English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ I ] / I gave it away

I gave it away traduction Turc

148 traduction parallèle
Oh, I gave it away to some jerk Sophie sent over.
Hayatımda ilk kez gördüğüm bir pisliğe verdim. Sophie yollamıştı.
At first I kept my make-up box but next day that seemed strange and I gave it away, too.
Önce makyaj çantamı saklamıştım ama sonra bana saçma göründü ondan da vazgeçtim.
I gave it away.
Birine verdim.
The price was 1000. Either that or I gave it away.
Bir seferliği ya 1.000 dolar'dı ya da bedava.
- I gave it away.
- Bağışladım.
I gave it away.
Onu verdim.
I gave it away to hungry children in Nairobi.
Nairobi'deki aç çocuklara verdim.
I gave it away to a homeless shelter.
Evsizler barınağına verdim.
I gave it away.
Başkasına verdim.
I gave it away.
Ah, ben ele verdim.
I gave it away.
Hepsini verdim.
He was furious when I gave it away.
Çantayı verdiğimde çok öfkelendi.
I thought I gave it away.
Ben karşılıksız veriyorum sanıyordum.
Oh, no, I gave it away.
Oh, hayır, ağzımdan kaçtı.
I feel like I gave it to that woman but she said that I threw something away during the time that I spent with her.
Ona vermişim gibi hissediyorum ama onunla oynaştıktan sonra attığımı söyledi.
I gave it to Grandpa when I went away.
Gitmeden önce büyükbabama verdim.
If I asked for something, you gave it to me right away.
Senden bir şey istesem hemen verirdin.
It's about time I visited that mountain that Sampson gave away.
Sampson'un bağışladığı şu tepeye gitme sırası geldi. Miranda?
- I gave it away.
- Birine verdim.
Tony told me he had a.3 2 that he'd given away, and I remember now who he told me he gave it to.
Tony bana birine verdiğini söylediği 32 kalibreliğinin olduğunu söyledi, ve şimdi kime verdiğini söylediğini anımsıyorum.
Lu Tung Chun, remember I gave you the title of captain, I can also take it away.
Komser Lu, unutma'ki seni bu göreve ben getirdim. Getirdiğim gibi geri almasınıda bilirim.
I think they sort of took away our freedom and gave it to the gooks.
Bence şey gibi... Bizim özgürlüğümüzü alıp onlara verdiler. Onlar da istemediler.
I think it was the drooling that gave you away.
- Bence seni ele veren salyaların oldu.
I gave you a chance for greatness and you threw it away.
Sana büyük olman için bir şans verdim ama elinin tersiyle ittin.
I know exactly what it is. One night... first time for about ten years... he had it away with his wife, and it gave him a heart attack.
Ben biliyorum. 10 yıIdan sonra bir gece ilk defa karısıyla birlikte oldu ve kalp krizi geçirdi.
If I gave her her money and her jewels, she's gonna piss it all away in a year.
Parayı ve mücevherleri verecek olursam bir yılda çarçur eder.
I gave it away.
Para kazandın ve sonra? Parayı verdim.
I think he gave it away.
Bence elbiseyi verdi.
I guess Poseidon gave it away when he said that Cecrops didn't know where to look.
Sanırım Poseidon Cecrops'ın nereye bakması gerektiğini bilmediğini söylediği zaman ele verdi.
I heard it. Snapping sound gave it away.
Ama ben kağıdın sesinden bile anlarım.
I just gave it away.
Az evvel onu birine verdim.
Gave it away for free The radio that I bought
Aldı onu bedavaya... Parasıyla aldığım güzelim radyomu...
It was hard but I dug deep and I gave away two bags of Will's favorite sportcoats.
Çok zordu, uğraştım ve Will'in favori spor kıyafetlerini iki çantayı doldurdum.
Just because I gave you a fucking shot to set it straight, Darnell... and you fucking pissed it away, both of you pissed it away.
Sana her şeyi yoluna koyman için bir şans verdim ve sen bu şansı mahvettin. İkiniz de mahvettiniz!
I didn't take away everything he owned, He gave it away,
Sahip olduklarını elimden ben almadım.
I thought the outfit gave it away
Kıyafetin beni ele verdiğini düşünmüştüm.
I guess he figures since he gave me my career, he can take it away.
Sanırım, bana kariyerimi o verdiği için alabileceğini de düşünüyor.
I think he gave it away.
Sanırım onu verdi.
Just like that? - Not just like that He gave it away when he saw how much I love you
bu kadar basit değil seni ne kadar çok sevdiğimi görünce bana verdi ama pişmanım ne oldu?
What kind of clown would do that, stop somebody from earning a living? I guess he figures since he gave me my career, he can take it away.
Bu işi bana o vermişti, şimdi de elimden alabilir sanıyor.
I think he had it like the first day... and then he gave it away or something.
Yanlış hatırlamıyorsam ilk günden hevesini alıp birine vermişti.
I knew you were lying about the police academy fire because, well, your friends kind of gave it away in the kitchen. Also Fez took me aside today and just told me.
polis akademisi yangınında yalan söylediğini biliyordum çünkü, şey.., arkadaşların mutfakta bana biraz ipucu verdi ayrıca Fez beni bir kenara çekti bugün ve herşeyi anlattı.
Beca use you rea lly ru n the risk even more so to g ive it away, so, we gave h i m a na me a nd he j ust looked li ke Clive or Clyde or... Well, we loved h i m.
- Tardis'i uçurabiliyor musun?
I gave it away.
Verdim gitti.
And I'm hoping that if we ID the person that gave it away they'll tell us where they found it and maybe we can find Skye's body.
Bunu atan kişinin kimliğini bulabilirsek, belki o kişi çantayı nerede bulduğunu bize söyleyebilir. Belki Skye'ın cesedini bile bulabiliriz.
My uncle died and left me £ 20,000, but I gave most of it away.
Amcam öldü ve bana yirmi bin pound bıraktı ama... ama çoğunu dağıttım.
God gave me the most beautiful gift and I threw it away.
Tanrı bana en güzel armağanı vermişti bense onu çıkarıp attım.
I think they either sold the kidney or gave it away before he got to the Montecito.
O zaman gidip böbreği bulsan iyi olur. Nereden bulayım böbreği, eBay'de mi?
I gave your brother life and I can take it away.
Ağabeyinin hayatını kurtardım, ondan geri alabilirim.
My uncle died and left me 20,000, but I gave most of it away.
Ben bağımsız bir kadınım.
Is it possible that my reaction gave away the fact that I'm hikikomori?
Hareketlerim hikikomori olduğumu belli ediyor olmasın...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]