I didn't want to bother you traduction Turc
127 traduction parallèle
I didn't want to bother you, but your wife is always so kind to me.
Sizi rahatsız etmek istemezdim ama eşiniz bana her zaman çok kibar davranır.
I didn't want to bother you.
Seni rahatsız etmek istemedim.
But I didn't want to bother you at home.
Ama sizi evde rahatsız etmek istememiştim.
I didn't want to bother you none.
Sizi katiyen rahatsız etmek istemezdim.
I was sorry about the bracelet. But I didn't want to bother you.
Bilezik için üzgündüm....... ama sizi rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you. You were with friends.
Rahatsız etmek istemedim, sürekli arkadaşlarınızla beraberdiniz.
- I didn't want to bother you.
- Rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to bother it with you, sir.
- Sizi rahatsiz etmek istememistim, efendim. - Haklisin, etmemissin.
I didn't want to bother you but I'm leaving town tomorrow.
Sizi endişelendirmek istemem ama yarın gidiyorum.
I've been wanting to call you but I didn't want to bother you...
Uzun zamandır seni aramak istiyordum Ama rahatsız etmekte istemiyorum...
I didn't want to bother you at work.
Çalışırken rahatsız etmek istemedim.
Mr. Lewis, I didn't want to bother you.
Mr. Lewis, sizi rahatsız etmek istemezdim.
I didn't want to bother you now, but I'm not gonna be here after the show.
Rahatını kaçırmak istemiyorum ama konserden sonra burada olmayacağım.
I didn't want to bother you upstairs.
Seni yukarıda rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you with this...
Bununla canını sıkmak istemezdim.
I didn't want to bother you, but Mom wanted me to bring some chicken soup... and I brought you some magazines.
Seni rahatsız etmek istemedim ama annem sana tavuk suyuna çorba getirmemi istedi. Sana dergi de getirdim.
You were so busy. I didn't want to bother you.
Çok meşguldün, rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you.
Canını sıkmak istemedim.
I didn't want to bother you.
Seni sıkmak istemedim.
I didn't want to bother you, but there's something to me that seems odd in connection with Lord Edgware's death.
Sizi rahatsız etmek istemezdim ama, Lord Edgware'in ölümüyle ilgili bir olay, bana oldukça garip geldi.
I had a question, and I didn't want to bother you.
Ona bir soru soracaktım. Seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you with it.
- Başını ağrıtmak istemedim.
But then, I didn't want to bother you.
Ama sonra seni sıkmak istemedim.
- I didn't want to bother you.
- Canını sıkmak istemedim.
Well, he didn't want to bother you so I hired him off the books to do some research.
Seni rahatsız etmek istemedi. Ben de onu araştırma için kayıtdışı işe aldım.
I would have come, but I didn't want to bother you.
Zaten gelmek istiyordum ama rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you.
Seni sıkmak istemem.
I didn't want to bother you.
Sizi rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you, madam.
Rahatsız etmek istemedim, hanımefendi.
I didn't want to bother you.
Sana zahmet vermek istemedim.
If only I'd called you sooner, but I didn't want to bother you.
Keşke sizi daha önce arasaydım, ama rahatsız etmek istemedim.
And I didn't want to bother you at home.
Ve ben evde rahatsız istemiyordu.
Yeah well, I didn't want to bother you.
- Seni rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to bother you!
Seni endişelendirmek istemedim.
Mr. Deline, I really didn't want to bother you again.
Bay Deline, gerçekten sizi tekrar rahatsız etmek istemedim.
I didn't even want to bother you.
Sizi rahatsız etmek istemiyorum.
I didn't want to bother you.
Sizi rahatsız etmek istemiyorum.
Let's get in the house. I didn't want to bother you guys.
- Rahatsız etmek istememiştim.
I didn't want to bother you with that.
- Sizi bununla rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you while you're "twilighting."
Keyif çatarken seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you with this.
Seni bununla rahatsız etmek istememiştim.
Affection said that you wanted to sleep, so he / she didn't want to bother and I went to the beach to see the waves
Tatlım, uyumak istediğini söyledim bende rahatsız etmeyeyim dedim. Bu yüzden bende bütün gece sahilde oturup dalgaları izledim.
I didn't want to bother you guys.
Sizi rahatsız etmek istemedim.
Yeah, there are so many fish out there you could walk on them I just didn't want to bother you.
Evet, üzerlerine basacak kadar çok balık var sizi rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you.
Senin canını sıkmak istemedim.
I didn't want to bother you.
Rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you guys with it.
Sizi rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you yet.
Seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to bother you.
Sizi rahatsız etmek istememiştim.
I didn't want to bother you guys.
Sizi rahatsız etmek istemedim çocuklar.
I know. i didn't want to bother you, but how was it?
Kadın otoritesiyle bir sorunun olduğunu düşündün mü hiç?