I have to go home now traduction Turc
91 traduction parallèle
I have to go home now.
Ama artık eve gitmeliyim.
I have to go home now to prepare my poor Sabbath meal.
Ben artık eve gideyim de Şabat sofracığımı hazırlayayım.
- I can't think. I have to go home now.
Şu anda düşünemiyorum, hemen eve gitmem lazım.
I'll come back, but I have to go home now.
Geri geleceğim, fakat şimdi eve gitmeliyim.
I have to go home now.
Şimdi eve dönmeliyim.
- I have to go home now.
- Artık eve gitmem lazım.
I have to go home now.
- Billy, gitmem gerek! - Hayır, gitmen gerekmez.
I have to go home now.
Eve dönmem gerekiyor.
I have to go home now.
Eve gitmeliyim.
I have to go home now.
Hemen eve gitmem lazım.
Hey, I'm full. I have to go home now.
Ben doydum, artık eve gitmeliyim.
I have to go home now before I get in trouble.
Şimdi eve dönmem gerek, yoksa başım belaya girer
I have to go home now.
Artık eve gitmem gerek.
I have to go home now
Eve gitmem gerek.
I have to go home now.
Şimdi eve gitmem gerekiyor.
I have to go home now.
Artık eve gitmeliyim.
Do I have to go home now?
Eve dönmek zorunda mıyım?
Amy, I have to go home now.
Amy, benim artık eve gitmem gerek.
Actually, I have to go home now.
Aslında eve gitmek zorundayım.
- I have to go home now. - Mm-hmm.
Eve gitmem gerekiyor.
I have to go home now, Jack.
" eve gitmek zorundayım, Jack.
"I have to go home now and watch the Internet."
"Şimdi eve gidip, internet izlemem gerek."
I want you all to go home now and have a very Merry Christmas.
Şimdi hepinizden evlerinize gitmenizi ve iyi bir Noel geçirmenizi istiyorum.
If you'll pardon me, ma'am I've watched you go in and out of town for years now and you've always had time to stop and have a word with me and I've always waited for you to come home and you remind me of the flower.
Özür dilerim sizi yıllardır şehre gidip gelirken görüyorum durup benimle konuşmaya hep zaman ayırdınız ben de hep sizin dönüşünüzü gözledim. Bana bu gülü anımsatıyorsunuz.
Will you take me home now, Uncle Oliver, or do I have to go alone?
Beni evime bırakacak mısın Oliver Amca,... yoksa tek başıma mı gideyim?
- Now, I have to go home and change.
Ben, faşistim. Şimdi eve gidip, üzerimi...
– Now I won't have to go home. – You what?
- Artık eve gitmem gerekmeyecek.
I have got to go home now.
Artık eve gitmem gerekiyor.
Now I don't have to do this anymore Tomorrow I'll bring you home and go to... find the treasure ; after that I'll come look for you
ama artık vazgeçtim... yarın seni evine bırakıp... hazineyi almaya gideceğim, sonra gene sana gelecem!
It was now 7 : 00... and I would have liked nothing better than to go home and have my girlfriend Debby... cook me a nice, delicious dinner.
Saat şimdi 19.00 oldu en çok istediğim şey eve dönmek ve kız arkadaşım Debby'nin bana güzel lezzetli bir yemek pişirmesi.
But now, you guys, you're gonna have to pack up all your shit and go home, because I'm onto you, you dumb fucks.
Ama artık pılınızı pırtınızı toplayıp evinize gidin... çünkü sizi enseledim geri zekalılar.
I have to go home right now. Please take me.
Simon, eve gitmem gerekiyor, beni götürür müsün, lütfen?
I have to go home now.
Şimdi eve gitmeliyim.
Now, I would really love to stay and see you go down for the third time but I have to get home.
Gerçekten burada kalıp, üçüncü kez mahvolduğunu görmek isterdim ama eve gitmem gerek.
But I'm tired now, and I have to go home.
45 dakikadır yanıma gelip benimle konuşmanı bekliyorum. Ama sıkıldım. Eve gidiyorum.
- I have to go... home..... right now.
Eve gitmeliyim. Hemen.
I, I guess so, but now I have to go home and tell Chris. Screw him!
Sa-Sanırım öyle ama eve gidip Chris'e söylemem lazım.
Well, the other cops talked to Brodus while he still had appeals on the table, and we're on the home stretch now, I can't afford to have anything go wrong.
Diğer polisler Brodus'la konuşurken temyiz seçeneği vardı. Ama şimdi olay karara bağlandı. Sorun çıkmasını göze alamam.
Now, if you'll excuse me, I have to go home and ice my neck.
Şimdi izninizle eve gidip boynuma buz koymam lazım.
So now I have to go home and try and get my kids back.
Şimdi eve gidip çocuklarımı geri almam gerek.
I guess now we'll have to go home before we all get in trouble.
Sanırım başımız belaya girmeden, yuvamıza dönmeliyiz.
I should like to go home now, and I'll need a ride since you have my car.
Artık eve gitmek istiyorum. Arabama el koyduğunuza göre beni sizin götürmeniz gerekecek.
Now I just have to go make sure all the deliveries went out and then I will be home.
Şimdi gidip teslimatlar gönderilmiş mi diye bakacağım ve sonra eve geleceğim.
I think we should go home now I don ´ t want to get bitten by a snake, I still haven ´ t have a love life
Sanırım eve gitsek iyi olacak. Bir yılan tarafından sokulmak istemiyorum. Daha hayatımı yeterince yaşamadım.
I have to go home right now!
- Şimdi eve gitmek zorundayım.
Now, uh, I have to go home and make sure my pool boy is using his skimmer!
Şimdi, eve gitmeliyim ve havuzcu çocuğun süzgecini kullandığından emin olmalıyım!
I have a good mind to go out there right now and tell them all to just go home.
Şimdi oraya gitmem ve olanları tamamen anlatmam için aklım var.
Because now I have to go home And put on a corset and pantyhose and a petticoat And look like one of those idiots on top of a wedding cake, and then I have to walk down the aisle and have everyone staring at me.
Çünkü şimdi eve gidip korse, kilotlu çorap ve kombinezon giyeceğim ve o düğün pastasının tepesindeki aptallara benzeyeceğim ve herkes bana bakarken kiliseyi baştan aşağı yürüyeceğim ama olsun, çünkü bugün baştan sona bir ameliyat yaptım.
True subjects would have not dealt with me, Their Princess in such Violence but would petition me for that purpose now I command you Rebels to go home, and say no more and remember your allegiance, you are duly bound to to obey me, your King
Böyle bir şey yapılmış olsa bile, sadık bir halk asla bana, prenslerine, bu kadar şiddetli yöntemlerle karşı çıkmaz, hatta bu amacı gerçekleştirmem için dileklerini beyan ederlerdi. Şimdi, siz asilere, evinize dönmenizi ve başka bir şeye karışmamanızı emrediyorum! Ayrıca, bağlılığınızı hatırlayın.
Now I have to go home and I have to cook dinner for myself?
Şimdi, birde eve gidince, kendime yemek mi yapacağım?
I just have to go home now.
Şu anda eve gitmem gerek sadece. Tamam mı?