I don't know how you do it traduction Turc
452 traduction parallèle
You know, I don't know how you do it.
Biliyor musun, bunu nasıl yaptığını anlayamıyorum.
I know how you feel. Anything to strike back at me, but don't do it this way.
Nasıl hissettiğinizi anlıyorum.Bana misilleme yapmak için her şeyi denediğinizi, ama böyle olmaz..
'Cause I don't know how you do it.
Nasıl yaptığını bilmiyorum.
- How do you look in it? - I don't know.
- Üzerinde nasıl duruyor?
How do you know you don't like it until you've tried it?
Bunu denemeden sevmediğini nasıI bilebilirsin?
Harry, boy, I don't know how you do it.
Harry, dostum, Bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum.
I don't know how you'll do it, but you'll do it somehow.
NasiI yapacagini bilmiyorum ama bir ºekilde yapacaksin.
I don't know how you'll solve this or what good is going to come of it but whatever you do, Vic, I wish you all the happiness in the book.
Bu işi nasıl halledeceğini veya sonunda ne olacağını bilmiyorum ama her ne yaparsan Vic, sana sonsuz mutluluklar diliyorum.
I don't think you know what you're trying to do, or how to do it.
Ne yapacağını ve nasıl yapacağını kendin de bilmiyorsun.
I don't know how else to do it, honey. You go on now.
Şimdi git.
I don't know how you do it.
Onu nasıl yaptığını bilmiyorum.
I don't know how you do it, Eldon.
Nasıl yaptığını bilmiyorum, Eldon.
I don't know how you do it, I must say. Most praiseworthy effort, I think.
Bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum, Bence çok takdir edilecek bir davranış.
I don't know how you do it.
Nasıl becerdiğini anlamıyorum.
I don't know how you do it.
Nasıl başarıyorsunuz anlamam.
I don't know how you do it.
Nasıl yaptın bilmiyorum.
Because I don't know which guard knows how to do it. Do you want to see it again?
Çünkü hangi güvenlik görevlisinin bunu bildiğini bilmiyorum.
Holy mackerel, I don't know how you boys do it.
Hayret bir şey, siz çocuklar bu işi nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum.
You'll have to do it all by yourself... and I don't know how you'll manage.
Bütün işler size kalır ve nasıI yaparsınız bilmiyorum.
I don't know how you do it.
Bunu nasıl yaptığını bilmiyorum.
I don't know how you do it!
Nasıl becerdin bilmem.
Mr. Grauber I don't care how you do it I wanna know where that thing is and what..
- Bay Grauber, nasıl yaparsınız umurumda değil ama o şeyin nerede olduğunu bilmek istiyorum.
Martha, I don't know how you do it.
Martha, bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum.
- I don't know how you do it.
Nasıl beceriyorsunuz bilmem.
I don't know how you do it.
Nasıl yapıyorsun bilmiyorum.
- I don't know how you do this. - Let me see it.
- Buna nasıl dayanıyorsun, bilemiyorum.
I don't know how you do it.
Onu nasıl başardığınızı bilmiyorum.
I don't know how you do it.
Bunu nasıl yapıyorsunuz, bilmiyorum.
I don't know how the hell you do it.
Onu nasıl başardığını bilmiyorum.
I don't know how you do it.
Nasıl yapıyorsun?
Writers fascinate me. I don't know how you do it.
Neden bilmem, yazarlar beni büyülerler.
I don't know how to do it, you show me!
Nasıl yapılacağını bilmiyorum, göster bana!
I don't know how you do it, Mr. Santini.
Bunu nasıl yapıyorsunuz bilmiyorum, Bay Santini.
- I don't know how you do it.
- Bunu nasıl yapabiliyorsun?
I'd do it for you, but I don't know how
Yapabilseydim onun yerine ben yapardım. Ama yapamam, işte oldu.
I just don't know how you do it. And I'm not curious, mind you, because I wanna use the material.
Nasıl yaptığını da bilmiyorum ve meraklı değilimdir, dikkat et çünkü o konuyu işlemeni istiyorum.
[Murdock] Face, I don " t know how you do it, but you sure do it good.
Face, bunu nasıl yaptın bilmiyorum ama gerçekten çok iyi iş başardın.
I don't know how you do it.
Nasıl beceriyorsun, bilmem.
Poirot, I don't know how you do it.
Poirot? Nasıl yaptığını bilmiyorum.
This is uncanny, I don't know how you do it, but you're right again.
Çok acayip, nasıl becerdiğinizi bilmiyorum ama, yine haklısınız.
- I don't know how you do it.
- Bunu nasıl yapıyorsun bilmiyorum.
I don't know how you do it.
Senin nasıl yaptığını bilmiyorum.
I don't know how you do it.
Nasıl yaptığını bilmiyorum.
I DON'T KNOW HOW AND NEITHER DO YOU, AND THAT'S WHY YOU DO IT SO BADLY.
- Bunu biliyorum, ve seni tanıyamıyorum. İşleri kötüye götürdün.
You don't know how hard it is being a woman looking the way I do.
Benim kadar güzel bir kadın olmanın ne kadar zor olduğunu bilemezsiniz.
How Do I Know You'll Keep It? You Don't,
Sözünü tutacağını nasıl bileyim?
I don't know how you do it.
Nasıl başardığını bilmiyorum.
- I don't know how you do it.
- Bunu nasıl yapıyorsun, bilmiyorum.
- I don't know how you do it!
- Asıl sen nasıl yapıyorsun, bilmiyorum!
I don't know how you do it, Maggie.
Nasıl başardığını anlamıyorum, Maggie.
I don't know how you do it...
You're always right.