I could eat a horse traduction Turc
50 traduction parallèle
- I could eat a horse.
Bir atı yiyebilirim.
- I could eat a horse.
- Bir atı bile yiyebilirim.
And now, to coin a phrase, I could eat a horse!
Bir söz uydurmak gerekirse bir atı bile yiyebilirim!
I could eat a horse!
Bir atı yiyebilirim!
- Oh, I could eat a horse.
- Oh, bir atı bile yiyebilirim.
I could eat a horse. - Do you remember last night?
- Dün geceyi hatırlamıyor musun?
- I could eat a horse.
- Bir atı bile yiyebilirim. - Yemek zorunda kalabilirsin.
I could eat a horse!
Çok acıktım!
I could eat a horse.
Bir atı bile yiyebilirim.
I could eat a horse.
Açlıktan bir atı bile yiyebilirim.
I could eat a horse.
Bir atı bile yerim.
I could eat a horse.
Hey, Amerika. Yemek yapmak istemediğinizde kimi çağırırsınız?
Well, I could eat a horse.
Bir atı bile yiyebilirim.
- I could eat a horse.
- Hem de kurt gibi.
I could eat a horse between two mattresses.
O kadar açım ki bir öküzü yiyebilirim.
I could eat a horse, but since I'm not home, I won't have to.
üstelik iyi de yapardı. Şu donmuş sopa balıklar gibi değildi. ve akşam yemeği için Tater Tots'u arıyor.
Thank God. I could eat a horse.
Tanrıya şükür, bir atı bile yiyebilirim.
You said we'd have a picnic, and I could eat a horse.
Piknik dedin ve ben bir atı bile yerim.
God, I could eat a horse!
Bir atı bile yiyebilirim.
- I could eat a horse.
- Bir at bile yiyebilirim.
I could eat a horse. Where's it?
Bir atı bile yiyebilirim.
- I could eat a horse.
- Bir at yiyebilirim.
I could eat a horse.
Bir at yiyebilirim.
I could eat a horse... radish.
Ben bir at bile yiyebilirim. Kestanesi yani.
I'm so hungry I could eat a horse.
O kadar açım ki, bir atı yiyebilirim. Şaka yapmıyorum.
I could eat a horse.
Bir atı yiyebilirim.
I'm so hungry, I could eat a horse.
O kadar acıktım ki bir at bile yiyebilirdim.
I'm so fat, I never knew that "I could eat a horse" was just an expression.
O kadar şişmanım ki, bunu asla yapmadım ama doğru bir ifadeyle "bir atı tek başıma yiyebilirim".
I'm famished, I could eat a horse.
- O kadar açım ki bir atı bile yiyebilirim.
Oh, boy! I'm so hungry I could eat a horse.
O kadar açım ki bir at bile yiyebilirim.
Wow, I could eat a horse.
Wow, Bi atı bile yiyebilirim.
Gosh, I'm so hungry I could eat a horse.
Tanrım, o kadar acıktım ki bir at bile yiyebilirim.
I am so hungry, I could eat a horse.
Öyle acıktım ki bir atı bile yiyebilirim.
I could eat a horse.
Koca bir atı yiyebilirim.
I could eat a horse.
Bir at bile yiyebilirim.
And I could eat a horse.
Bir at bile yiyebilirim.
I could eat a horse. Okay.
Bir öküzü yiyebilirim.
I could eat a horse!
Şuan bir hindiyi tek başıma gömebilirim.
I could eat a bloody horse.
Bir atı bile yiyebilirim.
- I could never eat a horse.
- Bir atı asla yiyemem.
I could eat the south side of a horse going north.
Bir atın yarısını yiyebilirim.
I'm as hungry as a horse. I could eat a thousand cheeseburgers.
At gibi acıktım ve bin çizburger yiyebilirim.
I could eat a scabby horse.
- Uyuz atı bile yiyebilirim.