I got you a gift traduction Turc
185 traduction parallèle
- I got you a gift.
- Size bir hediye
I got you a gift.
Sana birşey aldım.
Speaking of gifts, I got you a gift today that's gonna make you one happy lady.
Hediye demişken bugün seni çok mutlu bir hanım yapacak bir hediye aldım.
So I got you a gift to symbolize how far we've come.
Bu yüzden ne kadar ilerlediğimizi simgelemesi için sana bir hediye aldım.
Look, I got you a gift here.
Sana bir hediyem var.
I got you a gift.
Sana hediye aldım.
So look, I know we're just hanging out, but I got you a gift.
Bak, sadece beraber takılacağız, biliyorum ama sana bir hediyem var.
Well, I got you a gift.
Sana bir hediye aldım.
Oh, and, uh, I got you a gift, huh?
Oh, sana bir hediyem var.
You know, I got you a gift as well.
Sana hediye de almıştım.
Kurt and I got you a gift certificate.
Kurt ve ben de sana hediye kuponu aldık.
Oh, I should have got you a going - away gift.
Ah, yolculuk için sana hediye almalıydım.
I think you got a real gift for it, so maybe Greg has too.
Elin çok yatkın, belki Greg de öyledir.
No, really, I'm serious, Doctor You've got a gift there
Ciddiyim, Doktor. O konuda mahirsiniz.
Did you know I've got a gift for you?
Bak sana ne getirdim.
I've got a gift for you.
Size bir hediyem var.
I got a little gift for you.
Senin için küçük bir hediyem var.
I've got a gift for you.
Sana bir hediye aldım.
In honor of your achievement, I, uh, went out and got you a little gift.
Bu başarının şerefine sana küçük bir hediye aldım.
- I got a gift for you.
- Sana bir hediyem var.
I've got such a gift for you this time... that you'll never believe it!
bu hediye için bir tür zaman var... inanmiyorum asla!
In fact, I'm so touched... I even got a little gift for you.
Üstelik öyle etkilendim ki, sana bir hediye vereceğim.
- I've got a gift for you.
Hiçbir seçenek kendini evdeymişsin gibi hissettirmez.
- In the End... Do you know, I got this as a gift on the valentine's day!
- sonunda... biliyormusun, bunu sevgililer gününde hediye olarak almıştım!
Look, Niles pulled some strings and got Alice on a list for a really good preschool so I thought I'd get him a thank-you gift.
Niles nüfuzunu kullanıp Alice'i iyi bir anaokulu listesine aldırdı. Ona bir teşekkür hediyesi almak istedim.
Said, I got a little gift for you here.
Said, sana ufak bir hediyem var.
What about our Christmas? I got a gift for you.
Sana bir hediyem var.
Well, I've got a gift for you from Pug and Merlin and Jumpy, you son of a bitch.
Pug, Merlin ve Jumpy'den bir hediye seni pislik.
Samuel and I got a little gift for you.
Samuel'le sana küçük hediye aldık.
I got a little gift for you.
Size bir hediyem var.
I finally got you the greatest birthday present in the entire world. I know it's a few days early, but I give you the gift of sight.
Daha birkaç gün var biliyorum ama sana gözlerini hediye ediyorum.
I'm telling you, you got a gift.
Sana söylüyorum, sende yetenek var.
Did you feel good saying I got Sydney a gift?
Barnett'e, benim Sydney'ye Noel hediyesi aldığımı söylemek çok mu hoşuna gitti?
- So do you think I got a good gift?
- Sence güzel bir hediye aldım mı? - Dört dörtlük.
I GOT IT OFF A BLANKET. LOOK, THE NEXT TIME YOU WANT TO BUY A GIFT,
Bir dahaki sefere bir hediye alacağın zaman git kendin al.
Hey, I got a gift for you.
Bunu geçen seneki öğrencilerinden birinin... çaldığı bir arabada bulduk. Benim de sana bir hediyem var.
I got a gift for you
Senin için bir hediye aldım
I've got a gift for you.
Sana bir hediyem var.
Look, I got you a gift, okay?
Sana bir hediye aldım.
I got you a little pre-Christmas Christmas gift.
O yüzden sana erken bir Noel hediyesi aldım.
Hey, look, I got a little gift for you too.
Henry, benim de sana küçük bir hediyem var.
Well, those 10.000 Mark, that you got from me, that time, 5 years ago, when I won the competition in Rostock, that loan, you remember? - Loan? That was a gift!
Hani benden aldığın 10.000 Mark var ya, eskiden 5 yıl önce hani Rostock'da kazandığım Turnuva, işini kurabilmen için vermiştim, hatırladın mı?
For your housewarming gift, I got you a baby chick and a baby duck.
Yeni ev hediyeniz olarak, size yavru bir civciv ile yavru ördek aldım.
For your housewarming gift, I got you a baby chick and a baby duck.
Yeni ev hediyeniz olarak size bir bebek civciv ile bebek ördek aldım.
I got a package from the young lady on the train, containing a gift and a thank you letter.
Trendeki genç bayandan hediye ve teşekkür mektubu içeren bir paket aldım.
All the shops are closed, only the duty free shop at the airport is open I went there to buy a beautiful, strong and reliable gift for you I got.. damn!
Bugün pazar degil mi? Evet, bugün pazar ve senin dogumgünün Bütün dükkanlar kapali ve havaalanindaki satıs magazasi acik
And, uh, I got you a little gift.
Ve sana bir hediyem var.
I know I've complicated your life lately... and to thank you, I got you a little Valentine's gift.
Hayatını karışık hale getirdiğimi biliyorum son zamanlarda... ve sana teşekkür için bu küçük Sevgililer Günü hediyesini aldım.
Barn, as a special gift to me this year, will you kill me? But I already got you a wool hat.
Ama zaten sana yün bir bere aldım.
Listen, I got a gift for you.
Size bir hediyem var.
Here. I got you a small gift.
Burada, sana bir hediyem var.