I don't get it either traduction Turc
107 traduction parallèle
I don't get it either, Chuck.
Ben de anlamıyorum Chuck.
If anything happens to Frye after we get out into space... I don't suppose it makes any difference, crashing from 1,500 miles up, or dying on earth. Either way, you're just plain dead.
Uzaya çıktığımızda Frye'a bir şey olursa... 2400 kilometreden Dünya'ya çakılıp ölmekle Dünya'da olup Bellus'un Dünya'ya çarpmasıyla ölmek arasında bir fark göremiyorum.
But I don't want to wreck the army to get it, or the navy either.
Kara kuvvetlerinin veya donanmanın ona zarar vermesini istemiyorum.
It's gotten down to where I either get caught or I don't.
Ya nerede yakalandığım ya da yakalanmadığıma takıldı kaldı.
Well, if it's not going to get me what I came to look for, I don't gain anything by fighting you here either.
Pekâlâ, eğer ihtiyacım olan şeyi alamayacaksam seninle burada dövüşmek bana da fayda sağlamaz.
I don't really care if either of you... get any pleasure out of it.
Açıkçası ikinizden birinin... zevk alıp almaması umurumda değil.
But between you and me... she might have been 15. When you get that little red beaver... right up there in front of you, I don't think it's crazy at all. I don't think you do either.
Ama aramızda kalsın kız 1 5 yaşında da olabilirdi hani.
It's 8 : 30, so get washed and changed right now and I don't want any trouble from either of you tonight.
Saat 8 : 30, hemen temizlenin ve pijamalarınızı giyin. Bu gece en ufak bir sorun istemiyorum. Tamam mı?
no, and frankly i don't get it here, either.
- Hayır. Ve açıkçası benim kafam burada da almıyor.
i don't get it, either.
Ne yaptı bilmiyorum.
I don't want to see him either... but if he wants his damn suitcase... he'll have to come and get it!
Ben de onu görmek istemiyorum... ama bu kahrolası valizi istiyorsa... gelip almalı!
- Yeah, I don't like it either... but I had to get out of there.
- Bu olduğunda nefret ederim. - Evet, bende sevmem ama oradan gitmek zorundaydım.
If they didn't want the Romulans to get a hold of it I'm sure they don't want the Jem'Hadar to have it either.
Romulanların eline geçmesini istemedilerse eminim Jem'Hadar'ın eline de geçmesini istemezler
- they're are not the ones i usually get asked for - you don't have the red ones either, shaped with reservoir tips gee, it's the purple ones that are shaped with the reservoir tips.
- Genelde onlardan pek istemezler. - Bunların üzerinde şekiller olan, kırmızı olanları yok mu? Ayyy, şekilli olanlar mor renkliymiş!
- I don't get it either.
- Bilmiyorum ki, ben de anlamadım.
I don't get it either, but it happens all the time.
Ben de anlamıyorum ama bu hep oluyor. Teşekkürler.
- I don't get what it means either. - But it seems to fit in your case.
Tam olarak ne demek bilmiyorum, ama senin durumuna uyuyor galiba.
I don't get it either.
Ben de anlamıyorum.
I love my Grandpa- - don't get me wrong- - but he's got no idea how it works in here and I'm not sure you do, either.
Yanlış anlama, dedemi seviyorum. Ama burada işlerin nasıl döndüğünü bilmiyor. Senin de bildiğini sanmam.
I haven't pitched in on the decorative, pageantry town stuff... because it all seems insane to me, but I don't get in the way of that, either!
Kasabayı süslemek için yapılan girişimlere katılmadım, çünkü bunu saçma buluyorum. Ama bunlara engel de olmadım!
I know. I don't get it either.
Ben de anlamıyorum.
I don't get it either.
Bunu ben de anlamıyorum.
- I don't get it anymore, either.
- Artık ben de anlamıyorum.
- I don't have a passport. I don't have it either, but I can get it.
Benim de yok ama, halledebilirim.
By the way, I don't get it, either. Right.
- Aslında ben de anlamıyorum.
I don't want to go back either... but it just doesn't feel right. I get it.
Artık geri dönemem.
Well, Mike got up early this morning and he wanted to read the paper, and I don't get it, so then he went to the neighbors', and they don't get it either, so... he broke into their garage and stole their car and wrapped it around a telephone pole.
Ben gazete almıyorum. Komşulara gitmiş, onlarda almıyormuş. Garajlarına girmiş, arabalarını çalmış ve bir telefon direğine toslamış.
You don't get it. I'm trying to teach him rules. And I don't want him in your shop anymore, either.
Ona kuralları öğretmeye çalışıyorum ve artık senin mağazana gitmesini istemiyorum.
Damn it, Hal, we're to point here I don't think either one of us wants to get to! What are we supposed to do?
Lanet olsun Hal, ikimizin de devam etmek istemeyeceği noktaya geldik.
Yeah, I don't get it either. You know what?
Evet ben de anlayamadım.
I don't get it either.
İkisini de anlamakta zorluk çekiyorum.
I don't get it, either.
- Hayır!
I don't really get it, either.
Ben de anlamıyorum.
I don't get it either, man.
Bunu ben de anlamış değilim.
I don't get it, either, but I think we should trust Anna on this one.
Ben de anlamıyorum, ama Anna'ya bu konuda güvenmeliyiz.
I get it. You don't believe me either.
Siz de bana inanmıyorsunuz.
I don't get it either.
Ben de anlamadım.
Don't beat yourself up, I didn't get it, either.
Kendini hırpalama, benimde aklıma gelmedi.
I don't get it, either.
Ben de anlamıyorum.
Yeah, you know, I wasn't gonna say anything, but, uh, I don't get it either.
Evet, yani, pek ses etmedim ama, ben de bir şey anlamadım.
Yeah, I don't get it either.
Bence de anlamsız.
I Don't Get It Either.
Ben de anlamıyorum.
- I don't get it either.
- Ben de anlamıyorum.
Truth of the matter is I don't like my movies either, but, man, they just keep offering me money and I do it and I get to go around the world.
Gerçekte ben bile filmlerimi sevmiyorum, ama yönetmenler paso para teklif ediyorlar ve ben de dünyayı dolaşmak için işi alıyorum.
It's not like you have more options, you either quit the street and take care of your life, or you can stay in the streets and get killed, or get locked up.
Sanki fazla seçim şansın yok gibi sokakları bırak hayatına dön ya da sokaklarda kal ve öl ya da hapse tıkıI.
I don't get it, either.
Anlamıyorum da.
I don't get it either.
Hiçbirini anlamıyorum zaten.
- I don't get it either.
- Çözemedim.
I know, I don't get it either, but from some preliminary test results, we're cautiously optimistic.
O anlamadı, Iris'ten sonraki hali. Biliyorum, ben de anlamıyorum, ama bazı ilk test sonuçlarına göre ihtiyatla iyimseriz.
So I don't get to see it either.
Onları biz de göremeyiz yani. Müzededir.
This is serious but I don't want you to get all freaked out about it either
Bu ciddi ama senin de korkmanı istemiyorum.