi seni bulduğum için beni geri çevirme çünkü ben senin gerçek arkadaşınım.
But I am your friend and I will not desert you.
Ama ben senin arkadaşınım ve seni bırakıp gitmeyeceğim.
I am urging you, as your friend and your brother, not to make that speech to mistah R.A.Y.
Kardeşin ve arkadaşın olarak, Mister Ray'le bu konuşmayı yapmaman konusunda ısrar ediyorum.
If you cross that line, I am not gonna be your friend anymore.
Bu sınırı aşarsan eğer, bir daha senin arkadaşın olamam.
Ma'am, I'm not your friend, and I'm not your colleague.
- Bayan, ben sizin arkadaşınız değilim. Meslektaşınız hiç değilim.
I may not be your friend, Mr. President, but I am a father.
Sizin arkadaşınız olmayabilirim Sayın Başkan fakat ben de bir babayım.
Hey, I am happy to help you try to bust your weirdo kid's cherry but I will not lie to my best friend.
Oğlun mercimeği fırına versin diye sana yardım ettiğim için mutluyum ama en iyi arkadaşıma yalan söylemeyeceğim.
I am your friend not your enemy
Neden bu kadar sessizsin? Ben senin dostunum, düşmanın değil.
You know, I am so hurt right now that you are standing in the corner with a failure like Carmen Tibideaux and not your best friend.
Biliyor musun, en yakın arkadaşın yerine devasa bir başarısızlık örneği... Carmen Tibideaux'yu tutman beni derinden yaralıyor.