I don't know how to say it traduction Turc
246 traduction parallèle
I don't exactly know how to say it.
Tam olarak ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
Now that I'm here, I don't know how to say it... how to make you understand.
Buraya geldim, ama nasıl söyleyeceğimi... sana nasıl anlatacağımı bilmiyorum.
I don't know how to say it.
Nasıl diyeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to say it.
- Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. - John.
I don't know how to say it.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
I don't quite know how to say it, Leona...
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum, Leona.
I don't know exactly how to say it.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to say it but once I saw you on stage, I felt I could trust you
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama sizi sahnede gördüğüm an size güvenebileceğimi hissetmiştim.
I don't know... how to say it, but...
Nasıl söylenir bilmiyorum ama...
I don't know how to say it... but thank you so much.
Ne diyeceğimi bilemiyorum ama çok teşekkür ederim.
I don't quite know how to say it... but there's a mature quality about her that's disturbing in a child... and my husband and I thought that a school like yours... where you believe in discipline and the old-fashioned virtues... might perhaps teach her to be more of a child.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum bir çocuk için rahatsızlık verecek kadar olgun tavırları var. Kocam ve ben, okulunuz gibi disiplin ve geleneksel ahlak kurallarına önem veren bir yerin ona biraz daha çocuk olmayı öğretmesi gerektiğini düşünüyoruz.
I don't know how to say it.
Bunu nasıl diyeceğimi bilmiyorum.
I don't know exactly how to say this, but, well, if there's another mudhole in Arizona, we'll get stuck in it, and...
NasıI desem bilmiyorum ama eğer Arizona'da da böyle bir çamur varsa kesin içine saplanırız...
I don't know how else to say it... like for my nails... the walls... my anger.
Nasıl söylesem... tırnaklarım, duvarlar gibi, öfkeden.
I don't know how to say it...
Nasıl diyorsunuz...
I don't know how to say it.
Ne diyeceğimi bilmiyorum.
Oh, I don't know how to say it.
Oh, nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
I don't know how to say it, but I'll make her happy.
Nasıl söylenir bilmiyorum, onu mutlu edeceğim.
I don't know how is other way to say it.
Başka ne türlü söyleyeyim bilmiyorum.
Well, that, too, but mostly to... I don't know how to say it exactly. Live.
Yazmak da istiyordum, ama temelde... nasıl söylesem... yaşamak istiyordum.
I don't know how to say it.
Nasıl söyleyebilirim bilemiyorum.
I don't know how to say it.
Nasıl sipariş vereceğimi bilmiyorum.
I would like to be able to say a... a prayer... but I don't... really know how to say it.
Ben bir dua okumak istiyorum fakat gerçekten nasıl okuyacağımı bilemiyorum.
I don't know how to say it...
Nasıl söylerim bilmiyorum.
I don't know how to say it, but he suddenly got fired up.
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama bazen gaza gelirdi.
I don't know how to say it.
Nasıl söylerim bilmiyorum.
I don't know how to say it because I've never said it before.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Çünkü daha önce hiç söylemedim.
I remember when you said, "I don't know how to say it," and I said : Say what is in your heart.
Biliyor musun, "Ne söyleyeceğimi bilmiyorum" dediğin zamanı hatırlıyorum ve ben "kalbinde ne varsa onu söyle" demiştim.
You know, Richie, I don't know how to say this but it's been fun traveling with you.
Biliyor musun, Richie, nasıl desem bilmem ama senle dolaşmak eğlenceli oldu.
- I don't know how to say it.
- Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to say it.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
I don't know how to say it.
Nasıl desem bilemiyorum.
I don't know how else to say it.
- Başka türlü nasıl söylenir bilmem.
I don't know how to say this so I'll just say it.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum en iyisi söyleyeyim gitsin.
I don't really know what to say How to say it
Sana ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Fucker! What to say? Man, I don't know how he does it.
Ben de bilmiyorum nasıI dinliyor.
I just don't know how to start to say it.
Sadece nasıl başlayacağımı bilmiyorum.
- I don't know really how to say it.
- Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
I... don't quite know how to say this... but I've given it a lot of thought... and, uh...
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum... Bu konuyu çok düşündüm ve...
I don't know, Mike, to me it sounds a little, how you say, phony.
Bilemiyorum, Mike, bana biraz şey gibi geldi, nasıl derler, sahtekar.
I don't quite know how to say this but now that we know about the accident that sent the ship back in time, we should be able to avoid it.
Ben bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. ama geminin zaman yolculuğu yapmasını sağlayan kaza hakkında bilgi sahibi olduk, şuan kazayı önlememiz mümkün.
I don't know quite how to tell you this so I'll just say it.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama söyleyeceğim.
I don't know how else to say it.
Başka nasıl söylenir bilmiyorum.
Paul.. I don't know how to say this but I think it's better for everyone if you fuck off.
Bunu nasıl söyleyeceğim bilmiyorum fakat defolup gitsen daha iyi olur.
I have all these feelings, these weird feelings and I don't know how to say it, and I can't say it.
Bu hislerim, bu garip hislerim var ve onları nasıl soyleyecegimi bilmiyorum, ve soyleyemiyorum.
I don't know how to say this, Jeff, except to just say it right out.
Jeff, şimdi sadece söylemem gerektiği dışında, bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
I don't know how to say it. I'm afraid you'll laugh.
Nasil soylemeliyim bilmiyorum Bana guleceginizden korkuyorum
I don't really know how to say this, so I'm just gonna say it.
Bunu nasıI söyleyeceğimi bilemiyorum. Ama söyleyeceğim.
I don't know how to say it...
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum...
I really don't know how to say it.
Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.
Anyway, um, I don't know quite how to say this, but, I'm just going to say it. I think you're really special.
Her neyse, bu tür şeyleri söylemeyi pek bilmem ama...