I don't know how to do that traduction Turc
255 traduction parallèle
I know how you feel, but don't ask me to do anything that'll break my heart.
Ne hissettiğini biliyorum, ama beni kahredecek bir şey yapmamı isteme.
Oh, I'm afraid that's one thing you don't know how to do, not for yourself, anyway.
Korkarım anlamadığın birşey var. En azından kendin için.
I don't know how to do that.
Bunun nasıl yapılacağını bilmiyorum.
I mean, would you know how to do that? I don't know.
- Siz bilir misiniz?
I don't even know how to do that!
Bunun nasıl yapılacağını bile bilmiyorum!
I-I don't know how to do that.
Ben, ben bunu yapmayı bilmiyorum.
I'd like to know what you do, how you spend your time, what you think... if not, well maybe... that is... You don't tell me anything.
Bana hiçbir şey anlatmıyorsun.
I might be a dumb Hoosier, but that's one thing I know how to do, don't I, baby?
- Çünkü ben... belki biraz aptalım ama, yatakta iyiyimdir.
I don`t know. I guess I just picked it up somewhere. Sweetie, did Mom teach you how to do that?
Bilmiyorum.Sanırım biryerden aklımda kalmış olmalı tatlım, yoksa bunu yapmayı sana Annen mi öğretmişti?
- I don't know how to do that, Jess.
- Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum ki, Jess.
I don't know how to do that.
Nasıl yapılacağını bilmiyorum.
I don't know how to do that.
Bu ne ya?
Don't you ever, ever imply that I do not know how to teach, because then you really are talking about something that you know nothing about.
Öğretimin nasıl olduğunu bilmediğimi ima etmeyin, çünkü, o zaman, gerçekten bir şey hakkında konuşurken, konu hakkında bir şey bilmiyorsun demektir.
I don't know how to do that.
Nasıl yapacağımı bilmiyorum.
Every day's a reminder that I don't know how to do anything.
Benim içinse her yeni gün, neyin nasıl yapılacağını bilmediğimi hatırlatıyor.
And that's what we're going to fucking do because I'm feeling all right but I don't know how you're feeling.
İşte yapacağımız şey de bu! Çünkü mükemmel hissediyorum! fakat sizin nasıI hissettiğinizi biliyorum.
I had a plan to, uh, ease her into it, but I really- - I don't know how to do that.
Bir planım vardı, ımm, onu yatıştıracak, fakat ben gerçekten- - Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.
- I don't know how to do that.
- Nasıl olur bilmiyorum.
I don't know how to do that stuff.
Bu şeylerin nasıl yapılacağını bile bilmiyorum.
You don't know how long I've wanted to do that, Sullivan.
Bunu ne zamandır yapmak istediğimi bilemezsin Sullivan.
By jingles! I don't know how many times I've seen you do that but it never ceases to amaze me.
Seni bu hareketi yaparken kaçıncı kez izlediğimi bile bilmiyorum ama beni her seferinde şaşırtıyorsun.
I don't know how I'll feel tomorrow or next week or next year but I'm absolutely certain that giving you this is the right thing to do.
Yarın, önümüzdeki hafta ya da gelecek sene ne hissedeceğimi de bilmiyorum. Ama bu parayı sana vermemin doğru olduğundan kesinlikle eminim.
How would I do that when I don't know how to build it?
Onu yapmayı kendim bilmezken ona nasıl öğretebilirim ki?
How did you know to do that? I don't know.
- Bilmiyorum, sadece yaptım.
Comrade Captain, I will require the names of those responsible. How the hell would I know the name of the jackass... that supplied a 30 kopeck insulator to do a 50 kopeck job? I don't know their names.
Yoldaş Kaptan, sorumluların isimlerini bilmek istiyorum isimlerini bilmiyorum.
You think that I don't know how to do my job?
İşimi nasıl yapacağımı bilmediğimi mi sanıyorsun?
That's so sweet. " How do they know I don't beat her and leave her tied to the radiator all winter?
Çok tatlı " Onu sopayla dövüp bütün kış radyatöre bağlamadığımı ne biliyorlar?
I don't know how to do that.
Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.
- I don't think that's a good idea. - How can I decide what to do... if the only thing that I know about him is he was screwing my wife?
