I didn't ask you traduction Turc
1,766 traduction parallèle
I didn't ask you to come here.
Gelmeni ben istemedim.
I mean, for God's sakes, I'm sure you didn't go to bed at night dreaming about being a...
Demek istediğim, tanrı aşkına, eminim ki, geceleri yatağınıza gidip bir...
I didn't ask you when.I asked you how.
Ne zaman değil, nasıl diye sordum.
I need you to understand that I didn't just ask you to come to New York with me on some sort of whim.
Seni benimle New York'a gelmen için ikna etme sebebimin işle alakalı olmadığını anlamanı istiyorum.
I didn't want you thinking that my decision to ask you to come... wasn't a sad one.
Sana benimle gelmeni sormamın senin kararını etkileyeceğini düşünmeni istememem.. Mutsuz bir şey değildi.
I didn't ask you to use her.
Senden onu kullanmanı istemedim.
I didn't ask you to do what you did.
Yaptığın şeyi yapmanı ben istemedim.
I didn't ask you what you fucking think.
Sana ne sikim düşündüğünü sormadım.
I didn't see you ask the guy in front of me.
Önümdeki adama sormadınız ama.
I didn't ask you that, did I?
Sana bunu sormadım, değil mi?
It didn't occur to you I might ask?
Soracağım hiç aklına gelmedi mi?
But you realize I didn't actually ask "How are you?"
"Nasılsın" diye sormamıştım aslında.
Didn't I ask you not to do that?
Bunu yapmamanı söylememiş miydim?
I didn't fucking ask you to come running over here, did I?
Buraya gelmeni ben istemedim, değil mi?
- I didn't ask you to do that, pete.
- Bunu yapmanı istemedim Pete.
If you would've asked me yesterday for dry ice... I would've got the driest ice the world could find... but you didn't ask me.
Eğer dün benden kuru buz istemiş olsaydın sana dünyadaki en kuru buzu bulur getirirdim ama sen bende kuru buz falan istemedin.
I didn't ask you to stop working.
- Çalışmayı bırakmanı ben istemedim.
I didn't ask how you got in.
- Nasıl girdiğini sormadım.
.. didn't I ask you to check in the bathroom?
Richa... sana banyoya bakmanı söyledim.
I didn't ask you that, only how it is your business.
Bunu sana sormadım. Git, kendi işinle uğraş.
I didn't ask you to change the sheets.
Çarşafları değiştirmeni söylememiştim.
Didn't I ask you not to speak so much?
Senden fazla konuşmamanı istemedim mi?
I didn't ask if you were hungry.
Sana aç mısın diye sormadım ki.
I didn't tell him anything, but if you ask me, it's a matter of time.
Ajan Robert Kester FBI Ona bir şey söylemedim ama bana sorarsan size çok yaklaştı o.
By the way, I didn't ask you what happened with you?
Bu arada soramadım ne oldu diye?
I didn't ask you to sit down, Souleymane.
Oturabileceğini söylemedim, Süleyman.
I didn't ask you out.
Sana çıkma teklifi etmedim ki.
You didn't ask me, sheriff, and I wrote my name in the application.
Sormadın ki şerif. Ayrıca başvuru formuna kendi adımı yazmıştım.
I didn't ask you that.
Sana bunu sormadım.
Well, I didn't ask for your dad to get cancer, and I didn't ask for you to show up either.
Babanın kansere yakalanmasını ben istemedim ayrıca buraya gelmeni de istemedim.
- You know, sir, I didn't ask for this.
Bunu kendim istemediğimi biliyorsunuzdur, efendim. Biliyorum.
I didn't ask for you.
Seni istemedim.
I'm surprised you didn't ask her to move in.
Onu içeriye kadar taşımadığına şaşırdım.
I didn't sleep last night, didn't eat and now you ask me to come along with you!
Dün gece, uyku uyumadım yemek yemedim... şimdi işe gelmemi mi istiyorsun?
I didn't ask you to check the oil.
Yağını kontrol etmenizi istememiştim.
But, you know what? I didn't ask.
Ama sormadım.
At's not my problem well, at least you can't say I didn't ask nicely.
Bu benim sorunum değil. Şey, en azından nazikçe sormadığımı söyleyemezsin.
I didn't ask you.
Sana sormadım.
I didn't ask you, Malcolm.
- Sana sormadım, Malcolm.
And you even didn't ask to me. That's the only orientation programe of 3 months. then I have to stay here.
görevlerin çok sen eve gelmiyorsun aynı zamanda sen gazetecesin, senin için her şeyi bırakmaya hazırdım
I didn't ask you to dance with me, Adrian.
Benimle dans etmeni istemiyorum, Adrian.
I didn't even ask you if it was okay.
Sana sormadım bile.
I DIDN'T ASK IF YOU SAW A GHOST.
Hayalet görüp görmediğini sormadım.
Now, I Didn't Come Here To Ask You For Money.
Buraya, senden para istemek için gelmedim.
I Didn't Come Here To Ask You For Anything.
Buray, senden birşeyler istemek için gelmedim.
Didn't I ask you not to go on that side?
O tarafa gitmemeni söylememiş miydim sana?
You said if I made those grades that it was mine, and you didn't even ask!
Eğer notları tutturabilirsem benim olduğunu söylemiştin, ve sormadın bile!
I didn't ask you anything.
Ben hiçbir şey sormadım.
I didn't ask you your opinion of dr. Brennan's character.
Dr. Brennan'nın karakteri hakkındaki fikirlerinizi sormadım.
- I didn't ask you, Laverne.
- Sana sormadım Laverne.
Okay, I'm not even insulted that you didn't ask me to cater your reception.
Tamam, düğün sonrası davetinizle ilgili beni aramamış olmanıza hiç alınmadım bile.
i didn't ask you that 18
i didn't ask you to 32
i didn't ask you to do that 32
i didn't 6296
i didn't ask 203
i didn't mean to 734
i didn't mean to upset you 69
i didn't mean to offend you 51
i didn't want to bother you 42
i didn't hear you 152
i didn't ask you to 32
i didn't ask you to do that 32
i didn't 6296
i didn't ask 203
i didn't mean to 734
i didn't mean to upset you 69
i didn't mean to offend you 51
i didn't want to bother you 42
i didn't hear you 152
i didn't want to wake you 60
i didn't see you 162
i didn't realize 188
i didn't do it on purpose 65
i didn't mean to hurt you 93
i didn't know 1538
i didn't do it 744
i didn't do anything 1161
i didn't mean 401
i didn't say that 1004
i didn't see you 162
i didn't realize 188
i didn't do it on purpose 65
i didn't mean to hurt you 93
i didn't know 1538
i didn't do it 744
i didn't do anything 1161
i didn't mean 401
i didn't say that 1004