I came to say goodbye traduction Turc
212 traduction parallèle
I came to say goodbye...
Vedalaşmaya geldim.
I came to say goodbye.
Sana güle güle demeye geldim.
- I came to say goodbye. - What?
- Vedalaşmaya geldim.
I came to say goodbye.
Veda etmeye geldim.
That night I came to say goodbye.
- Sana veda etmeye geldiğim gece.
I was just released from my hospital this afternoon, and I came to say goodbye.
Evet efendim. Hastanemden bu öğleden sonra henüz taburcu oldum ve size hoşçakal demek için geldim.
I came to say goodbye.
Kudüs'e dönmeliyim. Vedalaşmak için geldim.
- I came to say goodbye.
- Veda etmeye geldim.
Oh, you mean you thought I came to say goodbye?
Veda etmeye geldiğimi mi düşünüyorsun?
I came to say goodbye.
Veda etmek için geldim.
I came to say goodbye to you, as they say.
Dedikleri üzere, sana, güle güle demeye gelmiştim.
I came to say goodbye.
Hoşçakal demek istedim.
Melinda, I came to say goodbye.
Melinda, veda etmeye geldim.
- I came to say goodbye.
- Hoşça kalın demeye geldim.
I'm sorry, I came to say goodbye.
Kusura bakma. Veda etmeye geldim.
I came to say goodbye. My plane leaves in an hour.
Julie bir saat için uçağıma biniyorum.
I came to say goodbye!
Hoşça kal demek için geldim!
I came to say goodbye.
Vedalaşmaya geldim.
I came to say goodbye
Veda etmeye geldim.
- I came to say goodbye.
- Vedalaşmaya geldim.
I came to say goodbye to you, and to Jenny.
Ben size veda etmeye geldim ve Jenny'ye.
I came to say goodbye.
- Ayrılıyorum.
I came to say goodbye.
Hoşçakal demek için gelmiştim.
I came to say goodbye, Richard.
Hoşçakal demeye geldim Richard.
Well, I came to say goodbye and to wish you luck.
Hoşçakal demeye,... ve sana iyi şanslar dilemeye geldim.
I may never see her again, so I came to say goodbye.
Onu tekrar göremeyebilirim, hoşçakal demeye gelmiştim.
I came to say goodbye and to thank you for everything you've done for us.
Sizinle vedalaşmaya geldim ve bizim için yaptığınız herşey için teşekkür etmeye.
Mother... I came to say goodbye.
Anne sana veda etmeye geldim.
Dad, if you think it's funny, I'm sorry. I came in here to say goodbye.
Baba, bunu komik buluyorsan üzgünüm, buraya veda etmeye geldim.
I just came in to say goodbye.
Sadece uğrayıp, vedalaşmak istemiştim.
- I just came to say goodbye.
Veda etmeye geldim.
I came down here to say goodbye to you.
Buraya size güle güle demek için geldim.
- I just came to say goodbye.
Hoşça kal demeye geldim.
I wish it was a year ago, when you came to say goodbye.
Keşke bir yıl önce veda etmeye geldiğin ana dönseydik.
I just came to say goodbye
Yalnızca vedalaşmaya geldim.
I only came here to say goodbye.
Sophie - Evet.
I just came by to say goodbye to my aunt.
Teyzeme veda etmeye geldim.
Did I tell you Hans came to say goodbye?
Hans'ın beni uğurlamaya geldiğini söylemiş miydim?
I'm glad you came to say goodbye.
Vedalaşmaya geldiğine çok sevindim.
I just came to say goodbye.
Sadece güle güle demeye geldim.
I just came here to say goodbye to Kyle...
Kyle'a veda etmeye gelmiştim ve...
When they came to take me away, it was so sudden... that Ginger and I didn't even get to say goodbye.
Beni almaya geldiklerinde, her şey o kadar ani oldu ki... Zencefil ve ben birbirimize doğru dürüst veda bile edemedik.
I came here to say goodbye.
Hoşça kal demeye geldim.
Listen, I just came by to say goodbye.
Ben sadece hoşkal demeye gelmiştim.
I came to say goodbye.
Hoşçakal demeye geldim.
He just came over to say goodbye to me before I went to the airport.
Sadece ben hava alanına gitmeden önce bana veda etmek istemiş.
Listen, I just came to say goodbye.
Dinle, sadece sana hoşçakal demeye geldim.
I came to say goodbye.
- Allaha ısmarladık demeye geldim.
- I just came to say goodbye.
- Hoşçakal demek için gelmiştim.
I just came... to say goodbye.
Yalnızca bir hoşça kal demek için geldim.
I guess I came to say goodbye.
Sanırım, hoşça kal demek için geldim.