I didn't mean to kill her traduction Turc
41 traduction parallèle
[Stuttering] Mark, I didn't mean to kill her.
Mark, amacım onu öldürmek değildi.
Mark, I didn't mean to kill her.
Mark, amacım onu öldürmek değildi.
I didn't mean to kill her.
Onu öldürmek istememiştim.
I didn't mean to kill her!
Onu öldürmek istemedim!
I didn't mean to kill her.
Ben onu öldürmek istemedim.
I didn't mean to kill her, but she was driving me crazy.
Onu öldürmek istemedim, ama beni deli ediyordu.
I didn't mean to kill her it was an accident.
- Onu öldürmek istememiştim, bir kazaydı.
I didn't mean to kill her. It just happened.
Öldürmek istememiştim, birden oldu.
- I didn't mean to kill her, you know.
- Onu öldürmek istemedim. Bunu biliyorsun.
I didn't mean to kill her.
Onu öldürmek istemedim.
Look, I didn't mean to kill her!
Bak onu öldürmek istemedim!
I didn't mean to kill her.
Onu öldürmek istemedim!
I didn't mean to kill her.
Amacım onu öldürmek değildi.
I didn't mean to kill her, Detective.
Onu öldürmek istememiştim dedektif.
I didn't mean to kill her.
Öldürmek değildi niyetim.
I didn't mean to kill her.
Kadını öldürmek istememiştim.
I know you didn't mean to kill her.
Onu öldürmek istemediğini biliyorum.
Larry, I didn't mean to kill her.
Larry, onu öldürmek istemedim.
I know you didn't mean to kill her, Chloe.
Onu öldürmeyi istemediğini biliyorum Chloe.
I didn't mean to kill her.
Öldürmek istemedim.
Look, I didn't mean to kill her, but we just wanted to show
Bakın, ben onu öldürmeye niyet etmemiştim.
I didn't mean to kill her.
Amacım öldürmek değildi.
In a dramatic final episode... I didn't mean for her to kill it.
dramatik final bölümünde... onu öldürmeyi o anlamda söylememiştim.
I didn't mean to kill her, it was an accident!
Öldürmek istemedim. Kazara oldu.
I didn't mean to kill her, I...
Niyetim onu öldürmek değildi.
I didn't mean to kill her!
Öldürmek istememiştim.
I didn't mean to kill her!
Öldürmek istemedim ama!
I understand you didn't mean to kill her, it was an accident... I get it.
Onu öldürmek istemediğini anlıyorum, kazaydı, anlıyorum.
- I didn't mean to kill her.
- Onu öldürmek istemedim.
I didn't mean to kill her! We're safe now.
Şimdi güvendeyiz.
I didn't mean to kill her, though.
Onu öldürmek istememiştim.
But I didn't mean to kill her.
Ama onu öldürmek istemedim.
I didn't mean to kill her.
- Niyetim onu öldürmek değildi.