I got you a present traduction Turc
418 traduction parallèle
Knowing your passion for kilts... I got you a present in Scotland.
İskoç eteklerine olan tutkunu bildiğimden sana İskoçya'dan bir hediye aldım.
I got you a present cos I know it's your birthday.
Doğumgünün olduğunu bildiğimden sana hediye aldım.
I got you a present.
Sana bir hediyem var.
I got you a present.
Sana bir hediye aldım.
I got you a present.
Sana hediye aldım.
Miyuki, I got you a present.
Miyuki, sana bir hediyem var.
I got you a present too.
Ben de sana bir hediye aldım.
I got you a present.
Size bir hediye aldım.
One moment, Sheriff, I've got a little present for you... first.
"Bir dakika Şerif, size küçük bir hediyem var, Ama önce..."
And I just recollected, I got a little present for you.
- Sana bir hediyem vardı, şimdi hatırladım.
- I got a present for you.
- Sana bir hediyem var.
I got a little present for you.
Senin için küçük bir hediyem var.
Ashley, I've got a present for you too!
Ashley, senin için benim de bir hediyem var.
I got a little Christmas present here for you.
- Sana ufak bir Noel hediyem var.
Here. I got you a little present.
Size ufak bir hediye getirdim.
- Bet. At a party you're the guy who always says, "I never had a birthday party or ever got a present."
Katıldığı partilerde hep şunu söyleyen bir tip "Hiç doğum günü partim olmadı ya da bir armağan verilmedi."
I've got a present for you for Michelle.
Ben Michelle'e senin yerine bir hediye vereceğim.
I got a present for you.
Sana hediyem var.
I got you a lovely Christmas present :
Sana çok tatlı bir noel hediyesi aldım.
I got a present for you.
Sana bir hediyem var.
Bright Eyes, I've got a present for you.
Parlak Gözler, sana bir hediyem var.
If I do get it, I got a present for you.
Öyle olursa sana bir hediyem var.
I got a present for you.
Senin için bir hediyem var.
Hey, I've got a present for you two kids in that bag.
Hey, şu çantada size bir hediyem var, çocuklar.
I got you a little going-away present.
Sana küçük bir dönüş hediyem var.
Yes, I'll be home in about a couple of hours, and I got the present you wanted.
Evet. Evet birkaç saate evde olurum istediğin hediyeyi de aldım.
I've got a little present for you in my study.
Çalışma odamda sana ufak bir armağanım var.
- I've got a present for you.
- Gitmeden, sana bir armağanım var.
I've got a special present for you.
Sana çok özel bir hediyem var.
I got you a present.
Oh! Bana bir hediyen var.
I got a little present for you.
Sana bir hediyem var.
I missed you so much, I got a present for you.
Öyle özledim ki, sana hediye getirdim.
I've got a present for you.
Sana bir hediyem var.
I got a present for you from Mama.
Annemden sana bir hediye getirdim.
Well, you wouldn't let me buy you a graduation present, so I got you this instead.
Sana bir mezuniyet hediyesi almama müsade etmedin, ben de böyle bir şey ayarladım.
Have I got a nice present for you.
Sana güzel bir hediyem var.
Whoo! - ( boing ) - Told you I'd got you a present.
- Sana bir hediyem var demiştim.
[Boy # 2 ] I got a present for you. [ Spits]
Sana bir hediyem var.
- I've got a present for you.
- Sana bir hediyem var.
I got a going-away present for you, but it isn't wrapped.
Senin için bir veda armağanım var, ama paketsiz.
'Cause I got a little present for you.
Çünkü sana küçük bir hediyem var.
And for being such a good girl, I've got a present for you.
İyi bir kız olduğun için, sana bir sürprizim var.
I got a going-away present for you in the courtyard.
Avluda sana bir gidiş hediyem var.
And that being the case, I got a little present for you.
Bu yüzden sana bir hediye getirdim.
I got a present for you.
Sana göstermek istediğim bir şey var.
I hear you got something for me. A little present.
Benim için birşeyin varmış, küçük bir hediye.
I've got a little present for you.
O zaman sana bir hediyem var.
Dad, I've got a present for you.
Baba, sana bir hediyem var.
Ricky, I got a present for you.
Riki, gel dışarda hava süper ya!
I got you a very special present.
Sana çok özel bir hediye aldım.
Every year you say you got me a present I get all excited and it turns out to be something stupid like Clearasil in a drum the book, If You're Lonely And You Know It, Let's Make Hand Shadows and my favorite, the poster of the Village People with my picture over the face of the cowboy.
Her yıl bana özel bir hediyen olduğunu söylüyorsun. Ben heyecanlanıyorum. Ve saçma sapan bir hediye çıkıyor.