I couldn't stop her traduction Turc
118 traduction parallèle
I couldn't stop thinking about them, with every step and every breath I took.
Attığım her adımda, aldığım her nefeste onları düşündüğüm için.
I couldn't stop her.
Engel olamadım.
I'll just tell her, " First of all, I acted like a fool with that girl because I couldn't stop thinking of you.
" Ona şöyle diyeyim, Birincisi seni düşünmekten kendimi alıkoyamadığım için o kıza karşı aptalca davrandım.
I couldn't stop her.
Ona engel olamadım.
I couldn't stop her!
Onu durduramadım!
When she was born, I couldn't stop thinking about ways I could lose her.
Yeni doğduğunda ya onu kaybedersem diye düşünmekten kendimi alıkoyamazdım.
I couldn't stop her.
Durduramadım onu.
I couldn't stop her.
Onu durduramadım.
But I found I couldn't stop thinking of her.
Ama o, aklımdan hiç çıkmıyordu.
I couldn't get her to stop.
Durduramadım.
I couldn't stop thinking about her.
Tabii taktım ben bunu kafaya.
I couldn't stop thinkin about her, man.
Onu aklımdan çıkaramıyordum dostum.
I tried to save her, but I couldn't make them stop.
Onu kurtarmaya çalıştım ama onları durduramadım.
But I didn't really think about business, mostly because I couldn't stop thinking about the one thing... that I wanted more than anything in the world.
Bunun sebebi de hayatta her şeyden çok istediğim şeyi düşünmemdi Bir öpücük.
He sent her to take me to the buffet, so i couldn't stop Fred from gambling.
Fred'in kumar oynamasına engel olmayayım diye beni açık büfeye götürdü.
I COULDN'T STOP HER.
Durduramadım.
I tried to get her, but I couldn't stop her.
Onu tutmaya çalıştım ama durduramadım.
I was always there, but I couldn't stop the killings... and he knew that.
Her zaman oradaydım ancak cinayetleri durduramadım. Ve o bunu biliyordu.
I could see it all happening, but I couldn't stop myself.
Her şeyi görüyordum ama kendimi durduramadım.
Stop. I couldn't drag Tiffany away from her friends.
Karımı arkadaşlarından koparamadım.
I couldn't stop thinking about her.
Onu aklımdan çıkaramadım.
I couldn't stop thinking about her little brother and how nice he'd grown up.
Bir yerde oturuyorduk ve konuşuyorduk sonra nedense, küçük kardeşini düşünmeden duramadım ve ne kadar güzelki büyüdüğünü.
he kinda grabbed me and we started kissing and I couldn't stop because then he would think
Sonra beni tuttu ve öpüşmeye başladık. Sonra her şeyi uydurduğumu düşünmesin diye onu durdurmadım.
But I couldn't stop her.
Ama onu durduramadım!
I was gonna start looking for her as soon as i turned 18,'cause then my mom and dad couldn't stop me.
18 olur olmaz onu aramaya başlayacaktım, anne babam durduramazlar diye.
- I couldn't stop her.
- Onu durduramadım.
- I..... exhausted every ounce of will that I had and I still couldn't stop myself.
- Ben..... sahip olduğum iradenin her zerresinde kaybolmuştum ve yine de kendimi durduramamıştım..
I couldn " t stop thinking about her.
Onu düşünmekten vazgeçemiyordum.
I almost couldn't stop myself from telling her that Fuko-chan is at school right now.
Seninle yalnız konuşmak istiyorum. Benimle gel. Burası iyidir.
- I couldn't stop thinking about her.
Helene aklımdan hiç çıkmıyordu.
- I couldn't stop her.
-... durduramadım.
Well, anyway, I couldn't not stop, okay?
Her neyse, öylece duramadim, tamam mi?
I couldn't disappoint her. Stop talking!
- Onu hayal kırıklığına uğratamam.
"... and " I can't stop thinking about why we couldn't save her.
Onu neden kurtaramadığımızı da düşünüp duruyorum.
She couldn't stop staring atNyou, you were flirting with her. I wasn'T.
Gözlerini senden hiç ayırmadan sana bakıyordu, ona cilve yapıyordun..
I couldn't stop her!
Onu durduramadım.
Sorry. I couldn't stop her.
Onu durduramadım.
And I couldn't stop myself from wondering how she - what she looked like on the inside, all of her organs.
İçinin nasıl olduğunu merak ettim. Organlarını. Ne bileyim.
I was so upset that it was my birthday and the only one who'd invited me out was my aunt, who couldn't stop telling me she didn't understand how a nice girl like me didn't have a man in her life.
Doğum günümde beni yemeğe halamın çıkarmasına... çok üzülmüştüm, ve benim gibi güzel bir kızın neden bir... sevgilisi olmamasına anlam veremediğini söylüyordu.
And I couldn't stop thinking about her.
Ve onu, bir an olsun aklımdan çıkaramadım.
I couldn't stop her.
Onu engelleyemedim.
I saw her hanging herself, cutting her wrists, but I couldn't stop her.
Kendini astığını, bileklerini kestiğini gördüm ama onu durduramadım.
I went over there to talk to her the next thing I know, I couldn't stop myself.
Ne olduğunu bilmiyorum. Oraya onunla konuşmaya gitmiştim. Sonra hatırladığım şey kendimi tutamadığım.
When I was up there, I couldn't stop thinking about how lucky we are and how we just got everything we dreamed of...
Oradayken, ne kadar şanlı olduğumuzu ve hayalini kurduğumuz her şeyi, nasıl da elde edebildiğimizi düşünmeden edemedim.
All the same, I couldn't stop thinking about her.
Her şey aynıydı, sürekli onu düşünüyordum.
I'm sorry I couldn't stop her
Özür dilerim. Onu durduramadım.
I couldn't stop her.
Onu durduramazdım.
But I couldn't stop her.
Ama onu durduramadım.
I couldn't stop her.
O'nu engelleyemedim.
I saw him take her, but I couldn't do anything to stop him.
Onu yakaladığını gördüm ama durdurmak için bir şey yapamadım.
I just couldn't stop doing the work for her.
Onun için çalışmayı bir türlü bırakamadım.
i couldn't agree more 197
i couldn't find it 44
i couldn't resist 80
i couldn't find you 43
i couldn't stand it 38
i couldn't hear you 49
i couldn't stop 53
i couldn't help it 192
i couldn't agree with you more 58
i couldn't 1105
i couldn't find it 44
i couldn't resist 80
i couldn't find you 43
i couldn't stand it 38
i couldn't hear you 49
i couldn't stop 53
i couldn't help it 192
i couldn't agree with you more 58
i couldn't 1105