I did it for you traduction Turc
1,377 traduction parallèle
I did it for you.
Senin için güzelleştim.
I did it for you, dear.
Senin için yaptım, evladım.
I did it for you.
Senin için yaptım.
I did it for you.
Bunu senin için yaptım.
But I did it for you.
Ama senin için yaptım.
I did it for you, for the colony.
- Bunu senin için, koloni için yaptım.
I did it for you, Amber.
Bunu senin için yaptım Amber.
I did it for you.
- Senin için yaptım.
I did it for you.
Senin için yapmıştım herşeyi.
Baby, I did it for you.
Canım, senin için yaptım.
You're the one that forced me to sign up for it. I did not force you to...
Evet, bilmelisin, beni oraya zorla üye yapan sensin.
That's why I guided you guys here... It was just for that... But why did it turn out like...
size bu yüzden buraya kadar rehberlik yaptım... sadece bunun içindi... neden bu hale geldi...
Well, you did a lot of good for the center today, and i'm not going to forget it.
Bu gün Merkez için çok fazla iyilik yaptın ve bunu unutmayacağım.
Lieutenant, you're telling me that the person that did this to me could have been living around me for the last six years with a key to my house, and I wouldn't know who it is?
Komiserim, bana bunu yapan kişinin evimin anahtarına sahip şekilde altı yıl yakınlarda oturmuş olabileceğini mi söylüyorsunuz?
If there's one speck of dust out there that proves it, I will find it, and you will answer for what you did.
Eğer ufacıkta olsa bunu kanıtlayan bir iz varsa, onu bulacağım ve sen bana ne yaptığınızı anlatacaksın.
If it's any consolation, you did all that I asked for.
Teselli olduğu ise, İstediğim tüm yaptı.
Would it make you feel any better if I told you I'm sorry for what I did?
Yaptıklarımdan dolayı üzgün olduğumu söylesem, bu seni daha iyi hissettirir mi?
Everything you ever wanted to know about my past, my reasons for doing what I did - - it's all there.
Bilmek istediğin her şey, geçmişim, yaptığım şeyin nedenleri- - hepsi orada.
- You did me a favour, which I thank you for, but I don't think it warrants a whole evening out, a candlelit meal.
- Bana bir iyilik yaptın. Müteşekkirim ama seninle çıkıp baş başa yemek yiyemem.
I didn't think it was possible for you to look worse that you did yesterday.
Dünden daha kötü görüneceğine hiç ihtimal bile vermiyordum.
Oh, for what it's worth, mate, I thought you did a brilliant job.
Bence harika bir iş çıkardın dostum umarım buna değer.
Whoa. I did not think it was possible for you to get sick.
Senin hastalık kapabileceğinin mümkün olduğunu zannetmiyorum.
I'm proud of you for taking Tommy. I'm glad you did it.
Tommy'yi almamdan dolayı seninle gurur duyuyorum.Bunu yapmana çok sevindim.Ama
I'm sorry, too, Matt, for what we did to you. Although you did kind of deserve it.
Ben de sana yaptıklarımız için üzgünüm, Matt.
Well, I'd appreciate it if you did that someplace else for the time being.
Rutin işler yani. Bunu şimdilik, başka bir yerde yapın lütfen.
I know you did it for me.
Benim için yaptığını biliyorum.
You guys did everything that you could for me and I appreciate it, but...
Benim için elinizden geleni yaptınız, çok teşekkür ederim.
Sometimes you have to take "I did it" for an answer.
Bazen "ben yaptım" cevabını almak zorundasın.
No, I suppose that you said it for me, because... I would have to take it for my head, if it did.
Sanırım bunu bana söylerdin yoksa sorumluluğum büyük olurdu.
Look, Clark, I don't know how you did it, but if it weren't for you, I'd be at the bottom of the Mississippi right about now.
Bak Clark, nasıl yaptın bilmiyorum ama sen olmasaydın şu sıralar Mississippi'nin dibini boylamış olacaktım.
Look, for what it's worth, I understand how you felt and why you took the position you did.
Ne düşündüğünüzü ve bunu neden yaptığınızı anlıyorum.
I cannot, for the life of me, figure how it is that you could go as far as you did and not save him.
Oraya kadar gidip onu nasıl kurtarmadığını bir türlü çözemedim.
Did I tell you His Majesty has asked me to Buck House for lunch to tell him all about it?
Majestelerinin olan biteni anlatmam için beni Buck Evi'ne davet ettiğini söylemiş miydim?
Linda, I did it for you!
Linda, senin için yaptım! Onun geri gelmesini çok istedin!
Rosa, I did not want to part with you, but it is for the best
Rosa, senden ayrı kalmak istememiştim ama en hayırlısı bu.
You know, and if this place meant as much to him as I believe it did, you're worse than I thought for even thinking about selling it.
Eğer burası onun için sandığım kadar önemliyse satmayı düşünmen bile büyük ayıp.
This is for you. I did it.
Bunu senin için ordum.
I thought it was really cool what you did for Crystal today.
Bugün Crystal için yaptığın şey çok hoştu.
What I did to you. I've never forgiven myself for it.
Her ne yaptıysam, asla kendimi affetmeyeceğim.
And I thought you did it for the cause.
Ben de tüm bunları dava adına yaptın sanmıştım.
Now, if the day ever comes where I have to stand before a judge and account for what I did here, you and your boss will do whatever it takes to help me.
Olur da hakim önüne çıkıp... burada yaptıklarımı anlatmam gerekirse... sen ve patronun bana yardım etmek için elinizden geleni yapacaksınız.
It was that scene... that we did yesterday, when I'm gettin'groceries for you with your car.
Dün çektiğimiz bir sahneydi. Senin arabanla sana bir şeyler almak için markete gittiğim.
I did say it wasn't right for you.
Buranın uygun olmadığını söylemiştim.
Look, I don't care who you did it for.
Kim için yaparsan yap.
It's more of, I did something for you.
Almak denemez senin için birşey yaptım
For years, it did. Well, for years, you bought my clothes for me, so I had very little choice in the matter.
- Yıllarca kıyafetlerimi sen aldığın için fazla seçeneğim yoktu.
Because you said it was the best thing I ever did for you.
Çünkü bunun senin için yaptığım en güzel şey olduğunu söyledin.
Yes, you parcel did arrive, I'm keeping it here safe for you.
Evet, siparişin geldi. Senin için saklıyorum.
I did you wrong, but now I'm making up for it.
Sana yanlış yaptım, ama şimdi bunu telafi ediyorum.
It's just that you did this incredible thing for me and I...
Bu sadece, bu inanılmaz şeyleri benim için yaptın ve ben...
And by the way, I think it did bother me seeing you with someone else tonight, but it doesn't mean I'm not happy for you.
Bu arada, bu akşam seni bir başkasıyla görmek canımı sıktı. Ama bu senin adına mutlu olmadım demek değil.