I couldn't say no traduction Turc
182 traduction parallèle
And yet, I couldn't say no to you.
Yine de sana hayır diyemiyorum.
Well, I couldn't say exactly, sir, but no longer than a few days.
Tam olarak söyleyemeyeceğim bayım, ama bir kaç günden fazla değildi.
I couldn't say no.
Hayır diyemem ki.
I couldn't say no to him.
Geri çeviremedim.
I really don't serve meals anymore, not for two years, but I couldn't say no to your wife.
İki yıldır yemek servisi yapmıyorum ama eşinize hayır diyemedim.
I couldn't say no to that
Evime bırakma teklifine hayır diyemezdim ya!
No, I couldn't say...
Ottavio mu? Bilmem, büyük ihtimalle ayrılacağız.
But I just couldn't say no to $ 80,000!
Ama 80 bin dolara hayır diyemedim.
I couldn't say no to you doing something big in your life, but I have a life too, and you best be remembering it.
Yaşamında büyük bir iş yapmadığını söyleyemem ama benim de bir hayatım var, bunu hatırlasan iyi edersin.
I couldn't say no to you doing something big in your life, but I have a life too, and you best be remembering it now.
Yaşamında büyük bir iş yapmadığını söyleyemem ama benim de bir hayatım var, bunu hatırlasan iyi edersin.
He made me promise. I couldn't say no.
Bana yemin ettirdi ona hayır diyemedim.
I told him I didn't think it was good for you, but I couldn't say no.
Senin için iyi olmayacağını söyledim ama ona hayır diyemedim.
I couldn't say no to him.
Ona hayır diyemedim.
I couldn't say anything. I had no words.
Hiçbir şey diyemezdim, Söyleyecek tek bir lafım yoktu.
- I couldn't say no.
Benden evlerine göz kulak olmamı rica etti.
I couldn`t say no once she was in the car...
Bir kere arabaya binince, hayır, diyemedim.
And the thing is, I couldn't say no.
ve şey, ona hayır diyemedim
I've got a chance to produce a couple of shows in London and I couldn't say no.
Londra'da birkaç program çekme şansı yakaladım ve bu teklife hayır diyemedim.
I guess she just couldn't say no, so...
Reddedemedi sanırım.
I couldn't say no, but this time I made Alex open the package in front of me.
Ben de hayır diyemedim, fakat bu sefer Alex paketi benim önümde açtı.
I used to have this speech impediment. I couldn't say no.
Eskiden böyle biri değildim Hayır diyemezdim.
They asked me to take over the group, and I couldn't say no.
Grubu devralmamı önerdiler ben de hayır diyemedim.
I felt so guilty about the pencil I couldn't say no.
Kurşun kalem ile ilgili kendimi suçlu hissettim. Hayır diyemedim.
And I found I couldn't say no.
Hayır diyemedim.
But somehow she explained it to me, I couldn't say no.
Ama bir şekilde durumunu bana açıkladı, ben de hayır diyemedim.
You get a vision of how the date might go. Then you say yes or no, and I just couldn't picture the two of us.
Bir insan, bir insanla çıkmadan o gecenin nasıl gideceğini tahmin edebilir ve ona göre "evet" ya da "hayır" der.
It was crazy to wait in the rain but it was his birthday, so I couldn't say no.
Yağmurda beklemek deliceydi... fakat doğum günü olduğu için hayır diyemedim.
When I told him where l was going he begged me to come along and he got all up in mine and I couldn't say no to the brother.
Ona nereye gideceğimi söyleyince gelmek için yalvardı. Boğazımdan geçmeyecekti.
- I couldn't say no.
- Hayır diyemezdim.
He outranked me, I couldn't say no!
Hayır diyemedim.
And I couldn't say no when he asked me out.
Ve sorduğunda hayır diyemedim.
But he wanted to be a part of the team so badly that... I couldn't say no.
Ama takımın bir parçası olmak çok istiyordu, ve işin kötüsü ben de hayır diyemedim.
He seemed like he needed help, and I couldn't say no.
Yardıma ihtiyacı var gibiydi, hayır diyemedim.
And he invited us to his wife's surprise birthday party... and I couldn't say no to that either.
Ve bizi karısının sürpriz doğum günü partisine davet etti. Ve buna da hayır diyemedim.
Courtside seats. I couldn't say no to courtside seats.
Saha kenarı biletlerine hayır diyemedim.
I mean, I know I shouldn't say this about my mother but Dad couldn't stand the sight of her. So it came as no surprise to you?
- Yani bu olay seni şaşırtmadı mı?
I couldn't say no, Lara.
Hayır diyemedim, Lara.
I couldn't say no.
Hayır diyemedim.
I couldn't say no.
Hayır diyemezdim.
I was so scared I couldn't say no.
Öyle korkmuştum ki hayır diyemedim.
Couldn't exactly say no, could I?
Gitmem diyemezdim değil mi?
Well, I guess you couldn't say no.
Hayır diyemediniz tabii.
I couldn't say no twice.
İki kez hayır diyemezdim.
He seemed so desperate, I couldn't say no.
Çok çaresiz görünüyordu, hayır diyemedim.
Well, I mentioned that we were coming and she said why didn't they come too, and I couldn't say no, could I?
Ben geleceğimizden bahsettim, o da neden biz de katılmıyoruz dedi. Hayır diyemezdim, değil mi?
They're grieving, I couldn't say no.
Acıları var, hayır diyemedim.
She turned her charm on me, and I couldn't say no
Güzelliği beni benden aldı. Hayır diyemedim.
I couldn't say no.
Sen Yaşlılar için çırak olarak yapılır eğer Yani, Onu akşam yemeği bitirmek gerekir çünkü Eğer, çocuklar banyo verebilir. Önemliydi.
I couldn't say no to him!
Ona hayır diyemezdim!
But I couldn't say no.
Ama hayır diyemedim.
I couldn't really bring myself to say no.
Hayır demeye dilim varmadı.
i couldn't agree more 197
i couldn't find it 44
i couldn't resist 80
i couldn't find you 43
i couldn't stand it 38
i couldn't stop 53
i couldn't hear you 49
i couldn't help it 192
i couldn't agree with you more 58
i couldn't 1105
i couldn't find it 44
i couldn't resist 80
i couldn't find you 43
i couldn't stand it 38
i couldn't stop 53
i couldn't hear you 49
i couldn't help it 192
i couldn't agree with you more 58
i couldn't 1105