I feel bad for you traduction Turc
280 traduction parallèle
Brother Though we have split our assets... we are still cousins I feel bad for you
Kardeşim seni pek tutmasamda yine de kuzenleriz biz senin için üzülüyorum
- I feel bad for you, baby.
- Senin için üzülüyorum.
And the only reason I haven't signed them is because I feel bad for you.
Ve bunları henüz imzalamamışım olmamım tek sebebi senin hakkında kötü hissetmem.
I feel bad for you,'cause I'm going to bed.
- Senin için üzülüyorum, yatacağım.
Kelso, I want you to know that I feel bad for you... and that I am sorry... you are not a man!
Kelso, bilmeni isterim ki senin için üzüldüm ve özür dilerim ama adam değilsin!
I feel bad for you.
Gerçekten.
I feel bad for making you do so much for me.
Senden bunu bu kadar ısrar ettiğim için özür dilerim.
That's why I feel so bad... That I made it harder for you than it is.
Olayları senin için şimdi olduğundan daha fazla zorlaştırdığım için kendimi kötü hissediyorum.
I really do feel bad for going against you and becoming a racer anyway... But you're the one that suddenly decided to turn this place into an orphanage.
Sana karşı çıktım ve yarışçı olmak istedim ama aniden burayı yetimhaneye dönüştürmeye karar verdin.
Oh, I feel bad to make you pay for all.
- Hepsini sana ödettiğim için, içim sızlıyor.
Oh, Mrs Forman, I feel so bad for you.
Bayan Forman, sizin için çok üzülüyorum.
Maybe what I feel is not good for us, but I'm not gonna stand there and listen to you tell me it's a bad habit.
Belki hissettiklerim ikimiz için iyi değil, ama burada durum bana bunun kötü bi alışkanlık olduğunu söylemeni dinlemeyeceğim.
I feel real bad for you, Doughboy.
Senin için hiç iyi şeyler düşünmüyorum.
But in the meantime, there's no reason for me to stay here, and I would feel really bad... if Martha woke up and found out that I'd gone without even saying good morning, you know?
- Fakat bu arada benim, burada kalmam için bir sebep yok, ayrıyeten Martha, bir günaydın bile demeden gittiğimi öğrenirse, gerçekten çok kötü hissederim.
I feel so bad for you.
Senin için çok üzülüyorum.
Look, it's okay for you to feel bad about what happened to you, but I don't want you to feel bad for me.
Bak,... başına gelenler yüzünden kendini kötü hissetmekte serbestsin. Ama benim için kötü hissetmeni istemiyorum.
I feel so bad for them, and I thought you'd wanna know.
Onlar için çok üzüldüm, ve bilmek istersin diye düşündüm.
That's too bad. I was hoping you'd feel sorry for me, since we're the only two here from the other side.
Burada diğer taraftan gelen sadece ikimiz olduğu için, benim için üzüleceğini umuyordum.
And I feel bad for all you guys gotta put up with.
Ve başa çıkmaya çalıştığınız şeyler için üzülüyorum.
Yeah. But compared to the ultra-prodigy that I was, you have to feel bad for Jaga.
Evet, o şansız biri ; çünkü daima kendisini benim gibi üstün yetenekli biri ile karşılaştırdı.
So, you know, now I just feel really bad for "Smelly Cat".
Ve şu an "Smelly Cat." için iyi düşünmüyorum.
You know who I really feel bad for, though, is Griff.
Biliyor musun, esas Griff için kendimi kötü hissediyorum.
Don't feel bad, I'll have enough fun for both of you!
Üzülmeyin, sizin yerinize de eğlencem!
I'll feel bad if I don't repay you for the one I owe you from last time.
Daha önceden sana olan borcumu ödeyemezsem kötü hissederim
Because I just feel bad for Ross, you know?
Çünkü Ross için üzülüyorum, biliyor musun?
I just feel bad for you.
Sadece senin için üzülüyorum.
I want you to know that it's okay for you to feel bad about them.
Kendini bunlar yüzünden kötü hissetmen de normal.
I got to tell you I feel bad taking credit for this, because am I going to get a lot of credit for this!
Dinle, şunu bil ki hediyeni sahiplendiğim için özür dilerim ama Tanrım, bunun için çok büyük kazanç sağlayacağım!
You don't how bad I feel about Macarena giving her all for the picture.
Macarena için nasıl üzüldüğümü bilemezsin. Film için her şeyini feda ediyor.
And while I feel for your loss you have to realize how bad this makes us look.
Ama her ne kadar acını paylaşsam da bunun bizi ne kadar kötü gösterdiğini anlamalısın.
I know, but... Well, don't you feel kind of bad for them?
Biliyorum, ama onlar için üzülmüyor musunuz?
I know you feel bad about the juice incident... but I'm sure you can make up for it somehow.
Meyve suyu olayıyla ilgili kötü hissettiğini biliyorum ama eminim bunu bir şekilde telafi edebilirsin.
Oh, don't. Because then I'm gonna feel bad for making you feel worse.
Çünkü sana kendini kötü hissettirdiğim için daha çok üzüleceğim.
And I'll feel worse, for making you feel bad twice.
O zaman sen iki kez kötü hissettiğin için ben daha da kötü hissedeceğim.
But I just can't feel too bad For you right now
Ama şu anda çok kötü hissedemem Senin için bile
But I just feel really bad for you,'cause I guess... you didn't know that you were competing against a... superstar!
Ama senin adına üzülüyorum çünkü sanırım rakibini tanımıyordun. Bir süper star.
She agrees the time's not right. I feel bad for all of you, but... lt's for the best.
Hepiniz adına ben de üzüldüm biraz ama bence böylesi daha iyi, çünkü bir düşününce...
If it wasn't so much fun I might actually feel bad for you.
Bu kadar eğlenmeseydim senin için üzülürdüm.
So that's why I thought things slow down with us Don't make me feel bad for you
Bu yüzden ilişkimizi biraz ağırdan aldım
I don't want you to feel bad for me
Kendimi kötü hissettirmeye çalışma Buna çalışmıyorum.
I feel bad for you, Dick.
Öyle hissediyorum.
Honestly, I'm not. I just- - l just really feel bad for you.
Gerçekten değilim. Senin için çok üzülüyorum.
I feel really bad that good-looking people like us made you throw up and feel bad about yourself. For serious.
Kendimi gerçekten kötü hissediyorum, bizim gibi güzel görünümlü insanlar, seni kusturdu ve kendini kötü hissetmene neden oldu.
Yeah, I feel bad for saying that you sucked... even though you kind of did.
Evet, berbat olduğunu söylediğim için kendimi kötü hissediyorum. Biraz öyle olsan bile.
I'should feel bad for making you drop several grand tonight
Bu gece sana kaybettirdiklerim için üzgün olmam gerekiyor.
It's just that I feel bad that this day's been tainted for you.
Bugünün bu kadar hırpalayıcı olmasına üzülüyorum.
Why should I make you feel bad for letting your friend ride out her high-class problems?
Arkadaşın çok önemli sorunlarını dışa vuruyor diye neden sana kötü hissettireyim ki?
I feel so bad for you.
- Senin adına çok üzgünüm.
I'm sayin'that we're not right for each other, because you make me feel bad!
Dediğim biz birbirimize uygun değiliz, çünkü sen beni kötü hissettiriyorsun!
You know, I kinda feel bad for him with his sister losing her mind and all.
Kız kardeşi aklını kaçırdığı için ona acıyorum.
- Yeah, yeah, I feel really bad for you.
- Evet, evet, şimdi sana çok acıdım.