I don't know what i'm doing traduction Turc
1,184 traduction parallèle
But don't worry, I know what I'm doing.
Ama meraklanma, ne yaptığımı biliyorum.
I don't know what she thinks she's doing.
Ne yaptığını sanıyor, anlamadım.
* So willing, feeling * Um, I don't exactly know wh-what I'm doing, and, um, I'm- - ooh.
ne yapacağımı bilmiyorum ve... ben...
- Oh, Buffy, I don't know what I'm doing.
- Buffy, ne yaptığımı bilmiyorum.
I don't know what I'm doing.
Ne yaptığımı bilmiyorum.
I don't know how much you know about what it is I'm doing, but it's important work, very important.
Şu an ne yaptığım hakkında ne bildiğini bilmiyorum, ama önemli bir iş, çok önemli.
I don't know what I'm doing here, Pilot!
Burada ne yaptığımı bilmiyorum, Pilot!
Ben and I got into a fight, so... I don't know what we're doing.
Ben'le tartıştık, yani ne yapacağımızı bilmiyorum.
I don't know what I'm doing with my life.
Ne yapacağımı bilmiyorum.
And I don't know what I'm doing.
Ne yaptığımı bilmiyorum.
I don't know what I was doing.
Ne yaptığımı bilmiyordum.
I don't know what we're doing wrong, Susan. These kids aren't losing the weight.
Nerede yanlış yaptığımızı bilmiyorum Susan, bu çocuklar kilo kaybetmiyorlar.
I don't know what I'm doing.
Ne yaptığımı bilmiyorum
Don't worry, Papa. I know what I'm doing.
Endişelenme baba, ne yaptığımı biliyorum.
I don't know what I'm doing, Dom.
Ne yaptığımı bilmiyorum Dom.
I don't know what I'm doing!
Bunu nasıl yaptım bilmem!
I don't know what I'm doing...
- Ne yapacağımı bilmiyorum.
Hey, Dolittle, see what I'm doing is allowing Steve to think I don't know he's back there wait until he tries to grab me, turn on him and, Bob's your uncle, bite his arm off!
Yapacağım şey, Steve'in orada olduğunu bilmediğime inanmasını sağlamak, beni yakalamaya çalışmasını beklemek, onu kendime çekmek ve kolunu ısırıp koparmak.
I don't even know what I'm doing here.
Ben neden buradayım ya?
I don't think I know what I'm doing here anvmore.
Artık burada ne yaptığımı bilmiyorum.
I don't know what I'm doing here. Sorry...
Buraya neden geldim bilmiyorum.
I don't know if you realize what you're doing.
Ne yaptığının farkında mısın bilmiyorum.
I don't know what he's doing here so soon.
Bu kadar erken ne işi var burada anlamadım.
- I don't know what I was doing.
- Ne yaptığımı unuttum.
- I don't know. Doing what?
- Bilmem, ne yapacağım?
Like I don't even know who I am any more, or what I'm doing, or why I'm doing it.
Artık kim olduğumu ne yaptığımı ya da neden yaptığımı bile bilmiyorum!
You don't know how dangerous this is, Sydney, doing what I do.
Bunun ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyorsun Sydney. Yaptığım işin.
Dawn, I am really trying to take care of things, but I don't even know what I'm doing.
Her şeyi yoluna koymaya çalışıyorum. Ama ne yaptığımı bile bilmiyorum.
I really don't know what I'm doing anymore.
Artık ne yaptığımı bilmiyorum.
I should have let them go,'cause I don't know what I'm doing.
İzin vermeliydim, çünkü ne yaptığımı bilmiyorum.
- I don't know what I'm doing.
- Hayır. - Ne yaptığımı bilmiyorum.
I don't even know what I'm doing exactly.
- Hiçbir şey olmadı. Ne yaptığımı bile bilmiyorum aslında.
I don't know what I'm doing here, okay?
Burada ne aradığımı ben de bilmiyorum.
- No. Why don't you tell me what I was doing, since you seem to know everything.
Madem her şeyi biliyorsun, sen bana ne yaptığımı söyle.
If I lose this, I don't know what the hell I'm doing here.
Eğer onu kaybedersem, ne yaparım bilmiyorum.
I don't even know what I'm doing out here.
Buraya niye geldiğimi bile bilmiyorum.
You know what? I don't even know what i'm doing here.
Ben neden burada olduğumu bile bilmiyorum.
Do you think I don't know what you're doing to me?
Bana ne yapmak istediğinizi anlamadığımı mı zannediyorsun?
I don't know what I'm doing wrong...
Nerede yanlış yapıyorum bilmiyorum.
I don't even know what we're doing at school anyway.
Okulda ne yaptığımızı bile bilmiyorum.
what are we doing here? I don't even... I don't even know this guy.
Bu adamı - - Bu adamı tanımıyorum bile.
Think I don't know what I'm doing?
Ne yaptığımı bilmiyor muyum?
Dear Lord... I don't know if what I'm doing is the right thing.
- Tanrım yaptığım doğru mu bilmiyorum
Look, I'm embarrassed to get out there... I really am, because I don't know what I'm doing... but I'm game if you are... if you want to show- - will you show me something?
- Şimdi genelde bunu yapmaktan utanırım ama...
No. No. I don't suppose, either of you two could let me know what we're doing in here?
- Hayır, ve sanırım... siz de niye burada olduğumuzu bilmiyorsunuz.
Sorry. I nearly got in the back there. Don't know what I'm doing.
Pardon, az kalsın arkaya binecektim.
I don't know what I'm doing
Ne yaptığımın farkında değilim.
Frankly, I don't know what I'm doing.
Doğrusu, ne yaptığımı bimiyorum.
Look, I don't know who you are or what you're doing here, but I'm guessing by the outfit and the moves you're in the life.
Seni tanımıyorum ve ne yaptığını da bilmiyorum. Kostüm ve hareketlerine bakarsam, gerçek gibisin.
I don't know what I'm supposed to be doing.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
- I still don't know what I'm doing.
- Ve hâlâ ne iş yaptığımı bilmiyorum.