I got something for you traduction Turc
1,329 traduction parallèle
I got something for you, Mrs. Johnson.
Size göre bir şeyim var Bayan Johnson.
I got something for you, Ethel.
Sana bir şey getirdim Ethel.
I got something for you too.
Benim de senin için bir şeyim var.
I got something for you.
Senin için bir işim var.
Well, I got something for you on that, too.
Bence kanıtlara güvenmeliyiz. - O konuda da bir şey buldum.
Then, here. I got something for you.
O zaman senin için bir teklifim var.
I got something for you to feel.
Hissetmen için bir şeyim var.
- Yeah. I got something for you.
Senin için bir şeyim var.
I got something for you.
Sana bir şey aldım.
Hmm? I got something for you to do.
Sana bir iş vereceğim.
- I got something for you!
- Senin için bir şeyim var!
All right, we'll talk about it later because I got something for you.
Pekala, daha sonra konuşuruz çünkü senin için birşeyim var.
You know what? I got something for you.
Sana bir haberim var.
I got something for you.
Senin için birşeylerim var.
- I got something for you!
- Senin için birşeyim var!
I got something for you.
Sana bir şey getirttim.
I got something for you, very special... that I want you to share with your loved ones.
- Senin için çok özel birşeyim var.
I got something for you!
Senin için bir şey var.
I got something for you that's better than money.
Senin için paradan daha güzel bir şey getirdim.
I got something for you.
Sana bir şey vereceğim.
Come on, I got something for you.
Gel bakalım, bir şeyler var.
I got something for you.
Bende senin için bir şey var.
I'v got something for you.
Senin için bir hediyem var.
I understand you and Charlie got something for me.
Charlie ve senin bana karşı bir şeyiniz olduğunu anlıyorum.
- I got something for you... ( screaming ) I want the Armour All.
Tam Zırh istiyorum.
I've got something for you.
Üzülme sana birşey vereceğim.
I've got something for you.
Sana bir şey getirdim.
Because I've got something for you.
Çünkü sana bir şey vermem gerek.
It's something I got to tell you I'm sorry for being such a sorehead.
Sana söyleyeceğim bir şey var. Böyle sinirli biri olduğum için özür dilerim.
Ever since we got engaged I've been waiting for something to flip you out.
Nişanlandığımızdan beri bir şeyin çıkıp seni panikleteceğini düşünüyordum.
I got a little something for you.
Senin için ufak bir şeyim var.
I've got something for you.
Senin için bir şeyim var.
Gatbot, I got a little something special for you.
Gatbot, senin için özel bir görevim var.
I've got to find something that works for me. I'm sorry if you don't approve, but you can tell that to the bank.
Bana uyan bir şey bulmalıyım, onaylamıyorsan üzgünüm ama bu kadar.
Honey, for the last couple of years, every time I try something with you, you got some damn excuse.
Son birkaç yıldır, ne zaman yapmak istesem hep kahrolası bir mazeretin vardı. Nasıl hissettiğimi bilmiyorsun.
I don't want hear any shit about what you don't know or... what you didn't do, because we both know you ain't got the nut sack... for something that size.
Neyi bilmediğini ya da yapmadığını duymak istemiyorum. Bunu yapacak kapasitede değilsin.
I've got something for you.
Senin için birşeyim var.
I've got something planned for you. I've been planning it a long time.
Gördüğün gibi bu gece senin için bir planım var, uzun zamandır düşünüyordum.
Oh, wait, I got something for you.
Sizi çok özledim.
I'm just looking for something to eat over here. This all you got?
Sadece ortalıklarda yiyecek birşeyler varmı diye bakıyordum.Hepsi bunlar mı?
I've got something for you.
Sana birşey getirdim..
I know you got something. What do you got for me
Birşeyler getirdiğini biliyorum.
- I got something nice for you, Baby.
- Sana güzel bir şey aldım Baby.
I got something for you.
Buraya gel Murph.
Here, I've got something for you.
Senin için bir şeyim var.
Be right back. So, i hear you finally broke down And got justin something for his birthday.
Sonunda kurallarını çiğnediğini ve Justin'e bir doğum günü hediyesi aldığını duydum.
And I've got something for you.
Ve sana birşey aldım.
Anyway, since I got you up in here... acting like my bitch and shit... with all your guilty-ass crying and whatnot... maybe you can do something for me.
Her neyse, buraya geldiğinden beri... böyle küçük or.spular gibi davranıp sanki suçlu gibi ağlıyorsun ama benim için bir şey yapabilirsin.
Well, if you're up for it, I've got something to show you.
Eğer kendine geldiysen sana bir şey göstereceğim.
I've got something for you.
Senin için birseyler getirdim.
I got something for you.
- Patron, bir şey buldum.