I can help with that traduction Turc
880 traduction parallèle
As a doctor, I can help with that.
Bir doktor olarak yardımcı olabilirim.
If you help me, I will help you expand Kingdom's business in Shanghai by providing you with Sejin's support. I will give you the wings so that you can fly.
Bana yardım edersen, Krallık'ın Şangay'daki işini Sejin desteği vererek genişletmene yardımcı olacağım.
Thinking as a dramatist, i can't help feeling that the brandy was not exploited with sufficient imagination.
Bir drama yazarı olarak düşünüyorum da, o Brendinin yeterli hayal gücüyle kullanılmadığını hissediyorum.
But I'm sure that with your help, I can't go very far wrong.
Ama eminim ki sizlerin de yardımıyla, bu işin üstesinden geleceğim.
I can't help feeling that our coming here tonight had something to do with it.
Buraya geliş sebebimizle ilgilenince ; bunların olmasını engelliyemedim.
Oh, nothing that anyone can help me with, I'm afraid.
Korkarım kimsenin yardımının dokunamayacağı bir mesele.
Can I help you with any of that business?
Sana yardım edebilir miyim?
With Oscar's help, I can let it be known your script wasn't worth shooting and that you were in no condition to shoot it
Oscar'ın yardımıyla, senaryonun kötü ve seninde çekim yapamaz durumda olduğunu söyleyebilirim.
The only way I can do that is with your help.
Bunu yapabilmemin tek yolu sizin yardımınızla.
I'm stuck with that Farrington woman. Can you help me out?
Şu Farrington denilen kadın sülük gibi yapıştı.
I only observe that a father can always do with a bit of help.
Sadece bir babanın yardıma ihtiyacı olduğunu gözlemlerim.
Well, I can't help wondering... about that man named Shimazo I was in jail with last night.
Şey, merak ediyordumda..... dün hapiste beraber kaldığım Shimazo adındaki adama ne oldu?
Can I help you with that?
Size yardımcı olabilir miyim?
- Can I help you with that?
- Bu konuda yardımcı olabilir miyim?
- Carol? Can I help you with that?
- Carol, yardım edeyim mi?
I need help with money, so that when my mother comes... I can give her whatever I have.
Annem buraya geldiğinde, neyim varsa ona vereceğim.
I should like to meet Avdotya Romanovna in your presence, explain to her that she can expect nothing good from this fellow, and with my apologies offer her 10,000 rubles, to help make the break easier. You're out ofyour mind.
Avdotya Romanovna ile sizin nezaretinizde buluşarak bu adamdan kendisine bir hayır gelmeyeceğini açıklamak ve özür dileyip, ayrılığı kolaylaştırmak için 10 bin ruble teklif etmek istiyorum.
I can only fulfill that design with your help.
Bu gayeyi ancak senin yardımınla gerçekleştirebilirim.
- Can I help you with that?
- Yardım edebilir miyim?
Can I help you with that?
Yardım edeyim mi?
- I can help him with that, Father.
- Bu konuda ona yardım edebilirim, baba.
I do apologise, but what with the... staff economies in your private office, it is awfully difficult to keep track. I can't help that.
Özürlerimi sunarım Bakanım ofisinizdeki personeli azaltınca işleri takip etmek iyice güçleşti.
When I want to get something done in this town, I usually meet with the person that can be of most help to me.
Genelde, bu kasabada, yapılmasını istediğim bir şey olduğunda, bana en fazla yardımı dokunabilecek kişiyle buluşurum.
I'd like to help you in every way I can, Mrs. Bland... but I have to be sure that you're going to comply with all of the bank's wishes.
Size her şekilde yardımcı olmak isterim Bayan Bland ama sizin de bankamızın tüm şartlarını yerine getirdiğinizden emin olmalıyım.
- Hey, can I help you with that?
- Yardım edeyim mi?
I think that Carla very likely has the kind of problem with which only another woman can help.
Bence Carla'nın sorunu, sadece başka bir kadının yardımcı olabileceği tarzda bir soruna benziyor.
You know, Sam... I can't help but noticing that Bambi wasn't the same little deer that you left here with on Friday.
