I haven't been traduction Turc
7,443 traduction parallèle
" Dear Santa, I know I haven't been great this year, and I'm sorry for that, but I was really hoping you could help out me and my family this Christmas.
" Sevgili Noel Baba çok güzel bir yıl geçirmediğimi biliyorum, bunun için özür dilerim ama bana ve aileme bu Noel'de yardım edeceğini umuyorum.
Oh, forgive me, I haven't been at Court for long, I get so confused.
Özür dilerim, epeydir Konsey'e gelemedim de kafam biraz karışık.
I haven't been a lord very long.
Lord olmamın üzerinden pek zaman geçmedi.
I was away camping with my fraternity and I haven't been back yet.
Kulüp üyelerimle kampa gitmiştim ve henüz döndüm.
We're still investigating what happened, but we haven't been able to locate a wallet, credit cards, I.D. for your son at the scene.
Hala ne olduğunu araştırıyoruz, ama olay yerinde oğlunuza ait bir cüzdan, kredi kartı, kimlik bulamadık.
On your website, I read that you will advocate in the court... If you haven't been properly informed about any aspect of the legal proceedings,
Web sitenizde, davanın seyriyle ilgili olarak düzgün bilgilendirilmeme durumunda mahkemede savunma yapacağınızı okudum.
I'm sorry I haven't been around much the last year, but it's just weird with our wives being such good friends.
Ama karılarımızın bu kadar çok yakın arkadaş olması oldukça garip.
To make sure that I haven't been infected by my time in the west.
Batı'dayken herhangi bir düşünceye kapılıp kapılmadığımdan emin olmak için.
The Party wants you to watch me to make sure that I haven't been infected by my time in the West.
Parti senden beni izlemeni istiyordu Benim zamanımda batıdan etkilenmediğimden emin olmak için.
I haven't had- - I never had any really- - I haven't had a pet since I've been a grown-up.
Yetişkinliğe eriştiğimden beri evcil hayvanım olmadı.
I know we haven't been very nice to each other lately.
Biliyorum, son zamanlarda birbirimize nazik davranmadık.
I feel like I haven't seen you for what, has it been three days?
Seni günlerdir görmemiş gibiyim. Üç gün oldu mu?
The truth is, the woman they found in the river... Oh, I haven't been able to stop thinking about the unfortunate soul.
Gerçek şu ki nehirde buldukları kadını o talihsiz insanı düşünmeden duramıyorum.
I haven't been here in New York for long.
Uzun süredir New York'tayım.
I haven't really been able to trust people very often but you're easy to talk to you know?
Gerçekten sıklıkla insanlara güvenmeyi başaramadım ama sana konuşmak kolay, bunu biliyor musun?
I haven't been away from my kids, not one day, since they lost their mother...
Annelerini kaybetmelerinden bu yana çocuklarımdan bir gün dahi ayrı kalmadım.
I Haven'T Been Sleeping Too Well.
İyi uyuyamıyorum
I haven't been home for awhile.
- Bir süredir evde yoktum.
And I haven't been in here since.
O zamandan beri burada bulunmadım.
I can't believe you haven't been here before.
Daha önce buraya gelmediğine inanamıyorum.
I haven't been sleeping so well.
Son zamanlarda pek iyi uyuyamıyorum.
Yeah, well, I haven't been given anything.
- Benim yeteneğim falan yok.
No, and I haven't been to Milwaukee in how long now?
Hayır, Milwaukee'ye gitmeyeli çok oldu.
Oh, I haven't been this excited since Lillian's birthday was the same day as the World's Fair and nobody came to her party.
Lillian'ın doğum gününün büyük panayırla aynı güne gelip partisine kimsenin gelmediğinden beri böyle heyecanlanmamıştım.
just been so preoccupied with other things lately that i haven't been there for you.
Burada size yardımcı olamadığım, öteki şeylerle son zamanlarda meşguldüm.
I, uh, I haven't been out with anybody since, um... Mercedes and I broke up.
Ben de Mercedes'le ayrıldığımızdan beri biriyle çıkmadım.
- I haven't been here in a million years.
- Uzun süredir buraya gelmemiştim.
