I can't see anything traduction Turc
929 traduction parallèle
I... have my own special world in which you can't see nor hear anything.
Benim hiç görüp duyamayacağın kendi dünyam var.
I can't see anything.
Hiçbir yerde bulamıyorum.
You see, I expect to do a lot of good with that money, and I can't afford to put it into anything I don't look into.
O parayla pek çok iyi şey yapmayı düşünüyorum ve tam olarak benimsemediğim bir şeye harcayamam.
- I can't see anything in it.
- Resimde hiçbir şey göremiyorum.
- I can't see anything!
- Hiçbir şey göremiyorum!
Well, I can't see anything secret from here.
- İyi de etrafta gizli bir şey göremiyorum.
- Yes, I can't see how you can believe it was anything else.
- Öyle mi? - Evet, bir başka şey olduğuna nasıl inanabildiğini anlayamıyorum.
I can't see you've anything to lose either way.
Her iki durumda da kaybedecek bir şeyin olduğunu sanmıyorum.
I can't stand to see anything caged up.
- Kapatılmaya gelemiyorum.
I can't see you've missed anything.
Anlaşılan hiçbir şey kaçırmamışsın.
I can't see anything but a dark mass.
Yoğun bir karanlıktan başka birşey göremiyorum.
I can't see anything.
Hiçbir şey göremiyorum.
I still can't see anything wrong with it.
- Nesi var hala göremiyorum.
I'm telling you that we can't see anything.
Sana bir şey görmeyiz diyorum.
I can't see anything.
Bir şey olduğunu anımsamıyorum.
I don't see how anything can help if I don't get some luck.
Şansım yaver gitmezse ne işe yarar, bilemiyorum.
I can't see anything from here.
Buradan bir şey göremiyorum.
Hey, I can't see anything but just that little dog.
Şu küçük köpekten başka bir şey göremiyorum
I can't see anything.
Hiçbir şey görmüyorum.
I'm thankful for the fog but I can't see anything.
Sis için minnettarım ama hiçbir şey göremiyorum.
I can't see that the Major's done anything tojustify ourthrowing him out into the street.
Binbaşı'nın bu otelden atılmasını gerektirecek büyük bir yanlış yaptığını düşünmüyorum.
I can ´ t see anything.
Bir şey göremiyorum.
I can't see anything.
- Bir şey göremiyorum.
I can't see anything!
Hiçbir şey göremiyorum!
I can't stand to see anything killed.
Öldürülmüş birşey görmeye dayanamıyorum.
- I can't see anything but the signal.
- Sinyalden başka hiçbir şey görmüyorum.
gentlemen... ... I don't see how we can possibly do anything else but go.
Beyler gitmek dışında elimizden ne gelir, bilmiyorum.
Come on, can't you see I'm not taking anything?
Haydi ama, resim çekmiyorum, görmüyor musun?
I can't see that the famous advocate Hastler is doing anything for me except encourage the delay.
Dava konusunda hiç bir adım atmıyor.
- I can't see myself going police... with anything like that, they'd laugh in my face.
- Kendimi böyle bir şeyle Kanada polisine giderken düşünemiyorum, suratıma gülerlerdi.
Oh, I can't see anything without my glasses!
Gözlüklerim olmadan bir şey göremiyorum!
- I can't see anything.
- Kendinize bakın.
- I can't see anything.
- Hiçbir şey göremiyorum.
Step aside, I can't see anything! And all these delights cannot compare with you, Anne Mary.
- O görkemler hiçbirşeydir Seninkine kıyasla, Anne-Marie.
I can't see anything.
Bir şey göremiyorum.
Oh, I can't, Oh, I can't see anything!
Hiçbir şey göremiyorum.
I can't see any spooks or anything.
Herhangi bir garip bir şey göremiyorum.
- ( Ian ) Now I can't see anything. - What?
- Hiçbir şey göremiyorum.
- ( Ian ) I can't see anything.
- Ne? - Hiçbir şey göremiyorum.
I can't see anything except a couple of sampans and some gooney birds.
Bir çift kuş ve uzak doğu kayığı dışında pek bir şey görmüyorum.
Now I can't see anything... and that's your ideal opportunity to defend yourself.
Hiç bir şey göremiyorum ve bu da kendini koruman için en uygun fırsat.
I can't see or hear anything, mister.
Görmüyor ve duymuyorum, bayım.
I can't see anything, Mr Miereveld.
Kutuda herhangi bir şey yok bay Miereveld.
- I can't see anything without them.
- Onlar olmadan hiçbir şey göremiyorum.
I can't see anything.
Hiç bir şey görmüyorum.
I couldn't wait to see Sam and Haydée again, though I knew not to expect anything, since nothing was going to happen.
Sam ve Haydee ile tekrar görüşmek için can atıyordum. Gerçi hiçbir şeyin olmayacağını bildiğimden çok da beklenti içinde değildim.
I've been blind since I was a toddler, so life is easier because I can't see anything.
Daha yeni yeni yürümeye başladığımda kör olmuştum, o yüzden hayat daha kolay, çünkü hiçbirşey göremiyorum.
- I can't see anything.
- Bir şey göremiyorum.
- I can't see anything. Hey, hey! Open up!
Bir şey göremiyorum.
I can't see anything
Hiçbirşey göremiyorum..
- I can't see anything.
Hiçbir şey görmüyorum!
i can't 15664
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't wait 554
i can't take it anymore 303
i can't wait to see you 50
i can't talk right now 218
i can't hear you 865
i can't take it 249
i can't stand it 217
i can't believe it 1829
i can't tell you 532
i can't wait 554
i can't see 575
i can't breathe 689
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't remember 638
i can't see shit 25
i can't do this anymore 331
i can't see you anymore 48
i can't help it 628
i can't explain it 227
i can't breathe 689
i can't sleep 442
i can't stay mad at you 19
i can't remember 638
i can't see shit 25
i can't do this anymore 331
i can't see you anymore 48
i can't help it 628
i can't explain it 227