English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I don't want to lose you

I don't want to lose you traduction Turc

566 traduction parallèle
I don't want to lose you.
Seni kaybetmek istemiyorum.
- No. I don't want to lose you.
- Hayır, seni kaybetmek istemiyorum.
I don't want to lose you again.
Seni yeniden kaybetmek istemiyorum.
Because I've found you again, and i don't want to lose you.
Seni yeniden bulmuşken bir daha kaybetmek istemiyorum.
- Alex, I don't want to lose you!
- Alex, seni kaybetmek istemiyorum.
I don't want you to lose the baby, Anne.
Bebeği kaybetmeni istemiyorum Anne.
I don't want it, but if you do, we both stand to lose a lot.
Böyle olsun istemiyorum ama öyle yaparsan, her ikimizin de kaybı büyük olur.
I really don't want to lose you.
Seni gerçekten kaybetmek istemiyorum.
And I don't want to lose you now.
Ve seni kaybetmek istemem.
NOTHING, DARLING. I JUST DON'T WANT TO LOSE YOU.
Raigan burada mıydı?
I don't want you cuffed to me and I don't wanna lose you.
Ben bana vurmanı istemem ve seni kaçırmak ta istemem.
Now, I don't want to lose you.
Şimdi ise seni kaybetmek istemiyorum.
I don't want to lose you.
Ve kaybetmek istemiyorum.
A girlfriend is very precious to me. I don't want to lose you.
Hiç arkadayım olmadı benim, sizi kaybetmek istemem.
You are a walking encyclopedia full of information... and I don't want to lose you.
Sen bir bilgi ansiklopedisisin, ve seni kaybetmek istemiyorum.
I just... don't want you to lose your good opinion of me.
Ben sadece... benim kötü biri olduğumu düşünmeni istemiyorum.
Yes, it would. I know. But I don't want to lose you.
Kaçmış gibi olur ama sizi kaybetmek istemiyorum.
I don't want to lose any of you now.
Hiçbirinizi şu aşamada kaybetmek istemiyorum!
But I don't think I want to lose you.
Seni kaybetmek istemiyorum.
And I don't want to lose you.
Kaybetmek istemem.
I don't want to lose you, you see.
Seni kaybetmek istemiyorum, anlıyor musun?
Luke, I don't want to lose you to the Emperor the way I lost Vader.
Luke... Vader gibi, seni de kaybetmek istemiyorum.
I don't want to lose you, too.
Seni de kaybetmek istemem.
I don't want to lose you now.
Seni şimdi kaybetmek istemiyorum.
I-i-i don't want to lose you!
S - seni kaybetmek istemiyorum!
The point is I don't want you to lose your confidence.
Önemli olan, kendine güvenini kaybetmeni istemiyorum.
I don't want to lose you because of Laura.
Laura için seni kaybetmek istemiyorum.
You know that. I don't want to lose you.
Bunu biliyorsun.Seni asla kaybetmek istemiyorum.
- I don't want to lose you as well.
- Seni de kaybetmek istemiyorum.
I don't ever want to lose you.
Sizi asla kaybetmek istemiyorum.
I don't want you to lose your castle.
Şatonu kaybetmeni istemiyorum.
I don't want to lose you.
Seni de kaybetmek istemiyorum.
I just don`t want to lose you, that`s all.
Seni kaybetmek istemiyorum, hepsi bu.
Yeah, Mookie, I just don't want you to lose the one job you've be able to keep for more than a month. That's all. Okay?
Sadece, bir aydan çok durabildiğin tek işi kaybetmeni istemiyorum.
- I don't want to lose you.
Seni kaybetmek istemiyorum.
Scotty, I want you to hold on to these and don't lose them.
Scoot bunları almanı ve kaybetmemeni istiyorum senden.
Because, you know, I don't want to lose you.
Çünkü biliyorsun, seni kaybetmek istemiyorum.
I don't want to lose him. - You've got to help me.
... ve bana bu konuda yardım edeceksin.
For example, you go back to my earliest articles and you will find that I say that even to enter into the arena of debate on the question of whether the Nazis carried out such atrocities is already to lose one's humanity. So I don't even think you ought to discuss the issue, if you want my opinion. But if anybody wants to refute Faurisson, there's certainly no difficulty in doing so.
Sorumlu ve ilgili bir vatandaşın yapması gereken politik eylem gerçekten de doğrudan direniş, savaş suçlarına dahil olmamayı ve ABD'nin deniz aşırı saldırılarını reddetmeyi gerektirir.
I don't want to lose a good officer like you.
Ben, senin gibi iyi bir subayımı kaybetmek istemiyorum.
Sister, I've already lost my adopted father. I don't want to lose you, too.
Abla, üvey babamı kaybettim, seni de kaybetmek istemem!
Oh, don't. I don't want you to lose your job over this.
Yapma, bu yüzden işini kaybetmeni istemem.
I don't want to lose you!
Seni kaybetmek istemem!
- I don't ever want to lose you.
- Seni hiç kaybetmek istemiyorum.
I don't want to lose you.
- Seni kaybetmek istemiyorum.
You're fired because I love you... because I don't want to lose you.
Kovuldun çünkü seni seviyorum. Seni kaybetmek istemiyorum.
I just don't want to lose you.
Sadece senden ayrılmak istemiyorum.
It's the only way we can be together, and I don't want to lose you either.
Bu birlikte olabilmemizin tek yolu ve ben de seni kaybetmek istemiyorum.
I don't want to lose you again.
Seni yine kaybetmek istemiyorum.
I don`t want to lose you over this.
Bu yüzden seni kaybetmek istemiyorum.
And I don't want to lose you.
Seni kaybetmek istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]