Okay, so I'm just gonna say this, because I haven't been able to think about anything else, and I got, like, zero sleep last night, but... our kiss?
Direk konuya gireceğim çünkü dün gece uyuyamadım ve başka bir şey düşünemiyorum öpüşmemizden başka.
I haven't been this scared in my whole life.
Hayatımda hiç bu kadar korkmamıştım.
I haven't been paid in a while.
Bir süredir bana ödeme yapılmadı.
Maybe I haven't been clear, because I don't need you weighing in.
Yeterince açık olmadım sanırım çünkü senin fikrine ihtiyacım yok.
I've been searching for God, but I haven't found him yet.
Tanrı'yı aradım ama henüz bulamadım.
I haven't been, but now that I'm back, I realize something.
Artık dönmüş olmam bana bir şey fark ettirdi.
I haven't always been...
Her zaman çok şey değildim...
I haven't been able to reach him, and neither has Renee, and I just... I-I thought that...
Ne ben, ne de Renee ona ulaşamıyoruz ve ben sadece...
I haven't been able to contact Zoe Blyer.
Zoe Blyer'a ulaşamadım.
I haven't been up to the scene yet, so I'm a little short of details.
Olay yerine henüz gitmedim, o yüzden ben de az şey biliyorum.
I'm just wondering why we haven't been able to get a urine screen today.
Sadece bugün idrar tahlilini alamadık bunu merak ediyorum.
I don't know. I haven't been before.
- Bilmiyorum, daha önce gitmedim hiç.
I haven't been in touch since.
O zamandan beri görüşmedim.
So I haven't been like this in a long time.
Uzun zamandır böyle olmamıştım.
I haven't been drinking.
- I içme olmamıştır.
I'm sorry that i haven't been here as much as i intended to.
Buraya çok sık gelemediğim için üzgünüm.
I haven't been in a black-and-white in 22 years. Nothing out of that shitbird's mouth is true, including his name.
O piç kurusunun ağzından çıkan tek kelime bile doğru değil, adı dahil.
I haven't been in this situation with a man in 40 years.
40 yıldır bir adamla bu duruma gelmemiştim.
Do you know what? I haven't been taking into account what an adjustment it must be for you, having Gretchen living here now.
Var ya, Gretchen'in burada yaşamaya başlamasının senin düzenini ne denli etkileyeceğini hiç hesaba katmamışım ben.
I'm sorry, I haven't been... sleeping much.
Özür dilerim, son zamanlarda pek adam gibi uyuyamadım da.
I fear you haven't been well since last I seen you.
Seni görmeyeli bunu iyi anlamamandan korkuyordum.
My balls haven't been this exhausted since I discovered jacking off when I was 9 years old.
Taşaklarım dokuz yaşında 31 çekmeyi öğrendiğimden beri bu kadar bitkin düşmemişti.
It says you've been putting a lot of things in his head, because the way he talks, a lot of things I'm hearing from him, I haven't heard them before.
Bu onun kafasına çok şey koyduğunu belirtir, çünkü o öyle konuşuyor ki, ondan duyduğum birçok şeyi daha önce hiç duymadım.
I haven't been treating you like my child, and I'm sorry about that, but I was scared.
Sana çocuğum gibi davranmadım, bunun için üzgünüm ama korkmuştum.
i haven't been drinking 17
i haven't been sleeping 17
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i haven't yet 29
i haven't got it 40
i haven't seen it yet 23
i haven't 1248
i haven't decided yet 126
i haven't got time 37
i haven't been sleeping 17
i haven't heard from you 21
i haven't seen you in a while 35
i haven't yet 29
i haven't got it 40
i haven't seen it yet 23
i haven't 1248
i haven't decided yet 126
i haven't got time 37
i haven't the faintest idea 43
i haven't done anything 204
i haven't finished yet 32
i haven't heard from him 28
i haven't seen him 197
i haven't slept in days 19
i haven't seen him since 36
i haven't heard anything 33
i haven't seen you since 41
i haven't slept 44
i haven't done anything 204
i haven't finished yet 32
i haven't heard from him 28
i haven't seen him 197
i haven't slept in days 19
i haven't seen him since 36
i haven't heard anything 33
i haven't seen you since 41
i haven't slept 44