I didn't want to disturb you traduction Turc
91 traduction parallèle
I didn't want to disturb you.
Rahatsız etmek istememiştim.
I didn't want to disturb you by writing...
Size yazarak rahatsız etmek istemedim...
Well, you were sleeping, and I didn't want to disturb you.
Şey, uyuyordun ve seni rahatsız etmek istiyorum.
I told him you were asleep and I didn't want to disturb you.
Uyuduğunu söyledim.
I didn't want to disturb you.
Seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you.
Sizi rahatsız etmek istemedim.
Lieutenant, you got a call while the Captain was in, I didn't want to disturb you.
Komiserim, Başkomiser içerideyken size telefon geldi. - Rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you last night.
Dün gece seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you.
- Seni rahatsız etmek istemedim.
I said I would wait. I didn't want to disturb you at lunch.
Yemekte rahatsız etmek istemedim sizi.
I didn't want to disturb you.
Seni rahatsız etmek istemiyordum.
Miss Easton, you were asleep when I left and I didn't want to disturb you so I take this method of offering my apologies for last night.
Bayan Easton, giderk en uyuyordunuz ve sizi rahatsız etmek istemedim. Dün akşam olanlar için sizden bu şekilde özür dilemek istedim.
I didn't want to disturb you.
Rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you and your wife.
Sizi ve eşinizi rahatsız etmek istemedim.
You should have come on into the study. I didn't want to disturb you.
Rahatsız etmek istemedim Paul.
I didn't want to disturb you if you were with someone
Seni rahatsız etmek istemedim, eğer başkası ile berabersen.
I'm sorry, we didn't want to disturb you but the door was open!
Kusura bakmayın sizi rahatsız etmek istemezdik ama kapı açıktı.
I didn't want to disturb you for nothing.
Seni boş yere rahatsız etmek istemedim.
I just... I didn't want to disturb you.
Ben sadece... seni rahatsız etmek istemedim.
But i didn't want to disturb you.
Ama seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you, sir.
Sizi rahatsız etmek istemedim efendim.
I didn't want anybody to disturb you.
Bizi hiç rahatsız etsin istemiyorum.
I didn't want to disturb you
Sizi rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you in your grief.
- Neden beni bilgilendirmedin? - Sizi rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to disturb you.
- Sizi rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you.
- Sizi rahatsız etmek istemedim.
I didn`t want | to disturb you.
Seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb her. So in addition to you getting nailed I'll get points for being sympathetic.
Buna ek olarak, sen yakalanırken ben onun sempatisini kazanacağım.
I thought after working the whole day you must be tired... so I didn't want to knock and disturb you.
Uzun bir günden sonra yorulmuş olacağını düşünmüştüm. Ve kapıyı çalarak rahatsız etmek istemedim.
- I heard you typing, but... I didn't want to disturb you at work.
Yazdığınıu duyuyorum ama seni rahatsız etmek istemedim.
I suddenly felt bad and I didn't want to disturb you.
Kimseyi rahatsız etmek istemedim.
BEN, I DIDN'T WANT TO DISTURB YOU.
Seni rahatsız etmek istememiştim. Hayır, hayır.
I didn't want to disturb you until then.
O zamana kadar rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you. You looked busy.
Rahatsız etmek istemedim, meşgul görünüyordun.
I saw the smoke and I didn't want to disturb you but I remembered it was your birthday. So I...
Seni rahatsız etmek istemedim ama bugün doğum günün olduğunu hatırladım.
I didn't want to disturb you!
Sizi rahatsız etmek istemedim!
You looked so peaceful. I didn't want to disturb you.
Öyle güzel uyuyordun ki rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you. - It wouldn't have disturbed me.
- Rahatsız etmezdin.
Excuse me, I didn't want to disturb you there, but I need to talk to you, to hear your voice.
Üzgünüm, rahatsız etmek istemezdim, ama seninle konuşmak, sesini duymam gerekiyordu.
But I didn't want to disturb you for a small job.
Küçük bir mesele için seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you. No, no.
Affedersiniz, rahatsız etmek istememiştim.
But then I noticed that you left because you didn't want to disturb us.
Fakat sonradan fark ettim ki bizi rahatsız etmemek için oradan ayrıldın.
- I didn't want to disturb you.
- Rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you at work, but I wanted to apologize for last night.
İş yerinde rahatsız etmek istemezdim. Ama dün gece için özür dilemek istedim.
I heard you were with Josh. I didn't want to disturb you.
Josh'la olduğunu duyunca sizi rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb You after... such operation...
Öyle bir operasyondan sonra sizi rahatsız etmek istemedim.
Besides, I didn't want to disturb you.
Üstelik, sizi rahatsız etmek istemedim.
Sorry, I didn't want to disturb you.
Özür dilerim, seni rahatsız etmek istemedim.
I didn't want to disturb you.
Seni rahatsız etmek istemiyorum.
I didn't want to disturb you while you were chatting.
Sizi konuşurken rahatsız etmek istemedim.
I couldn't sleep and I didn't want to disturb your mother, so, maybe I'll take you up on that beer after all.
Anneni de rahatsız etmek istemedim belki de bir biranı içerim.