I doubt that very much traduction Turc
138 traduction parallèle
I doubt that very much.
Hem de çok şüpheliyim.
I doubt that very much.
Sanmıyorum.
I doubt that very much.
Hiç sanmıyorum.
I doubt that very much.
Eminim ki biliyorsundur.
I doubt that very much.
Bundan kesinlikle eminim.
I doubt that very much.
Hiç sanmam.
I doubt that very much.
Burada olduğundan şüpheliyim.
I doubt that very much.
İşte bundan şüphe ederim.
I doubt that very much.
Pek mümkün görünmüyor.
- I doubt that very much.
- Bunu hiç sanmıyorum.
Oh, I doubt that very much. What's that noise?
"Vulva Patlaması" yapacağım ve anlaşılan iki düzine istiridye lazım ve yarım litre şarap.
I doubt that very much.
Bundan şüpheliyim.
Well, I... I doubt that very much.
Bundan... oldukça şüpheliyim.
I doubt that very much.
- Buna hiç inanmam.
Hmm. I doubt that very much. This car is crap.
Bak, bunu hemen mutfaktaki buzdolabının üzerine yapıştıracağız.
I doubt that very much, doctor.
Bundan şüpheliyim doktor.
I doubt very much that Napoleon murdered this pawnbroker.
Bu tefeciyi Napolyon'un öldürdüğünden epey şüpheliyim.
I very much doubt that he could possibly capture you.
Sizi hakkıyla yansıtabileceğini hiç sanmıyorum.
I doubt very much that you'd like her in The Hairy Ape.
"Kıllı Maymun" da oynamasını isteyeceğinizden şüpheliyim.
- I doubt that very much
Buna şüphem var.
I doubt very much that you'd press charges against your daughter's husband.
Tabii kızınızın kocasına dava açmayı düşünmediniz.
I doubt very much indeed that it will bring you your fourth Oscar.
Sana dördüncü Oscar'ını kazandıracağından şüpheliyim ama.
I very much doubt that. What do you say, Lily?
Sanmam.
Personally, I very much doubt that history has any meaning.
Kişisel olarak tarihin bir anlamı olduğu hakkında yoğun şüphelerim var.
I also doubt very much that I shall ever see one graced by Miss McKenna.
Ben de onlardan birisinin Bayan McKenna tarafından şereflendirildiğini göreceğimi hiç sanmıyorum
Well... I doubt very much that the case will ever come to trial.
Bu davanın mahkemeye gideceğinden çok kuşkuluyum.
I've included everything in my statement... but I doubt very much that Chief terns... is taking this possible connection seriously.
Herseyi ifade edebildiğimi düşünüyorum... fakat Sef Sterns'in... bu işi ciddiye aldığından kuşkuluyum.
We don't know each other, and I doubt that we have very much in common except this wonderful woman, Wendy Angela Darling.
Bu harika kadın, Wendy Angela Darling dışında ortak noktamız yok.
Of course, but far away home, so weak is that... I doubt very much that She likes the idea. Doubts.
Elbette öyle ama bu haldeyken onu evden uzaklaştırmanın kızımın hoşuna gideceğinden şüpheliyim.
Though I doubt very much you'll appreciate that, either.
Gerçi bunu da takdir etmeyeceğini sanıyorum.
- Now I'm sure you could choose to contest this, then we get into the illegal use of my image by your client's holobrothel which would require a countersuit and I doubt very much you'd win that one, counselor.
- Şimdi Buna itiraz etmeyi seçeceğinize eminim o zaman biz de müşterinizin holobrothel'ında benim görüntümü yasadışı kullanımı konusuna geliriz ki buna da bir karşı dava gerekir ve onu kazanabileceğinizden... -... oldukça şüpheliyim, avukat bey.
I very much doubt that.
Bundan şüpheliyim.
Yes, I realize that, sir, but something flipped us over, and I doubt very much if it was a mink.
Alabora olduk ve onun bir vizon olduğundan şüpheleniyorum.
Look, Mom. I very much doubt that your pharmacist is just trying to poison you.
Dinle anne eczacının seni zehirlediğinden şüpheliyim.
But I doubt very much that yours arrived ahead of schedule.
Ama senin kırışıklıkların beklenenden önce gelmiş.
I doubt very much whether Amish people... or Quakers would come to that conclusion.
Amishlerin ya da şarlatanların... böyle bir sonuca varacağını sanmıyorum.
However, I doubt very much that spiders are capable... to carry or transmit a virus.
Ama aynı şeyin örümcekler için geçerli olduğu konudsunda biraz şüpheliyim.
I very much doubt that.
Hiç sanmıyorum.
I very much doubt that, Homer.
Bundan şüpheliyim, Homer.
We must try everything possible to build a peaceful nation. I doubt very much that the Toyotomi Allies will retreat now. Most likely this conflict and chaos will continue for some time to come.
Barışcıl bir ulus kurabilmek için, mümkün olan her şeyi denemeliyiz Toyotomi müttefiklerinin şimdi geri çekileceğinden bayağı kuşkuluyum büyük ihtimalle bu savaş ve kaos bir süre daha devam eder.
I very much doubt that.
Bunda çok şüpheliyim.
I very much fucking doubt that.
Hiç sanmam.
I would very, very much doubt that these numbers will return to normal.
Bu rakamların normale döneceğinden kuşkuluyum.
- I very much doubt that I... - Make sure we're not held up by red tape. The king, Lestrade.
Bunu yapabileceğimi hiç sanmı- - Adının kırmızı kalemle çizilmesini istemiyorsan yapacaksın.
Well I doubt very much that there's anything that could properly repay you.
Senin hakkını uygun bir şekilde ödeyebileceğimizi hiç sanmıyorum.
Looking at you, I very much doubt that,
Yüzünüze bakınca bundan şüphelenmezdim.
- I very much doubt that.
Hiç sanmıyorum.
- I very much doubt that.
- Bu konuda şüphelerim var.
And I doubt very much that you have any terrible secrets of your own worth telling.
Ve senin anlatılmaya değecek sırların olmadığından şüphelenmeye başladım.
I doubt very much that that tactic won't work again and the Daedalus has sustained damage.
O taktiğin tekrar çalışacağından şüpheliyim ve Daedalus hasar aldı.
But that was ghetto life, this is what, what life had done to human beings, whether they were the same before the war I doubt it very much.
"Ancak, Getto yaşamı buydu işte. Hayat şartları insanları bu hâle getirmişti." "Onların, savaştan önce de böyle olduklarını hiç sanmıyorum."