I am nothing like you traduction Turc
68 traduction parallèle
I am nothing like you.
Sana hiç benzemiyorum.
I am nothing like you.
Ben senin gibi değilim.
I am nothing like you
Ben senin gibi değilim.
I am nothing like you.
Senin gibi değilim.
I am nothing like you!
Ben hiçte senin gibi değilim!
He says that he sees god in me but I am nothing like you.
Raj dedi ki ben de rabbini görmüş, ama ben huzurunda bir hiçim.
i am nothing like you!
Ben, senin gibi değilim!
But now I know that I am nothing like you.
Fakat şimdi, sana hiç bir şekilde benzemediğimi biliyorum.
I am nothing like you.
Sana benzeyen hiçbir tarafım yok.
I am nothing like you.
Ben, senin gibi değilim.
I am nothing like you!
- Ben senin gibi değilim.
I am nothing like you.
Ben sana benzemiyorum.
I am nothing like you.
Benim seninle hiçbir ilgim yok!
I am nothing like you.
Hiç de senin gibi değilim.
- I am nothing like you.
- Senin gibi değilim.
I am nothing like you.
Seninle hiçbir alâkam yok.
I am nothing like you.
Ben sana hiç benzemiyorum.
I am nothing like you.
- Ben senin gibi değilim.
but I am nothing like you.
ama asla senin gibi değilim.
I am nothing like you, whatever you are.
Her ne isen artık, sana benzer hiçbir halim yok.
- I am nothing like you. - Oooh.
Ben senin gibi değilim.
I am nothing like you, longbone.
Senin gibi değilim ben, uzun kemik!
Oh, I am nothing like you.
Oh, ben senin gibi değilim.
You're so certain about everything, not one of your certainties is worth a strand of a woman's hair, you're not even sure if you're alive because you act like a dead man, and I, I look like I have nothing, but I'm sure of what I am, sure of everything,
Her şeyden çok eminsin ama emin olduğun şeylerden biri bile bir kadının saç teli kadar değerli değildir. Yaşayıp yaşamadığından bile emin değilsin çünkü ölü bir adam gibi davranıyorsun. Hiçbir şeyim yokmuş gibi görünüyorum ama ne olduğumdan eminim, her şeyin farkındayım hayatımdan eminim ve hatta şimdi ölümümden de.
Shusui Sensei, you see... is nothing like the wanted man that I am.
Şusui Sensei, benim gibi kanun tarafından aranan bir adam değildi.
To blush when I am praised and, to say like you : "it is nothing".
Övüldüğümde kızarıp senin gibi "Lafı bile olmaz." mı diyeyim?
But I am going to end up like one of those people downstairs? And there is nothing you can do to stop it?
- Ben de aşağıdaki insanlar gibi olacağım ve bunu engellemek için bir şey yapamıyor musunuz?
Nothing says "You're special" like centrifuge tubes filled with DNA samples. I'm not gonna live this down, am I?
Hiçbir şey, "Sen çok özelsin" derken etrafına DNA numuneleri sarılmış santrifüj tüpleri kadar etkili olamaz.
Look, I'm not gonna do nothing to you just'cause you're standing about like Robert fucking Powell.
Sırf karşıma Robert Powell edasıyla dikildiğin için seni vuramam mı sandın amına koyayım?
Am I really supposed to pretend like this has nothing to do With what happened between you and Lily before
Yılbaşı öncesi seninle Lily arasında hiçbir şey olmamış gibi davranmaya devam mı etmeliyim?
I am tired of you pretending like you don't care, like you're too cool to care, like you're just all numb, nothing affects you, you're just too cool for school.
Hiçbir şeyden etkilenmeyen bu duygusuz hallerin ben bunları aştım tavrın.
I'm never gonna be good enough for you the way that I am, which is kind of broken, but you just wanna sweep everything under the rug, like nothing ever happened.
Senin için asla yeterli olamadım. Hep bir şeyler eksikti. Ama sen her şeyi görmezden gelip hiç bir şey yokmuş gibi davrandın.
