English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I didn't see you

I didn't see you traduction Turc

3,987 traduction parallèle
You didn't see what I saw.
Ne gördüğümü görmedin.
Sorry, I didn't see you there.
Kusura bakma, seni görmedim.
No, I also didn't see you standing right next to me.
Önemli değil. Bende senin hemen yanımda dikildiğini görmedim
Sorry, I didn't see you, man. It's all right.
Üzgünüm dostum ama seni görmedim.
I didn't see it coming, you know?
Birden oldu, bilirsin?
You see, when I agreed to be king... I didn't realise how complicated all of this was.
Kral olmayı kabul ettiğimde işin bu kadar karışık olduğunu tam anlamamışım.
I didn't expect to see you tonight.
Bu gece seni görmeyi beklemiyordum.
If you didn't see him dead, I wouldn't trust that.
Onu ölü olarak görmediysen, öldüğüne inanma.
You asked me why I didn't see Bo.
Bo'yu neden görmediğimi sordun.
I didn't see you there.
Orada olduğunuzu görmedim.
- I thought that you didn't want me to see him.
- Onu görmemi istemiyordun hani?
No, I really didn't see you
Hayır, seni gerçekten görmedim.
I had to see if you were okay, didn't I?
İyi olup olmadığını görmem gerekiyordu.
I just wanted to ask'cause I didn't see you on the train this morning.
Sormak istedim sadece. Çünkü bu sabah trende görmedim seni.
I didn't see you.
- Bakıyordum ama seni görmedim.
I told you you didn't wanna see it.
Sana söyledim. Bunu görmeni istemezdim.
You think I didn't see?
Görmediğimi mi sanıyorsun?
Since we never see each other.. I didn't know if you're gonna be like a creep.. Or one of those gadget predator freaks or whatever..
Birbirimizi son gördüğümüzden beri böyle çirkinleşeceğini tahmin etmezdim.
Master, you didn't see that girl. She was only 4 or 5. And I just couldn't save her.
O kız çocuğunu görmeliydiniz Hocam, henüz dört, beş yaşında idi o küçücük yavruyu kurtaramadım.
You tell me you didn't see it, it's because you choose not to look, or are you saying I lie?
Bana görmediğini söyledin çünkü bakmamayı tercih ettin ya da yalan söylemeyi.
Good to see you. I didn't mean to be unkind
# Düşüncesizlik etmek istememiştim #
- I didn't see you. Say something!
Bişey söyle
I didn't know Bob Platt, you see,
Bob Platt'i tanımazdım.
You didn't see what I just saw!
Benim gördüğüm şeyi sen görmedin.
I didn't see you sitting there.
Orada olduğunu fark etmedim.
- I-I didn't know if I'd ever see you again.
- Tobias! Seni bir daha görebileceğimi sanmıyordum.
I didn't see you, I just...
Seni görmedim. Ben sadece...
You see, I didn't choose any of this.
Bunların hiç birini ben seçmedim.
Look, I know you want to find Hattie, but saying you saw something when you didn't see it, it... it just doesn't help anyone.
Hattie'yi bulmak istediğini biliyorum ama görmediğin halde bir şey gördüğünü söylemenin kimseye bir faydası olmaz.
You see, the thing is, someone accused me of doing something bad at work and I didn't do it.
İşteyken birisi beni kötü bir şeyle suçladı. Ama öyle bir şey yapmadım.
I didn't see you the last few times.
- Geçen sefer seni görmemiştim. - Evet.
But it didn't do you a lot of good, I see.
Ama gördüğüm kadarıyla bu durum sana hiç yaramamış.
I didn't even see you there.
Seni görmedim.
You know, I didn't see anyone, so.
Kimseyi görmedim, yani...
Like I told you, I didn't see anyone, so.
Söylediğim gibi, kimseyi görmedim.
You see, I didn't want you to come
Anlamalısın, Gelmeni istemedim
I didn't come here to see you.
Buraya seni gormeye gelmedim.
I didn't expect to see you, Oshin.
Seni görmeyi beklemiyordum Oshin.
Look, man, I know deadbeat dads always have lame excuses why they don't see their kids, but "I didn't know you existed till about a week ago" is actually a fantastic excuse.
Dinle bak kaçak babaların çocuklarını görmeme mazeretleri olduğunu biliyorum ama "bir hafta öncesine kadar varlığını bilmiyordum bile" iyi bir bahane aslında.
I didn't see you lying there like that.
Orada yattığını görmedim.
Well, it's nice to see that you didn't eat Javier at least.
En azından hala Javier'i yememiş olmanızı görmek güzel.
I didn't expect to see you here, Harry.
Seni burada görmeyi beklemiyordum, Harry.
I didn't come to see you, I came to support your theater.
Seni görmeye gelmedim. Tiyatrona destek olmaya geldim.
I didn't see you back there.
Seni görmedim.
And now, every time I see you, I think, why didn't you stop me?
Şimdi seni her görüşümde beni neden durdurmadın diye düşünüyorum.
Mrs. Peri. I didn't see you.
Peri hanım. Sizi görmedim.
Slow your roll, Linda. I'm sorry you had to see that, but maybe if you didn't creep around like a weirdo...
Bunu izlemek zorunda kaldığına üzüldüm ama etrafta kaçıklar gibi dolaşmasaydın...
You know, I didn't expect to see you again so soon.
Seni tekrar bu kadar erken görmeyi beklemiyordum.
- I didn't come to see you.
- Seni görmeye gelmedim.
Yeah. Yeah. I didn't expect to see you here.
Evet, seni burada görmeyi beklemiyordum.
I didn't see you at the dance.
Seni baloda göremedim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]