I have to go back to work traduction Turc
159 traduction parallèle
I have to go back to work... and I can't invest everything in one old lady you choose for me.
İşe dönmek zorundayım... ve benim için seçtiğin yaşlı bir kadına her şeyimi yatıramam.
I have to go back to work in Friday.
Cuma günü işe geri dönmek zorundayım.
- I have to go back to work now.
- İşe geri dönmem lazım.
I have to go back to work.
İşe dönmek istiyorum.
I have to go back to work.
İşe geri gitmek zorundayım.
I have to go back to work.
İşe dönmek zorundayım.
- I have to go back to work.
- İşime dönmeliyim.
I have to go back to work.
İşe dönmeliyim.
I have to go back to work.
Benim işe dönmem lazım.
- I have to go back to work.
- İşime dönmem lazım.
I have to go back to work today.
Bugün işe geri dönmem gerekiyor.
I have to go back to work.
Çalışmaya dönmem lâzım.
I have to go back to work.
İşime dönmem gerek.
- I have to go back to work.
İşe geri dönmek zorundayım.
Even so, I have to go back to work.
Öyle olsa bile işe geri dönmeliyim.
I have to go back to work.
İşe gitmem gerekiyor
I have to go back to work, so just make yourself at home.
İşe geri dönmek zorundayım. Kendini evinde hisset.
- I have to go back to work. See you.
- İşe geri dönmeliyim, görüşürüz.
I have to go back to work.
- Yarın oraya tekrar gitmek zorundayım..
I have to go back to work.
İşe dönmem gerek.
Right now I have to go back to work, but I could come back another time... and you could draw me one.
Şimdi işe gitmem gerek. Ama sonra gelirim sen de bana resim çizersin.
ED : I have to go back to work now.
İşe dönmem lazım.
So, I have to go back to work. Are you okay?
İşe dönmek zorundayım.
- Look, I have to go back to work.
- Yapma Luke.
I have to go back to work, so...
Benim işe geri dönmem gerek.
I have to go back to work.
- İşe dönmeliyim.
- I have to go back to work.
- İşe dönmeliyim.
I have to go back to work now.
Şimdi işe dönmek zorundayım.
- I have to go back to work.
- İşe dönmek zorundayım.
Come on, let's have a nice dinner before I have to go back to work.
Haydi çocuklar, işe geri dönmeden önce, beraber güzel bir yemek yiyelim.
I have to go back to work. You stay here.
Servise bakmam lazım.
I guess I, uh, I have to go back to work.
Benim işe dönmem gerek.
I have to go back to work.
Tamam, benim işim var.
I'll have him back here Monday morning ready to settle down and go to work.
Pazartesi günü döndüğümüzde de okumaya hazır olacak.
I guess you have to go back to work now, huh?
- İşe geri mi döneceksin?
- The only thing you gotta do is go back to work, or I'll have you and your brother transferred up to making ladies'dresses.
- Yapman gereken tek şey işine geri dönmen yoksa seni ve kardeşini kadın kıyafetleri bölümüne aldırırım.
Please be back by 4, I have to go to work.
Lütfen 4'e kadar dönmüş ol, işe gitmem gerekiyor.
I'M GOING TO HAVE TO GO BACK TO WORK SOONER THAN I THOUGHT,
Yakında işe dönmem gerekecek ve düşündüm ki.
BUT NOW THAT I HAVE TO GO BACK TO WORK,
ama artık işe dönmem gerek.
So... What excuse have I got not to go back to work, huh?
İşe dönmemek için artık bahanem ne?
I'll be back before you have to go to work.
İşe gitmen gereken zamandan önce döneceğim.
I dreamt that my job, was that every day I would go into work, and narrate a documentary about some guy's life, and go home from work and have dinner, and go to bed and go back to work in the morning,
Rüyamda işimi gördüm... her gün işe gidiyor... ve bir adam hakkında belgesel kaleme alıyordum... ve işten eve dönüyor yemek yiyor... yatıyor arkasından sabah olunca tekrar işe gidiyordum.
I would love to go back to work, but I can't because I have to stay here.
- Çünkü bir bebeğin olacak.
If this doesn't work, I'll have to go back to a boring job.
Eğer bu iş olmazsa, eve dönüp sıkıcı bir iş yapmam gerekecek.
Well I guess you'll have to go back to work.
Sanırım işe geri dönmek zorunda kalacaksın.
I'm sorry, I... have to go back to work.
Afedersin, işe... dönmeliyim.
I made a mistake. I shouldn't have called you. Go back to work.
Ben hata yaptım.Seni çağırmamalıydım.İşe geri dön.
I might have to go back to work.
Yarın işe dönmek zorunda kalabilirim.
Since I don't have to go to work today, I can take care of the fence out back if you want.
Bugün işe gitmediğim için, istersen arkadaki çit ile ilgilenebilirim.
You don't have to go back to work, I do... zip.
Senin işe dönmen gerekmiyor, benim dönmem lazım... Çek.
I'm tired, and i have to go straight back to work,
Hemen işe geri dönmeliyim.