I haven't traduction Turc
50,972 traduction parallèle
I haven't seen him since this morning.
Sabahtan beri onu hiç görmedim.
I haven't got the keys.
Bende değil!
I haven't heard from Roy or Shane since that day at the church.
Kilisedeki o günden beri Roy veya Shane'den haber almadım.
Yeah, I called them a couple days ago and they haven't called me back.
Evet, birkaç gün önce aradım ama beni geri aramadılar.
I haven't heard from either of you since Jackie played you his new song.
Jackie size yeni şarkısını çaldığından beri sizden haber almadım.
I haven't heard anything yet.
Henüz bi haber almadım.
No, I haven't been.
Hayır, gitmedim.
You know, hey, i haven't really been in touch with ginnie recently, so...
Ginnie'yle epeydir görüşmüyorum
Yeah. No, I haven't seen her.
Hayır, görmedim.
I haven't seen either of'em.
Onu da görmedim.
- Yeah, I haven't seen it.
- Evet, görmedim.
I haven't told that boy anything.
Çocuğa hiçbir şey anlatmadım.
Republicans haven't got any money, why would I sell it to them?
Cumhuriyetçilerin hiç parası yok ki. Onlara neden barut satayım?
Becky, The only reason I haven't busted him Is, I was hoping he would come around
Becky onu bugüne kadar tutuklamamamın tek sebebi senin hatrına yola geleceğini umduğumdandı.
Perhaps you haven't failed to notice that I'm the only one of that group who hasn't disappeared without explanation, which has led to a certain reluctance on Gordon's part to bring new blood into the fold... until tonight.
O gruptan sadece benim hiçbir açıklama olmadan ortadan kaybolmadığımı fark etmişsindir belki. Bu yüzden Gordon yeni birini safımıza katmak açısından isteksizdi. Bu geceye dek.
I haven't got a clue.
Hiçbir fikrim yok.
I haven't slept for weeks.
Haftalardır uyumadım.
- No, Pat, I haven't.
- Hayır, yerleşmedim.
I... I haven't checked in anywhere yet.
Daha bir yer ayırtmadım.
Well, I know you haven't been in touch for a while but you could always try stay at your sister's.
Biliyorum bayadır görüşmüyorsunuz ama yanında kalmak için her zamanki gibi kardeşini bir dene istersen.
But, I still haven't got my own house to design.
Hala benim tasarladığım bir ev yapılmadı.
- I haven't had the pleasure.
- Hayır henüz tanışmadım.
I haven't been thinking about it.
Hiç farkında değildim.
I'm afraid I haven't much fondness for trains.
Trenleri sevdiğimi de sanmıyorum.
Well, I haven't even said what I'm gonna ask yet.
Sana ne soracağımı söylemedim bile.
I haven't seen him.
Onu görmedim.
I haven't done anything.
Ben hiçbir şey yapmadım.
I haven't seen our eastern sister in years.
Yıllardır doğudaki kız kardeşimizi görmedim.
I haven't decided.
Karar vermedim.
I haven't known that since I got here.
Buraya geldiğimden beri bunu bilmiyordum.
If it makes you feel any better, I haven't considered killing you in months.
Sana iyi gelir mi bilmiyorum ama, aylardır seni öldürmeyi düşünmüyorum.
Until now, I haven't had the manpower to take it.
Şu ana kadar orayı ele geçirmek için gereken insan gücüm yoktu.
I haven't seen him all morning.
Bu sabah görmedim.
I haven't slept with my wife in a year.
Karımla bir yıldır yatmadım.
I saw a look on your face tonight I haven't seen in years, not since you competed.
Bu gece yüzünde yarışmayı bıraktığından beri görmediğim bakışı gördüm.
I haven't seen this much activity since the night the invasion started.
İşgalin başladığı geceden beri bu kadar hareketlilik görmemiştim.
If you've only just guessed about me, I suppose you haven't twigged to Harry yet.
Sadece benim hakkımda araştırma yaptıysan, sanırım henüz sıra Harry'e gelmedi.
Maddie, i haven't even told these guys.
Maddie oyunculara söylemedim bile.
I haven't done anything yet.
Daha bir şey yapmadım.
I haven't seen anything, but I feel certain that something is going on with Amabella.
Gözlerimle bir şey görmedim ama Amabella'nın bir derdi olduğuna eminim.
- No, I haven't been following you.
- Hayır, seni takip etmiyorum.
I actually haven't left town since we had Emma.
Emma doğduğundan bu yana şehir dışına çıkmadık açıkçası.
I told you, I haven't talked to her.
Onunla konuşmadığımı söyledim size.
I left two messages with that detective. I still haven't heard anything back yet.
O dedektife iki mesaj bıraktım ama hala beni aramadı.
Oh, I haven't been far.
Uzakta değildim.
I'm so sorry I haven't been there for you.
Yanında olamadığım için üzgünüm.
I haven't spoken to him in days.
Onunla konuşmadım.
I haven't left my house in 17 years.
17 yıldır evden çıkmadım.
'Cause I haven't seen you outside once since we got here.
Çünkü buraya taşındığımızdan beri seni bir kere bile dışarda görmedim.
I haven't seen him.
Onu görmedim ki.
I have a daughter, and I haven't spoken to her in many years.
Benim bir kızım var ve yıllarca onunla konuşmadım.
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i haven't yet 29
i haven't got it 40
i haven't seen it yet 23
i haven't decided yet 126
i haven't the faintest idea 43
i haven't got time 37
i haven't done anything 204
i haven't finished yet 32
i haven't seen you in a while 35
i haven't yet 29
i haven't got it 40
i haven't seen it yet 23
i haven't decided yet 126
i haven't the faintest idea 43
i haven't got time 37
i haven't done anything 204
i haven't finished yet 32