Aslında Sam... Cuma günü buradan ayrıldığın kişi ile Bambi'nin aynı kişi olmadığı dikkatimden kaçmadı.
The day that you graduate, the minute you get your M.D., I'll marry you, and I'll help you, and I'll be with you as much as I can until then.
Mezun olduğun gün doktor ünvanını kazandığın an seninle evleneceğim. Sana yardım edip, yanında olacağım... gücümün yettiğince.
I can't help feeling that more time alone with them might've made a difference.
Yinede onlarla daha çok vakit geçirmenin bir işe yarayabileceğine inanıyordum.
But I can't help feeling that the root of the problem a major part of it anyway, lies with the father.
Ancak içimden bir his sorunun kökeninin en azından büyük bir bölümünün, babadan kaynaklandığını söylüyor.
- Excuse me. Can I help with that?
- Pardon, yardımcı olabilir miyim?
I can help you with that.
Sana bu konuda yardım edebilirim.
I can help you with that.
Size yardım edebilirim.
I'm sorry, I can't help you with that.
Özür dilerim, size bu konuda yardımcı olamam.
Well, I can't help you with that, pal, but thanks for sharing.
Yardım edemem ama paylaştığın için teşekkürler.
I think I can help you with that.
Sanırım bu konuda size yardım edebilirim.
I can't help you with that.
Sana bu şekilde yardım edemem.
- Can I help you with that?
Ya sen? - Size yardım edeyim mi?
If you wanna go co-op, I can help you with that too.
Kooperatif istersen, onda da yardımcı olurum.
Can I help you with that?
Sana yardımcı olabilir miyim?
I'M SAMMY PERKINS. CAN I HELP YOU WITH THAT?
Yardım edebilir miyim?
I can give you something that should help with the pain.
Ağrıyı geçirebilecek bir şey verebilirim.
I think I can help you with that.
Sanırım bu konuda ben yardımcı olabilirim.
Well, officially, I ain't supposed to help you... until it's been 48 hours... but I can see that a minute is like an hour with you folks... so, Russell, get the maps out of the back... would you, please?
Pekala yasal olarak size yardım edemeyiz... henüz 48 saat olmamış... ama bir dakikanın sizin için bir saat olduğunun farkındayım... Pekala Russell, arkadan haritayı... getirir misiniz, lütfen?
But after 18 years of your world cruises I can't help but feel maybe it's time to stand on a freeway off-ramp with a sign that says, "Mindless. Will embarrass my family for food."
Ama on sekiz yıldır yaptığın bu dünya turlarından sonra diyorum ki belki de bir otoban çıkışında elinde "Ben sersemim yiyecek için ailemi rezil ederim!" yazısıyla durma vaktin gelmiştir.
Now, that's a problem I think we can help him with.
Sanırım bu sorunu biz halledebiliriz.
That's something I can't help you with.
Bu konuda size yardım edemem.
Anyhow, I'll be as accurate as I can with names, dates and places... anything that might help in our defence.
Her neyse. Savunmamiza yardimci olabilecek her seyin... isim, tarih ve yerlerin elimden geldigince dogru olmasina çalisacagim.
Now, Mrs. Sweedler, with all due discretion and sensitivity and taking in the whole scope of the situation I just can't help but think that the hospital is somehow responsible for compensating the other still-living victim of this horrendous, horrendous tragedy.
Şimdi Mrs. Sweedler, anlayışınıza sığınarak olaya geniş açıdan bakarsak şunu düşünmeden edemiyorum bundan bir nebze de olsa hastane sorumlu o korkunç ve trajik kazadan.
Oh, Christ. Is there a support group that I can join... to help me come to terms with my own homophobia?
İnsan korkumu yenebilmek için katılabileceğim bir destek grubu var mı?
I don't know how to read, so I have to find someone who's educated, and sociable too, who can read and write, so that one of us can help the children with their homework and all their exams.
Ben okumayı bilmiyorum. Bu yüzden... ikimizden biri eğitimli ve... okuma yazma bilen, sosyal... biri olmalı ki... çocukların ödevine ve... sınavlarına yardım edebilsin.