English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I begged you

I begged you traduction Turc

390 traduction parallèle
I begged you to send me away, but you wouldn't.
Beni gönder diye yalvardım ama göndermedin.
I begged you not to do it.
Yapmaman için sana yalvarmıştım.
Alyosha, I begged you to come with me!
Alyosha, benim ile gelmen için sana yalvarmıştım.
Last night I begged you to come to me.
Dün gece bana gelmen için yalvardım.
Loxi, when we found you aboard, I begged you to go ashore.
Loxi, kıyıda kalman için yalvarmıştım.
I don't have the authority to forbid you, but what if I begged you?
Sana bunu yasaklayacak konumda değilim peki ya yalvarsam?
I begged you not to go.
Yalvarırım gitme.
I begged you not to land on this planet.
Bu gezegene inmemeniz için yalvardım.
I begged you last night not to ask questions like that.
Böyle sorular sormaman için dün gece yalvardım.
Could you forgive my father if I begged you to?
Sana yalvarırsam, babamı bağışlar mısın?
I begged you to let me take it.
Yalvarmıştım sana çekmek için.
When I begged you for a baby.
Sana bir bebek için yalvardığımda.
I begged you to introduce me to that man
Sana, beni o adamla tanıştırman için yalvardım.
I begged you to leave.
Size gezegenimden gidin demiştim.
If I begged you, for the sake of that friendship, to do something for me, would you do it?
- Eğer bu dostluk uğruna bir şey yapman için sana yalvarırsam, yapar mısın?
I begged you to come upstairs with me.
Sana benimle gelmen için yalvardım.
I begged you to let that animal go.
O hayvanı bırakman için yalvardım sana.
I begged you to leave that kid alone!
Sana onu yalnız bırakman için yalvardım!
- I begged you to forget that ring.
- O yüzüğü unutman için sana yalvardım!
I begged you...
Yalvarmıştım sana...
I begged you to get therapy.
Terapi görmeni söylemistim.
I begged you to find the murderer, but you haven't.
Katili bulman için sana yalvardım ama sen bir türlü bulamadın.
I begged you not to go.
Gitmemen için yalvarmıştım.
I begged you to keep your big mouth shut.
Sana koca ağzını kapaman için yalvarmıştım.
Do you remember, Drumgoole how I begged you?
Drumgoole, sana nasıl yalvardığımı hatırlıyor musun?
Your beloved business manager, Marty Weiner the man you stayed with, the one I begged you to leave....
Sevgili müdürün, Marty Weiner yanında kalmakta direttiğin adam, bırak diye sana yalvardığım adam...
That day I came here I prayed, I begged you for mercy, and you laughed in my face as you are trying to laugh now, your coward heart cannot keep you lips from twitching.
O gün buraya gelip, yalvardım, senden merhamet dilendim, sense şimdi yapmağa çalıştığın gibi yüzüme güldün.
For five years I begged you, "Let's put him in a home"!
Beş yıldır yalvarıyorum "Bir bakımevine kapatalım şunu" diye.
I wouldn't go back to work for you if you begged me on your hands and knees!
Diz çöküp yalvarsan da bir daha senin için çalışmam!
Oh, Tarzan, I've practically begged you to fix that shower and here you just sit.
Tarzan, şu duşu onarman için sana neredeyse yalvardım... -... ve sen hâlâ burada oturuyorsun.
Later I begged her to go, because you promised to call me.
Sonra, ona gitmesi için yalvardım çünkü beni arayacağına söz verdin.
You know... You know, I begged the nurse to let me put on a dress.
Bana bir elbise giydirmesi için hemşireye yalvardım.
I begged her not to tell Joey where you lived.
Joey'e yaşadığın yeri söylememesi için yalvardım.
What did I tell you when you begged me for advice?
Fikrimi öğrenmek için yalvardığınızda size ne söylediğimi hatırlıyor musunuz?
Did you study when I begged and entreated you, when I went hoarse trying to teach you?
Sana çalışman için yalvardığımda sana bir şeyler öğretmek için sesim kısıldığında, çalıştın mı?
It's thanks to you, that she has it Dad, I had begged you to let go ofLu and Yan They've pardoned you, now you can't blame anyone
senin yüzünden, dilekçeyi aldılar baba, sana yalvarmıştım onlar sana merhamet etti ama sen etmedin demek öyle ha... onlar için babana ihanet ettin!
I beg of you, as I've never begged anything in my life before, give up this desperately dangerous adventure and leave this house with us immediately.
Daha önce hayatımda hiçbir şeye yalvarmadığım gibi sana yalvarıyorum. Bu tehlikeli maceradan vazgeç ve bu evden hemen bizimle ayrıl. - Yapamam
Just as I once begged for your kisses... now, you will beg for your death.
Bir zamanlar öpücüklerin için yalvardığım gibi... Hemen, ölmek için yalvaracaksın.
Just as I once begged for your kisses... now, you will beg for your death.
Bir zamanlar öpücükler için yalvarırdım... Şimdi, ölmek için yalvaracaksın!
Listen, would you mind if I begged off?
Dinle, ben gidebilir miyim?
I've begged him to see a specialist, but you men are all alike.
Bir uzman görmesi için yalvardım, ama size erkekler aynısınız.
You probably would have begged me to help you..... I would have said "Yes, of course my darling."
Büyük olasılıkla, yüzüstü bırakmamam için bana yalvarırdın ben de "olur, elbette sevgilim" derdim.
He thinks you're behaving very strangely and he begged me to talk to you about this when I got back.
Çok garip davrandığını düşünüyor ve... buraya döndüğümde seninle konuşmam için bana yalvardı.
You begged me. I don't know what you're talking about.
Neden bahsettiğini bilmiyorum.
They wouldn't give you four points? Birnbaum refused absolutely. I begged him to give me those points but he won't listen.
Birnbaum'a yalvardım ama beni dinlemedi bile.
Do you think that I would be here if Mrs. Batista hadn't begged me?
Bayan Batista rica etmeseydi burada olacağımı mı sanıyordun?
- I never begged! - He only asked you for a sandwich.
- Ömrümde dilenmedim ben.
You begged me to help you, and I did.
Yardım etmem için bana yalvardın, ve ettim.
I've begged you to get away from him for eight years.
Sekiz yıldır ondan uzak durmanı söylüyorum.
I'd have given up everything for you. I'd have begged, just for a smile and a "thank you".
Ama ben, sana her şeyimi verirdim, her şeyimi satardım, el işleri yapardım, senden gelecek bir gülüş için dilenirdim, bir teşekkür duymak için.
The only reason I never got the coppers onto you is your mother begged me not to.
Polisleri peşine takmamamın tek sebebi, annenin bunu yapmamam için bana yalvarmış olması.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]