I didn't want to go traduction Turc
860 traduction parallèle
Well, I didn't really want to go to that audition anyways.
Zaten ben de seçmelere katılmak istemiyordum.
- I didn't want him to go.
- Gitmesini istemiyordum.
You knew I didn't want you to go there, but you deliberately went.
Oraya gitmeni istemediğimi biliyordun, ama göz göre göre gittin.
I didn't want to go in.
İçeri girmek istemedim.
I didn't want to go out with that fellow Kopeikine, he's a pest!
İnan bana Kopeikin denen o adamla dışarı çıkmak istememiştim.
I didn't want to go back to the office so I dropped by a bowling alley... at Third and Western and rolled a few lines... to get my mind thinking about something else for a while.
Ofise dönmek istemedim, o yüzden bowling oynamaya gidip kafamı dağıttım. Çıktığımda canım ne yemek yemek, ne de gezmek istiyordu.
I wonder why he didn't want us to go in there with him?
Neden onunla beraber içeri girmemizi istemediğini merak ediyorum?
I couldn't go to her room, and I didn't want to take her to my hotel.
Onun evine gidemezdim ve onu otelime de götürmek istemedim
After your ma died... I just didn't want to go on living no more.
Jesse, annen öldükten sonra ben de yaşamak istemedim ölmek istedim.
- I didn't want her to go home alone.
Onun eve yalnız gitmesini istemiyorum.
I didn't want it to go to waste.
Ziyan olmasını istemedim.
I told Father I didn't want to go on with this.
Babama devam edemeyeceğimi söyledim.
I didn't want you to go through the suspense of it.
Seni meraklandırmak istemedim.
I didn't want to go, so I run off.
Ben gitmek istemedim ve kaçtım.
I didn't want her to go.
Ben onun gitmesini istemedim.
Besides, I didn't want them to go poking around in that zippered bag.
Bunun yanında, çantalarımızı açmalarını da istemezdim.
I didn't want you to go to the chair.
Sandalyeyi boylamanı istemedim.
I wanted to play in a covered-court tournament and, as usual, she didn't want me to go.
Bir kapalı kort turnuvasına katılmak istiyordum. Karım her zamanki gibi gitmemi istemedi.
I didn't want to go to him.
Sonradan Carl'ın buna kızacağını biliyordum.
After that... I didn't want to go on living.
Sonra yaşamaya devam etmek istemedim.
I didn't say, I don't want to go with him.
Onunla gitmek istediğimi söylemedim.
I certainly didn't want to go north, then east down the Missouri... just to make a big, safe swing through Pawnee country.
Sadece Pavne bölgesinden güvenli bir şekilde dolaşmak için önce kuzeye, sora da aşağıdaki Missouri'ye gitmek istemediğimi biliyordum.
I didn't want to say anything in front of your staff, because every time I mention what I do, people go into a panic.
Personelinizin önünde konuyu açmak istemedim,... çünkü yaptığım işi ne zaman söylesem insanlar telaşa kapılıyorlar.
I didn't want to go on like that forever.
Ben de sonsuza dek böyle sürsün istemedim.
I didn't want to go back to Brixton.
Brixton'a dönmedim.
I didn * t want to go anyway.
Zaten gitmek istemiyordum.
I didn't want you to go on thinking....
Öyle düşünmeni istemedim...
And you want to know why I didn't go, don't you, Sheriff?
neden gitmediğimi bilmek istiyorsun, değil mi şerif?
I wouldn't be here if I didn't want to go to the dance with you.
- İstemeseydim burada olmazdım.
( Hall, off ) I DIDN'T WANT TO GO ANYWHERE NEAR THAT ROLLER COASTER,
Lunapark trenine yaklaşmak bile istemiyordum ama elimde değildi.
I didn't want to go home until me mam had gone out with her boyfriend.
Annemle sevgilisi gidene kadar, eve dönmek istemedim.
She wanted to go out, I didn't want her to :
Dışarı gitmek istedi, bende istemedim.
I didn't know what time you'd be leaving, and I didn't want you to go without saying aloha, bubble.
Kaçta gideceğini bilmiyordum ( aloha ) demeden gitmeni istemedim, şekerim.
I didn't want to go to college.
Koleje gitmek istememiştim.
When I gave them his description I didn't want to go into too many details.
Onlara babamı tarif ederken fazla bilgi vermedim.
I didn't want to go.
Ben gitmek istemedim.
I couldn't go to her room, and I didn't want to take her to my hotel.
Çok üzülüyordu Onun evine gidemezdim ve onu otelime de götürmek istemedim
I didn't want to hit you, but don't go to sleep on me.
Sana vurmak istemedim ama sakın şimdi uykuya dalma.
As a matter of fact, I didn't want to go.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Ben gitmek istemiyorum.
I owe you an apology. I didn't want to let it go another minute. You owe me more than that.
Size özür borçluyum ve daha fazla bekleyemedim.
I couldn't tell him I didn't want to go.
Gitmek istemediğimi söyleyemedim.
Aye, but I must go though dear, I didn't want to seem ungrateful.
Evet ama gitmeliyim canım, nankör sansınlar istemem.
Until the day we met the main player... Until the day I said, "I want to see de Gaulle," it didn't go so well.
Avrupa'nın birleşmesi bahanesiyle aynı idealler uğruna savaşan diğer insanlara saldırmak için hareket noktası olarak ülkelerinin düşman tarafından kullanılması fikrine Özgür Fransızlar razı değil.
I guess we just didn't want you to go to Grand Rapids today.
Sanırım bugün Grand Rapids'e gitmek istemedik.
I waited up for you, John because I didn't want you to go to sleep tonight without knowing how I feel.
Seni bekliyordum, John çünkü bu gece nasıl hissettiğimi öğrenmeden uyumanı istemedim.
I didn't want to go through my life being someone who was never asked.
Evlenme teklifi almamış biri olarak hayatımı devam ettirmek istemedim.
I thought you didn't want to go?
Gitmek istemediğini sanıyordum!
It's not that I didn't want to go, I just wanted to finish school first.
Gitmek istemediğimden değil. Sadece ilk önce okulumu bitirmek istiyordum.
If I go to solitary for some escape that didn't work I want the mistake to be mine and not anybody else's.
Eğer başarısız bir kaçış sonucu hücreye kapatılacaksam buna kendi başarısızlığımın sebep olmasını isterim, başkasının değil.
I didn't want publicity. I didn't want to go into all of this then, or now.
Basnn karsmasn ve bütün bunlar ne o zaman ne de simdi istedim.
I didn't want to go with her and that man but it was cold and I didn't want to be left alone.
Ablam ve o adamla gitmek istemiyordum... ama hava çok soğuktu, üstelik yalnız kalmak istemiyordum.