I am nothing like you.
Benim hiçbir şeyim senin gibi değil.
Once again, you act like you're God's gift to the universe! And I am nothing!
Bir kez daha, Tanrı'nın dünyaya bir lütfuymuşsun ve ben de hiçbir şey değilmişim gibi davrandın.
I was once young like you, but I am nothing now
Bende zamanında senin gibi gençtim, artık yaşlandım sayılır.
I really am, but that doesn't mean that you can just show up and act like nothing has happened.
Sahiden üzgünüm ama bu ortaya çıkıp hiçbir şey olmamış gibi davranabileceğin anlamına gelmez.
I know nothing of her If i would love her or she would love me and I am so vary, no longer being free, like you are How an I to know.
hakkında hiçbirşey bilmiyorum nasıl bilebilirim.
You come in'ere, throwing your weight about like you're the big "I am", and you're nothing.
Buraya geliyorsun, sanki "Beni de adam yerine koyun" dermişçesine gerine gerine yürüyorsun ama sen hiçbir şeysin.
What if I'm nothing like who you think I am?
Ya ben senin hiçte düşündüğün gibi biri değilsem?
Am I imagining things, or did you call me two weeks ago from Arizona to talk, only to fall off the map again the very next day, and then lo and behold, show up in Chicago like nothing ever happened.
Ben mi uyduruyorum yoksa iki hafta önce konuşmak için beni Arizona'dan mı aradınız? Sorun şu haritada bile olmayan bir yerden hemen ertesi gün yine arandım. Daha sonra sessizce çekildiniz ve hiçbir şey olmamış gibi Chicago'da ortaya çıkıyorsunuz.
I am like you nothing.
Sana zerre kadar benzemiyorum.
And I am so sick of watching you fight like hell for everything that happens in here and nothing that happens in here.
Ve burada olan her şey için canla başla savaştığını ama buranın dışındakilerle hiç savaşmadığını görmekten bıktım usandım artık.
I am nothing like you!
Senin gibi değilim!
I am going to look for spare batteries while you all act like nothing's wrong. Understand me?
Siz hiçbir sorun yokmuş gibi yaparken ben gidip yedek batarya arayacağım.
- I am nothing like an MX-43. - You're obviously malfunctioning right now.
Şu anda bir arıza var sende büyük ihtimalle.
You must have been so upset today, and here I am acting like it was nothing.
Bugün çok üzülmüş olmalısın ben de burada hiçbir şey olmamış gibi davranıyorum.
I am nothing like my father, And for you to suggest otherwise...
Babam gibi değilim...,... ve bunun aksini söyleyemezsin.
I am the therapist here and I'm telling you that nothing ruins a relationship like communication.
- Tamam millet. Burada terapist benim ve size bir ilişkiyi, iletişim kadar mahvedecek bir şey olmadığını söylüyorum.
Right, like, "I'm not gonna fucking hide, even for like one second, I'm gonna get right in your face. You don't have to investigate, there's nothing to investigate, here I am."
"Bir saniyeliğine bile olsa saklanmayıp, gerçekleri yüzünüze haykıracağım araştırıp, soruşturmanıza gerek yok, çünkü araştıracak bir şey yok işte karşınızdayım!" diyeceğim
No, now is exactly the time to get into it, because you have taken every opportunity possible to make me feel like I am nothing, and now, even though you want something, you're still treating me like I'm nothing.
Hayır, şu anda bunu yapmanın tam sırası, çünkü elinde beni hiçbir şeymişim gibi hissettirecek fırsatlar olduğunda her seferinde bunu benden esirgemedin, ve şimdi, bir şey istiyor olmana rağmen, hala bana bir hiçmişim gibi davranıyorsun.
You know, my influence is nothing like what you imagine. But I am seeing the sovereign later this evening.
Nüfuzum düşündüğünüz kadar değil aslında fakat bu akşam hükümdarımızla görüşeceğim.