- Onun hakkında bildiğim tek şey... karımla birlikte olduğu iken ne yapmalıyım?
I don't know how to do that, hold a smile,
Bunun nasıl yapıldığını bilmem. Gülümseyerek poz vermeyi yani.
He's nice, Daddy, That's how, Most guys wouldn't even offer to do that, I don't know if I want him around my bird,
O iyi biri baba. Bu yüzden yani.. Çoğu kişi bunu teklif etmez bile.
I don't even know how to do that.
Onu bile yapmayı bilmiyorum.
You know how to do it? - I don't know how to drive that thing.
- Kullanmasını bilmiyorum.
And like everything else in my life, I don't really know how to do that.
Hayatımdaki diğer her şey gibi bunu da nasıl yapacağımı bilmiyorum.
You're not supposed to know that, and I don't know how you do,
Bunu bilmemeniz gerekiyor, nasıl öğrendiniz bilmem...
I never intended to do that and I don't know how to fix it, but I'm going to try my hardest because I am so, so sorry.
Seni hayal kırıklığına uğrattım. Ama bunları isteyerek yapmadım. Nasıl telafi ederim bilmiyorum.
I don't know how to do that, but I've contacted an expert who's a priest- -
Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum, ama bu konuda uzman olan bir rahiple görüştüm...
Because you have no idea just how frustrating it is working your ass off trying to inflate a tiny little balloon inside someone's clogged artery and all that person has to do, really, is, I don't know, go for a walk in the morning or choke down a fresh green salad and you come back here looking like that.
Çünkü birinin tıkanmış arterinde minicik bir balonu şişirebilmeye çalışmanın ne kadar sinir bozucu olduğunu bilmiyorsun ve o insanın tek yapması gereken şey, sabahları yürümek ve yeşil salata yemekken bu halde buraya geri geliyor.
- But I don't know how to do that.
- Ama bu nasıl yapılır, bilmiyorum.
I have all the heavy scenes with my kids in the show, and I don't know how to do that.
Zor sahnelerde sürekli çocuklarla birlikteyim, ve nasıl yapacağımı bilmiyorum.
I don't know if you can even hear me, lana... but if you knew how much you meant to me... well, I guess the polite thing to do is cough and let you know I'm standing here, but... that always seems so forced, doesn't it?
Beni duyuyor musun, bilmiyorum Lana ama sana ne kadar değer verdiğimi bir bilsen... Sanırım nazik olarak, öksürmek ve burada olduğumu belli etmem gerekirdi. Ama bu çok zorlama olur, değil mi?
- I don't know how to do that.
- Yo. Nasıl yapıldığını bilmiyorum.
Mark was the only survivor he does not like to talk about it i know he was devastated but... how do you get over something like that i don't know if i ever do
Mark tek kurtulandı. Bunun hakkında konuşmayı sevmiyor Harap olduğunu biliyorum ama...
I don't know how you do it. Chasing story after story that only leads to dead ends.
Nasıl yaptığını bilmiyorum, hikaye kovalayıp duruyorsun hepsi çıkmaza gidiyor.
Look, I don't know how else to say this, but none of you are capable of understanding this on the same level that I do.
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, ama hiçbiriniz bunu benim anlayabildiğim seviyede anlama yeteneğine sahip değilsiniz.
But it bugs me that I don't know how to do anything, you know.
Ama hiçbir şeyi yapmayı bilmiyor olmam beni çok rahatsız ediyor, tamam mı?
I don't know how I'm going to do that, but...
Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum fakat...
I don't know how to do that.
Bilmiyorum bu nasıl yapılır.
About that crippling blow. I really don't know how I'm supposed to do it.
Söz saldırıdan açılmışken... bunu nasıl yapacağım?
I don't know what commenting on the very board that has the power to give you a rating to get out of the culture is gonna do... How * rigid they'll be on my next film.
Seni kültürün dışına atabilecek sınıflandırmayı yapabilme gücü olan kurulda söz söylediğim için bir dahaki filmimde ne kadar sıkı olurlar bilmiyorum.
Even I don't know how to do that.
Bunu yapmayı ben bile bilmiyorum.